Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kabine toplantısı sonrası açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı misafir ettik. Görüşmemizde ikili iş birliği konularını yarın Cenevre’de gerçekleştirilecek gayrı resmi 5+1 Birleşmiş Milletler toplantısını ele aldık. Tatar, Kıbrıs’tan aldığı destekle egemen eşitliğe dayalı iki devletli çözüm vizyonunu gündeme getirecek. Türkiye olarak biz de bu vizyona tam destek vereceğiz. Kıbrıs’ı çözümsüzlüğe mahkum etmek isteyen zihniyete müsamaha göstermeyeceğiz.
Türkiye sınırları dışından ve içinden maruz kaldığı terör saldırılarına karşı 2015 yılından itibaren terörle mücadelesinde yeni bir konsepte geçmiştir. Teröristlerin burnumuzun dibine kadar gelip eylem yapmasını beklemeden terör örgütlerini inlerinde bulup yok etme stratejisiyle hareket edeceğimizi duyurduk.
Biden’a yanıt
Biden, 24 Nisan günü yayınladığı bir mesajda coğrafyamızda bir asırdan daha uzun süre önce yaşanmış acı olaylarla ilgili mesnetsiz, haksız ifadeler kullanmıştır. Hiçbir tarihi ve hukuki temeli olmayan bu ifadeler milletimizin her ferdi gibi bizi de ziyadesiyle üzmüştür. Açıklamadaki ifadelere radikal Ermeni çevrelerin baskısıyla yer verildiğini düşünüyoruz. Bu durum ortaya çıkan tablonun iki ülke ilişkileri üzerindeki yıkıcı etkilerini ortadan kaldırmıyor. Türkiye olarak tarihte yaşanılan acıların yarıştırılması gibi bir anlayışı kesinlikle insani bulmuyoruz ama böyle bir yola girilecekse bu yarıştan alnı ak çıkacak tek milletin biz olduğunu hatırlatmak isteriz. Amerika ve Avrupa başta olmak üzere böyle bir mukayese sonrasında insan içine çıkamayacak hale gelecektir. Esasen son iki asırda en büyük sivil can kayıpları Osmanlı coğrafyasında bizim vatanımızda olmuştur. Tarihteki olayların araştırılması bu işin erbabına yani tarihçilere bırakılmalıdır, siyasetçilere değil. Yıllardır dile getirilen Ermeni iddiaları konusunda ortak bir tarih komisyonu kurulması teklifimize cevap alamadık.
Anadolu ecdadımızın yönetiminde asırlar boyunca farklı inançtan insanların huzur içinde yaşadığı bir coğrafya olmuştur. Ermeniler de bu dönemde dini özgürlüklerini kazanmışlardır. Tarihimize 93 harbi diye geçen hadiseye kadar bu barış iklimi sürmüştür. Osmanlı’nın son döneminde ülkedeki pek çok kesim Batılılar tarafından tahrik edilerek cesaretlendirilerek bize karşı ayaklandırılmışlardır. Bugün üzerinde çok sayıda devletin yer aldığı Balkan toprakları bu şekilde başlatılan savaşlarla ülkeden koparılmıştır. Doğuda da aynı senaryo Çarlık Rusyası’nın da iştirakiyle Ermeniler üzerinden oynanmıştır. Ermeniler büyük katliamlara yönelmişlerdir. Ermeni örgütleri köyleri ve şehirleri basıp önlerine gelenleri öldürmüşlerdir. Pek çok yerde sayıları milyonla ifade edilen tamamı sivil Türk ve Kürt nüfus Ermeni çeteler tarafından katledilmişlerdir. 24 Nisan’da insani trajedi anlamında hiçbir şey olmamıştır. 24 Nisan 1915 tarihi sadece Osmanlı Devleti’nin savaş halinde bulunduğu ülkelerle bir olup aleyhine faaliyet yürüten Taşnak Hınçak gibi örgütleri kapatıp 235 yöneticisini tutukladığı gündür. Yaşanan herhangi bir can kaybı da söz konusu değildir. Ülkemizdeki Ermeni toplumu dünyadaki genel uygulamaya paralel şekilde bu tarihi kendi acılarını anma günü olarak kabul etmiştir. Biz de gerçekte bu tarihte ne olduğunu bilmemize rağmen Ermeni toplumunun tercihine saygı duyarak kendilerine mesaj gönderiyoruz.