Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ve kapalı Maraş bölgesinin açılmasına yönelik, “Biz bir 50 yıl daha bekleyemeyiz. Ne yapılacaksa artık yapılmalıdır. O günden bugüne kuzeyi Avrupa birliği hep maalesef yalanla oyalamıştır. Yalanla vermesi gereken taahhütlerini yerine getirmemiştir. Kıbrıs’ı şu an tanıyan kim var sadece biz varız. Biz rahatlıkla huzur içinde gittik. Ama şu anda kapalı Maraş açıldı mı açıldı. Orayla ilgili de ne gibi adımlar atılacağını uluslararası hukuk neyi gerektiriyorsa biz o adımlarımızı atarız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATV, Aaber, Apara ve Anews ortak yayınında önemli açıklamalarda bulundu. KKTC’nin ve kapalı Maraş bölgesinin statüsü ile ilgili açıklamada bulunan Erdoğan, “O bölgeye gittiğimizde hava yağışlıydı ama orada bir sinyali verdik. Ondan sonra malum ülkeler malum kuruluşlar hepsi tehditlere başladılar. Ve bu arada tabii bir Cenevre buluşması oldu. Orada ersin bey dik durdu. Orada mesajımızı oradaki ilgililere iletti, ‘İki eşit egemen devlet’ dedi.
Biz bir 50 yıl daha bekleyemeyiz. Ne yapılacaksa artık yapılmalıdır. Biz Kofi Annan’la bir araya geldik. O bir araya gelişte de bize ‘referandum yapalım bunun neticesinde de durum ne çıkarsa ona eyvallah’ Ve o referandum yapıldı. Kuzey yüzde 65 evet dedi güney tam aksine yüzde 65 hayır dedi. O günden bugüne kuzeyi Avrupa birliği hep maalesef yalanla oyalamıştır. Yalanla vermesi gereken taahhütlerini yerine getirmemiştir. Bakın şu anda hala Kıbrıs’ı oyalıyorlar. Kıbrıs’ı şu an tanıyan kim var sadece biz varız. Biz rahatlıkla huzur içinde gittik. Ama şu anda kapalı Maraş açıldı mı açıldı. Orayla ilgili de ne gibi adımlar atılacağını uluslararası hukuk neyi gerektiriyorsa biz o adımlarımızı atarız. Ve bu konuda da yetişmiş çok güçlü insanlarımız var. Belki de sonbahar gibi bir uluslararası bir toplantıyı düşünüyoruz. Ve bu uluslararası toplantıyla beraber inşallah işin performansını daha da artırmayı düşünüyoruz” dedi.
“ZORLAMADAN YANA DEĞİLİM”
Korona virüs salgını ile mücadele ile ilgili kontrollü normalleşme sürecinde vaka sayılarında bir artış olduğunu vurgulayan Erdoğan,
“Diğer taraftan virüsün yeni varyantları tüm dünya için bir tehdit. Kimileri kendi akışına bırakıyor. Ülkemizin sağlık sisteminin gücü ve aşılamada geldiği nokta itibariyle hamdolsun aslında iyi bir noktadayız. Toplam yapılan aşı sayımız 75 milyonu bulmuş vaziyette. Aşılama en etkili ve yaygın korunma yöntemi. Buradan tüm vatandaşlarıma kendilerinin ve sevdiklerinin sağlığı için aşı olmaları çağrımı tekrar ediyorum. Bunun yanında temizlik maske ve mesafe kuralına tavizsiz şekilde uyalım. Özellikle de şu anda Biontech noktasında da bir sıkıntımız yok. Orada uğur hoca da aşıları göndermeye devam edecek. Bu şekilde yolumuza da devam edelim. Türkovac ile yerli Covid-19 aşımızın faz-1 ve faz-2 aşamaları başarıyla tamamlandı. Haziranda da son aşama olan faz klinik aşamasına geçildi. Aşı çalışmaları için belirlenmiş evrensel standartlarda yürütülüyor. 3 hastanemiz de başlatılan faz 3 çalışmasının ilk etabı tamamlandı. Faz-3 çalışması 30 hastanede devam edecek. Türkovac e-nabız uygulaması aracılığıyla katılım sağlamaya devam ediyorlar. En kısa sürece Türkovac aşımız için acil kullanım onayı almayı hedefliyoruz. Aşısızlar ile ilgili olarak belli kısıtlamalara yönelik konuşan Erdoğan, “Bu konuda doğrusu ben zorlamadan yana değilim. Yani burada bilim kurulu herhalde bunlarla ilgili onlarda bir çalışma yapacaktır. Gönüllülük esasına göre bunu yaparsak inanıyorum ki neticesi hayrolacaktır” şeklinde konuştu.
“FAİZ ORANLARINDA DA DÜŞÜŞE GEÇİYORUZ”
Ekonomi ile ilgili sorulan soruları cevaplayan Erdoğan, zamanında aldıkları tedbirlerle Türkiye ekonomisinin 2000 yılında yüzde 1,8 oranında büyüdüğünü belirtti. Erdoğan,
“Böylece G-20 ülkeleri arasında Çin ile birlikte pozitif büyüme kaydeden 2 ülkeden biri olduk. Güçlü yatırımlar özel tüketim ve dış talebin desteği ile büyüme yıllık yüzde 7 seviyesine ulaştı. Salgın döneminde imalat sanayimizi ayakta tutmak için verdiğimiz destekler şu anda neticelerini veriyor. Yani beklenenin çok daha üzerinde bir büyümeyi yakalayacağımızı umuyoruz. 2019 yılı 3. Çeyreğinden bu yana ilk defa pozitif döndü ve bu katkı 1,1 puan olarak gerçekleşti. Ve ben şu anda çok açık ve net söylüyorum yüzde 7’nin üzerinde bir büyümeyi biz yakalayacağız. Ve bir diğeri de 2021 yılı ikinci çeyreğinde sanayi üretimi ve düşük bazın da katkısıyla yıllık yüzde 20 civarında bir büyüme gerçekleşmesini tahmin ediyorum. Enflasyon noktasında da ben özellikle şu anda ağustos ayını geride bıraktığımızda biz ağustos ayıyla birlikte de enflasyonda da düşüş göreceğiz ama bunun oranı şuanda bulunduğumuzun altında olur. Bundan böyle enflasyonun daha yukarı çıkması mümkün değil. Faiz oranlarında da düşüşe geçiyoruz. Düşük faiz de bize düşük enflasyonu getirecektir. Ağustos ayı ile beraber de artık biz düşük enflasyona geçeceğiz” dedi.
“TOPLAMDA 540 MİLYAR METREKÜPLÜK DOĞALGAZ REZERVİ KEŞFİNE ULAŞMIŞ OLDUK”
Enerji alanında da önemli açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıl ağustos ayında Sakarya sahasındaki doğalgaz keşfinin ilk müjdesini verdiklerinin altını çizdi.
Fatih sondaj gemisinin 320 milyar metreküplük keşfinin Türkiye’de ve dünyada büyük yankı uyandırdığını hatırlatan Erdoğan,
“Bunu yine geçen yıl ekim ayındaki 85 milyar metreküplük keşfimiz izledi. Bu yıl haziran ayında 135 milyar metreküplük 3. keşfimizi duyurduk. Toplamda 540 milyar metreküplük doğalgaz rezervi keşfine ulaşmış olduk. Son 1 yılda Karadeniz’de 6 kuyu açtık. Yeni doğalgaz keşifleri için arama çalışmalarımız devam edecek. Keşfedilen doğalgaz karaya inşallah 3 aşamada çıkarılacak. Deniz tabanı doğalgaz üretim sistemleri kurulacak. Karadaki doğalgaz işleme tesisleri kurulacak. Deniz tabanı üretim sistemleri ve kara gaz işleme tesislerinin süreçleri eş zamanlı olarak yürütülüyor. Deniz tabanı doğalgaz üretim sistemlerinin tasarımı tamamlandı. 2022 yılında 169 km boru deniz yüzeyine serilecek. Bu dünyanın en uzun derin deniz bağlantısı olacak. 2023 yılına gazın ilk faz üretimi gerçekleştirilecek. Yerli sanayi sürecin önemli bir parçası olacak. Burada edinilen tecrübelerle ilerleyen dönemlerde Türkiye, arama, sondaj ve eğitim konusunda yurt dışına hizmet veren bir ülke konumuna da gelecek. İnşallah vatandaşım daha düşük fiyatlarla doğalgazı kullanacak” şeklinde konuştu.
