Selçuk Bey’in Yabguluk’tan ayrılıp Cend’e gittikten sonra Kınık Boyu’nu toplayıp başarılar elde etmeye başlamasıyla devlet içerisinde mücadelelerden dolayı iyice yıpranan Çepniler, Oğuz Yabgu devletinden ayrılarak Selçuk Bey’in etrafında toplandılar. Bu birleşmenin ardından Çepni ve Kınık boylarının ilk durağı Horasan oldu.1040 yılında yapılan Dandanakan Savaşı’ndan galibiyetle ayrılan Tuğrul Bey yine aynı yıl içinde düzenlenen Merv Kurultayı’nda Irak üzerine sefer yapılması kararı alındı. Kurultaydan sonra Kınık ve Çepni boyları Irak seferine çıktı. Daha sonra bu iki boy Anadolu’da çeşitli akınlar düzenlediler.
1071 yılında Malazgirt Meydan Muharebesinin kazanılmasının ardından Çepnilerin Danişmend Ahmet Gazi önderliğinde Anadolu’ya giriş yaptıkları tahmin edilmektedir. Malazgirt zaferiyle birlikte Anadolu toprakları, Türkmen boy ve topluluklarının göç hareketlerine tanıklık etti. Çepniler de bu boylardan sadece birisiydi.
1080 yılında Danişmend Ahmet Gazi, Danişmendliler devletini kurduğunda Çepnilerin de Ahmet Gazi’nin etrafında toplandıkları ve Anadolu’da fetih hareketlerine giriştikleri hatta Çepnilerin Danışmentlilerle birlikte Anadolu’da Haçlılara karşı savaşan ilk Oğuz Boylarından birisi olduğu bilinmektedir.
İlerleyen tarihlerde Çepnilerin Danişmendlilerden nasıl ve ne şekilde ayrıldıkları bilinmemekle birlikte bu ayrılığın yeni yurtlar fethetme arzusundan kaynaklandığı su götürmez bir gerçeklik teşkil etmektedir.
13.yüzyılda Çepniler, ünlü tassavvuf eri Hacı Bektaşi Veli’nin müridleri olmuş ve Kırşehir bölgesinde yerleşik halde yaşadıkları tespit edilmiştir. