Merhaba Değerli okurlarım,
Gelecek çocuklarımızın elinde. Anne, Baba olarak çocuklarımıza sahip çıkmak, şartlar doğrultusunda en iyi şekilde yetiştirmek büyükler olarak görevimizdir.
Çocuklarımız ilk önce anne babayı rol model alacağında çok iyi örnek olmamız gerekiyor. Çocuklarımızı yetiştirirken onların anlayacağı şekilde bazen kurallar koymak gerekir.
Peki, bu sınır ve kuralları uygularken nerelere dikkat edilmeliyiz… Konunun uzmanı Psikolog Ayça ATTAY ile sizler için konuştum.
Psikolog ATTAY’ın anlattıklarını sizler için not aldım.
Çocuklar yaşadıkları ortamın kurallarını anlamayı isterler. Kendilerinden ne beklendiğini, kontrolün kimde olduğunu, ne kadar ileri gidebileceklerini ve fazla ileri gittiklerinde neler olacağını bilmek isterler.
Çocuklar araştırmacı varlıklardır. Dünyaya geldikten sonra keşfetme ve yeni deneyimler edinme süreci hemen başlar. Çevrelerinde olup bitenleri ve bunların nasıl olduğu hakkında zihinleri sürekli çalışır durumdadır. Çevreden topladıkları bu bilgiler sayesinde nasıl davranacakları hakkında birtakım inançlar geliştirirler. Çocukların en yakın çevresinde ise ebeveyn/bakım veren vardır. Onlardan aldıkları mesajlar ile nasıl davranmaları gerektiğini öğrenir, onaylanan davranışları ile yollarını bulmaya çalışırlar.
Sınırlarını ilk kez bakım veren ile deneyimleyen çocuk çevresindeki insanlarla ilişkilerinde nasıl bir tavır takınması gerektiğini edindiği bu deneyimlerden yola çıkarak bulur. Sınırlar açıkça belirlenmiş ve tutarlı olduğu sürece çocukların doğru yolu bulması ve bulduğu yolda ilerlemesi daha kolaydır.
Örneğin: Elindeki kalem ile masayı boyamak istediğini söyleyen çocuğa sınır koymadığınızda sonrakinde muhtemelen duvarı ve koltukları boyamak isteyecektir.
Sınır koyarken olumlu mesajlar verebilmek önemlidir. “Hayır, masayı boyayamazsın” demek yerine “Masayı boyamak istediğini biliyorum ancak masa boyanmak için değil dilersen masanın üzerine koyduğum kâğıdı boyayabilirsin” diyerek sınırları belirliyoruz ve çok daha işbirlikçi oluyoruz.
Bütün çocuklar, kurallarımızı ve beklentilerimizi belirlemek için sınırlarını zorlar. Çocukların kuralları öğrenmek, sınırları test etmek için tekrar eden davranışları olması çok normaldir. Tekrar eden davranışlar her çocukta kendini farklı şekilde gösterir. Burada farklı mizaç tipleri devreye girer. Çocuğumuzun mizacı kuralları öğretirken bize yol gösterir. İsteklerinde kararlı olan çocuklar için sınırları belirlerken kuralları kesin olarak ortaya koymalıyız. Özellikle okul öncesi dönemdeki çocuklar henüz soyut düşünme evresinde olmadığı için sözel ifadelerimiz kuralları öğrenmelerinde yeterli olmayabilir. Sözlerimizle davranışlarımız birbirine uymazsa öğretme ve öğrenme süreci kolayca kırılabilir.
Örneğin: Markete her gittiğinde sağlıksız atıştırmalıklar reyonundan bir şeyler almak isteyen çocuğunuzla markete girmeden önce bir konuşma yaptınız. Marketten bu ürünleri alamayacağı ve ısrar etmesi durumunda alışverişe devam edebilmeniz için onu eve bırakmak (anneanne/babaanne/bakıcı/baba) zorunda olacağınızı açıkladınız. Bazı durumlarda çocuklar sözel olarak belirlediğiniz sınırlara uyum sağlarken bazen de bu sınırları denemek ve sonucunda ne olacağını görmek isterler. İşte bu anlarda çocuğumuzun bu kuralı öğrenebilmesi için sözle olarak belirlediğimiz bu kuralı davranışlarımızla da pekiştirmeliyiz. Gerekli durumlarda market alışverişini yarım bırakarak. “Israrcı olman durumunda market alışverişine birlikte devam edemeyeceğimiz konusunda konuşmuştuk, şimdi seni eve bırakmam gerekiyor. Ben geri gelip alışverişe devam edeceğim.” Diyerek çocuğunuzu eve bırakmak somut bir durum ile karşılaşan çocuğun bu kuralı öğrenmesini kolaylaştıracaktır.
Sınır koyma ile ceza vermek birbirinden tamamen farklı durumlardır. Ebeveynin burada sergileyeceği tutum; çocuğa, davranışlarının sonucunun sorumluluğunu alması gerektiği mesajını vermektedir.
Sınırlı Seçenek Sunma
Sınırların çocuğunuzu zorladığını ve uygulamada zorlandığınızı hissediyorsanız seçenek sunmak sizin için alternatif olabilir.
Seçenekleri keşfetmek çocuğa alternatif davranış biçimleri olduğunu öğretir ve sorun çözme becerisini geliştirir. Seçenek sunarken sınırlarımızı korumaya devam ediyoruz. Bu yüzden net bir şekilde seçenek sunmak ve açık kapı bırakmamak çocukların doğru davranışa yönelmesini de kolaylaştıracaktır.
Örneğin: Oyuncak mağazasındasınız ve çocuğunuz elindeki 4-5 oyuncağın hepsini almak istiyor. Ve siz 1 oyuncak almasının daha doğru olduğunu düşünüyorsunuz. Çocuğunuza seçenek sunarak işbirlikçi bir tutumla sınır koyabilirsiniz. Nasıl mı?
“Elindeki robotu mu almak istersin? arabayı mı? Hangisini seçmek istediğini düşün ve bana söyle.” Diyerek seçenek sunabilirsiniz. İkisini de almak için ısrarcı olduğunu ve ağlamaya başladığını fark ettiğinizde seçim yapmazsa ikisini de alamayacağınızı açıkça belirtmelisiniz.
Çocuklar sınırları ilk kez öğrenirken sözel ifadeleri uygulamakta zorlanabilirler. Seçim yapmaması durumunda aynı kararlılıkla iki oyuncağı da almadan çıkarak seçimlerinin sonucunu somut bir şekilde göstermelisiniz. Davranışlarla sınırları belirlemek öğrenme sürecini pekiştirecektir.
Sözlerinizle davranışlarınız arasındaki tutarlılık devam ettikçe sınırlarınızın daha az zorlandığına ve sonuçlara katlanma yöntemine daha az başvurduğunuza şahit olacaksınız.
Sevgili ebeveynler, tabi ki her şey kitaplarda yazan kadar kolay ve rahat olmuyor. Sizler çocuğunuzu en iyi ve en yakından tanıyan kişilersiniz. Lütfen çocuğunuzun seyredin ve öğrendiklerinizi çocuğunuza uyarlayarak uygulamaya çalışın.
Unutmayın sizler birer aynasınız, çocuğunuz ise sizin yansımanızdır.
——
3 Aralık Dünya Engelliler Günü kutlu Olsun. Bir gün hepimiz engelli olabiliriz.
Asıl en büyük engel SEVGİSİZLİKTİR. Asıl engel cehalettir.
Engelli olmak, bir engel değildir. Sadece aşılması gereken bir düşüncedir.