Diyarbakır anneleri ile ilgili de konuşan Erdoğan, “Başta Hacire anneyle başlayan o süreç hakikaten çok anlamlı bir süreç. Ayşegül kardeşimin o imanı ana yüreği gibi. Her şeyi dağları devirircesine. Oradaki diğer arkadaşların durumu öyle. Beni en çok duygulandıran şuydu bir defa bunların gözünde ümitsizlik yoktu. Orada çadırın içerisinde yaz kış demeden durdular o bekleyişlerini kararlı bir şekilde sürdürdüler. Rabbim diğer evlatlarını bekleyen annelere de kavuşmalarını nasip etsin” dedi.
“Mete bizi çok duygulandırdı”
Türk sporcuların olimpiyatlardaki başarılarına da değinen Erdoğan, okçuluk dalında olimpiyat şampiyonu olan Mete Gazoz’un kendisini çok duygulandırdığını belirtti. Tarihin akışı içerisinde ok ve yayın çok önemli olduğunun altını çizen Erdoğan,
“100 yıl şöyle geriye gittiğiniz zaman Osmanlı’nın o bütün savaşlarında yay, ok çok anlamlı. Mete bununla dünyada 1 numara oldu. Bu başarısının devamının özellikle temenni ediyorum. Allah annesine babasına bağışlasın. Tabi oğlum Bilal de okçuluk noktasında çok gayreti emeği var. Ve tabii bu noktada da kendisine ayrı muhabbeti var. Ailece bizi çok çok mutlu etti. Ve bu altınların sayısı daha da inşallah artısın. Güreşte özellikle beklentimiz daha farklıydı. Bu noktada üzüntümüz oldu. Jimnastikte yine beklentimizin dışında bir gelişme oldu. Ve temennimiz ol dur ki önümüzdeki süreçte jimnastikte de aşmış oluruz. En önemlisi boksta Busenaz Çakıroğlu gerekse diğer Busenaz Yıldız. Yani her ikisinin de finale yürümesi çok anlamlı. Yani kızlarda böyle bir başarı şu anda altına yürüyüşü artırdılar. İnşallah onların ikisi de altını getirirse bizi biz bir anda Türkiye olarak klasmanı artırırız değil mi. Şimdi o finalde altınları kaptılar mı klasman noktasında iyi bir yere tırmanacağız.
Tabi filenin sultanları bize büyük gurur yaşattı. Birazda Güney Kore’yi küçümsedik mi acaba diyorum. Ama yine de filenin sultanları sultanlık yaptılar başardılar. Olimpiyatlarda futbol önde değil. Olimpiyatlar daha çok kolektif değil bireysel sporun öne çıktığı bir buluşma. Bizim bireysel spora büyük bir önem vermemiz gerekecek” dedi.
Gençler ile iletişimlerinin güçlü olduğunu ve milletvekillerinin seçilme yaşının önce 25’e daha sonra da 18’e indirdiklerini hatırlatan Erdoğan, “Z kuşağını tepeden tırnağa ören AK Parti iktidarı olmuştur. Çünkü biz gençliğimize güvendik, inandık. Şu anda millettekileri içerisinde bu grubun içerisinde olanlar var.
Bu sene üniversite imtihanlarında bir sıkıntı yaşandı. Ben tabi YÖK başkanımızla da konuyu görüştüm. Şimdi olayı çok daha fazla sayıda gencin mağdur olmayacağı duruma getirdiler. Bende açıklamamı yaptım. Özellikle bu korona virüs salgını sebebiyle biz bu süreci uzatma kararı aldık. YÖK, halledecek ve bu işi inşallah gençlerimizin lehine bitirmiş olacağız. Gençlerimizi mümkün olduğunca diri tutmamız lazım” dedi.
“AĞAÇ İŞİ BİZİM İŞİMİZ”
Son olarak Türkiye’de meydana gelen orman yangınlarında yanarak kül olan ağaçlar ile ilgili de konuşan Erdoğan, “Şu ana kadar da tabii yaklaşık 5,5 milyar ağacı diken bir iktidarız. Buna devam edeceğiz. Ve bu yanan tüm yerleri yemyeşil hale getireceğiz. Ama fidanlarla getireceğiz ama ağaçlarla getireceğiz. Bir ağaç bir fidan dikmek noktasında kararlı olsunlar ve hep beraberce bu alanları ayağa kaldıralım” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yanan alanların turizme açılacağı iddialarına yönelik, “Benim Kültür ve Turizm Bakanına vermiş olduğum böyle bir yetki yok. Ormanlar yansın buralarda beton yığını inşa edelim, haşa. Betona nasıl olur da ben sahip çıkarım, böyle bir şey söz konusu değildir. Bunlar ispatı gerektiren bir şeydir. Buradaki belediyeler CHP’li belediyeler. Buralarda inşaatlar yapıldıysa bunun sorumlusu sensin. Senin belediyen. Biz bu konuyla ilgili her türlü müdahaleye varız. Bakanlık olarak özellikle CHP olduğu belediyelerde birçok yerleri yıktık. Marmaris’te Bodrum’da birçok yerleri yıktık, yıkmaya devam ediyoruz. Bay Kemal senin bunlardan haberin yok mu?” dedi.
“BUNLARIN HEPSİNİ ORTADAN KALDIRDIK, YAPILAŞMAYA MÜSAADE ETMEDİK”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATV, Aaber, Apara ve Anews ortak yayınında önemli açıklamalarda bulundu. Yanan alanların turizme açılacağı iddialarına cevap veren Erdoğan, “Benim Kültür ve Turizm Bakanına vermiş olduğum böyle bir yetki yok. Eğer bunda kendisi dürüstse bunu ispat etmesi lazım. Ne başbakanlığım, nede cumhurbaşkanlığım dönemimde böyle bir yetki verdim, böyle bir şey yok. Ormanlar yansın buralarda beton yığını inşa edelim, haşa. Ben dikey mimariye karşı olduğunu söyleyen bir insanım. Betona nasıl olurda ben sahip çıkarım, böyle bir şey söz konusu değildir. Bunlar ispatı gerektiren bir şeydir. Buradaki belediyeler CHP’li belediyeler. Buralarda imar planlamalarını yaparken, bunlar buraları eğer ormandan yerler vermek suretiyle, Maki gruplarından yerler vermek suretiyle inşaatlar yapıldıysa bunun sorumlusu sensin. Senin belediyen. Biz bu konuyla ilgili her türlü müdahaleye varız. Bakanlık olarak özellikle CHP olduğu belediyelerde birçok yerleri yıktık. Marmaris’te Bodrum’da birçok yerleri yıktık, yıkmaya devam ediyoruz. Bay Kemal senin bunlardan haberin yok mu? Bunlar buna bahane uyduruyorlar, bunlar efendim maki diyorlar. Bunların hepsini ortadan kaldırdık, yapılaşmaya müsaade etmedik” dedi.
19 yılda yapılan ağaçlandırma faaliyetlerine yönelik rakamlar paylaşan Erdoğan,”19 yıl içinde ey CHP bizim diktiğimiz fidan değil ha 5 milyon fidan diktik. Bu yanan yerler böyle kel mi kalacak. Haşa hemen anında onun bu noktada belirli bir süre var. O süre dolmadan bu dikimi yapamayacağız. Fidan dikimi de yapılıyor, ağaç dikimi de yapılıyor. Ben birçok yerde ağaç dikimini teşvik ediyorum. Oralar yetişmiş ağaçlarla görülmeye değer hale gelsin. Bazen de okul çocuklarımızla seferberlik ilan edip fidan dikiyoruz. Bizim işimiz gücümüz bu yapmaya da devam edeceğiz. Şu belayı def ettikten sonra atılacak adımlar bunun üzerine olacaktır” ifadelerini kullandı.
“TUTUKLANANLARIN DA AİLESİNDE PKK İLTİSAKLI OLANLARIN OLDUĞUNU TESPİT ETTİK”
Yanan alanlarla ilgili araştırmanın kapsamlı bir şekilde devam ettiğine dikkat çeken Erdoğan, “Özellikle burada böyle bir endişe başından itibaren taşıdık. Bu endişenin arkasından bir şeyler çıktı. Şu anda gözaltına alınanlar vardı, tutuklananlar oldu. Tutuklananların da ailesinde PKK iltisaklı olanların olduğunu tespit ettik. Geçen yıl Hatay’daki orman yangınlarında bu işi açık net yaşadık. Bunları geçen yıl böyle yaşadıktan sonra bu yıl yaşamadık demenin anlamı yok. Müslüman bir sokulduğu yerden bir daha sokulmaz. Böyle bir şey var mı yok mu? Bütün ekibimiz bunun incelemelerini yapıyor. Varsa üzerine gideceğiz. Ciğerlerimiz yanıyor, ciğerimizi yakanın ciğerini yakacağız. Bütün buralarda bu kadar canlı yandı” dedi.
“CİĞERLERİMİZİ YAKANLARIN CİĞERLERİNİ SÖKMEKTE BOYNUMUZUN BORCUDUR”
Yangından zarar gören vatandaşların yaralarının kısa süre içinde sarılacağını bildiren Erdoğan, “Bunlara yönelik çalışmalarımızı yapacağız. Bütün vatandaşlarımızın arı kovanlarını alıp kendilerine teslim edeceğiz. Onları zorda bırakmayız. Ama ortada bir cinayet var. Bir taraftan telefat var, arılarımızda olanlar var. O ormanlar özellikle bu arılarımızın en çok üretim yaptığı ormanlar. Marmaris bu konuda meşhurdur. Bunları bir kenara koymamız mümkün değil. Bu yıl ki yangınlarla ilgili her türlü ihbar, belge, bilgi savcılıklarımız, jandarmamız tarafından takip ediliyor. Terör örgütünün ülkemizin ve milletimizin tüm değerlerimizi gibi ormanlarımıza yönelik alçakça saldırılarını bu yılda takip ediyoruz. Orman yangınlarında ortalamanın 3 katı üzerinde zarar görmemize maalesef yol açmıştır. Marmaris’te de ifade ettiğim gibi ciğerlerimizi yakanların ciğerlerini sökmekte boynumuzun borcudur” şeklinde konuştu.
Erdoğan, “En sağlamını ekranda gördük. Bir helikopter gördüysem, uçak gördüysem namerdim diyor. Hiç şüphen olmasın. Sen bunları konuşurken, arkandan uçak, helikopter geçiyor. Burada 20’ye yakın uçak çalışıyor. 50’ye yakın helikopter çalışıyor. Bunlar hep orada çalışıyor. Sadece gece hava karardı, ondan sonra uçakta helikopterde maalesef çalışamıyor. Uçakların öyle bir özelliği var ki, geliyor azami 10 saniyede depoyu dolduruyor, ondan sonra nereye dökecekse, oraya geçip hemen suyunu hemen döküp tekrar gidip depoyu doldurup geliyor. Amfibik uçaklar bunlar. Çok çok tesirlidir. Tanker uçaklar var, depo onun çok daha büyük ama o havalimanına gidiyor, orada doldurup ondan sonra nereyi söndürecekse oraya boşaltıyor. Bunların hepsi ayrı ayrı çalışmanın içerisinde. Helikopterlerde farklı olanlar var. Özellikle bizim yangın göletleri diye hazırladığımız göller var, oradan rahatlıkla suyu alabiliyor. Uçağın suyu oradan alması mümkün değil. Bunları durup dururken bu hale getirmedik. Bu iş CHP zihniyetinin değil, bunlar bizim 19 yıllık süre içerisinde inşa ettiğimiz süreçtir” açıklamasında bulundu.
“MUHALEFET İKTİDAR BAŞINI DUVARA VURSUN ARAYIŞI İÇERİSİNDE”
Türkiye’nin tarihinde ilk kez böyle büyük bir yangınla mücadele içinde olduğunu kaydeden Erdoğan şunları söyledi:
“Gerçekten bu yılın yangını bizim tarihimizde olmuş bir yangın değil. Bu en büyüğü, bir Hatay geçen sene böyle olmadı. Biz şu anda 8. gündeyiz, Amerika’da, Kanada, Rusya’da uzun süre devam eden yangınlar var. Biz 8. günde çalışmaları sürdürürken. Bu gün termik santral yangınıyla karşı karşıyayız. Oraya tam manasıyla sirayet etmeden bu işi rahatlatırız. Şu anda toplantıya girerken neredeyse santrale girmek üzere. Bizi bunlar tabi ciddi manada yatağan termik santrali sıradan bir yer değil. Bunların birisi 400 megavat, birisi 600 megavat. Bunları o bölgenin enerji ihtiyacını karşılıyor. Bırakın muhalefet neye yapacaksa yapsın. Veya da muhalefet iktidar başını duvara vursun arayışı içerisindeler. Kanada 2 milyon 750 bin hektar yanıyor. Amerika neredeyse 1,5 milyon hektar yanıyor. Bütün bunlar ortadayken, bunların bu kadar neşelenmesini anlamak mümkün değil.”
“RUSLARLA ANLAŞMA YOLUNA GİTTİK, UÇAK KİRALAMA ADIMI ATTIK, SAYIYI ARTIRMA DURUMUMUZ OLACAK”
THK uçaklarının kullanımına yönelik eleştirileri cevaplayan Erdoğan, “THK 1985 yılından itibaren Orman İdaresine bedeli karşılığında uçakla havadan yangın söndürme hizmeti verdi. Orman oradan hizmet alımı yapıyor. Yoksa Türk Hava Kurumu ormanın değil, onlar orada hizmet alımı yapıyor. Orman İdaresi ile yapılan sözleşmeye göre bedeli karşılığında uçaklar kullanılıyor. Kurum 2014-2018 yılından itibaren değerlendirme yaparsak 6 uçakla hizmet alımı yapılıyor. 3 tane uçak var, bu uçak pert olmuş vaziyette. Bunlarla 2019’da Orman İdaresiyle anlaşma sağlanamıyor. Uçakların durumu iş görür olmaktan çıkmış, vaziyette, teknik şartnameye uymadığı için kurum tarafından teklif verilmiyor. THK helikopterle yangın söndürme ihalesine katılır inşallah, daha uygun fiyat veren özel bir şirket almış durumda. Bu sene çok daha farklı bir adım attık. Bu sene Ruslarla bir anlaşma yoluna gittik. Onlardan 3 tane be-200 tipi uçak kiralama yoluyla bir adım attık. O uçaklarla bu hizmeti sürdürüyoruz. Bu sayıyı artırma durumumuz olacak. Çok amaçlı olanlardan alma durumumuzda söz konusu olabilir. Skorskyler var, bunların gece görüşü olanlar, onlara gece görüşü getirme imkanımız var. Onlara sepet takma yöntemiyle, söndürme işleminde kullanma düşüncemiz var” değerlendirmesinde bulundu.
Helpturkey paylaşımlarıyla ilgili konuşan Erdoğan, “Bu kadar rahatsız oluyorlar, o zaman güçlüyüz. Güçlü Türkiye olarak hesap açtılar. Niye, yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Bu yatsıya kadar yanmadı hemen söndü. Biz bunlardan öte bir adım atalım diyoruz. Türkiye artık özellikle de savunma sanayinde çok farklı bir yere geldi” dedi
Türkiye’nin savunma sanayiinde çok önemli bir noktada olduğunu söyleyen Erdoğan, “Burada daha önce anlattım, yine anlatacağız. Daha başbakan olmamıştım. O zaman Bush Amerika’da işbaşındaydı. Ziyarette biz ortağız, ama bize terörle mücadelede bir İHA bile vermiyorsunuz dedim. O zaman Dışişleri Bakanını çağırdı, niye vermiyoruz, dedi. Bizim insansız hava aracına ihtiyacımız var. Dedi ki 48 saat içerisinde İHA’lardan Türkiye’ye vereceksiniz, dedi. Bize geçici sürede olsa verdiler. Bu bize daha sonra BAYKAR’ın İHA’yı yapmasını getirdi. Ardından SİHA’yı yaptı. Onunla da kalmadılar 3. Hamleyle de dünyada en üst sekmekte olanlarla yarışır hale geldiler. Kötü komşular bizi ev sahibi yaptı. Bu böyle gidiyor gidecek. Bunlara da kafayı takmanıza gerek yok. Biz bu sahtekarlarla savaşa savaşa buraya geldik. Ne yaparsanız yapın ya, biz dimdik ayakta duruyoruz ve yolumuza devam ediyoruz. Bizi yalanla yıkabileceklerini mi sanıyorlar. Türkiye şu anda imkansız değil, artık güçlü bir Türkiye var. Güvendikleri dağlara kar yağdı, bir çok sanatçı ben katılmıyorum diyor. Hakikati görenler hemen elinin tersiyle itiyor. Korona virüs döneminde 3 ayda İstanbul gibi bir yerde Avrupa ve Anadolu yakasında muhteşem hastane yaptı. Bu hastanelerin 18’er tane ameliyathanesi var. Bunları da planlama ve projelendirmesini yaptık. Atatürk Havalimanına hasta geldiği zaman hemen hastaneye ulaşabilsin. Anadolu yakasında da aynı şekilde. Bütün bunlar bir kabiliyet ve azmin enerjisidir. Bunları gerçekleştirdiğimize göre onlar ne derse desin biz yolumuza emin adımlarla yürüyeceğ4iz. Türkiye artık sıradan rastgele değil, güçlü bir Türkiye var” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin yangınla mücadelesinde destek verenlere teşekkürlerini ileten Erdoğan, “Bildiğim kadarıyla 50’nin üzerinde. Uluslararası devlet kuruluşları bize desteklerini bildirdiler. Ben hepsine milletim adına teşekkür ediyorum. Burada en önemlisi Azerbaycan, şu anda 200’e yakın itfaiyecisini gönderdi. Yangın söndürme faaliyetlerinde bulunuyorlar, 1 helikopter ve çok sayıda askeriyle burada mücadele ediyorlar. Bir tane bakımdan çıkacak Amfibik uçaktan bahsetti Aliyev, onu da göndereceğim dedi. Rusya’dan 5 uçak 3 helikopterle yangın söndürme çalışmamız devam ediyor. İran 1 uçak, 2 helikopter, Ukrayna 3, İspanya 2, Hırvatistan 1 uçak gönderdi. Kendileriyle telefon görüşmelerimizde teşekkürlerimizi bildiriyoruz” diye konuştu.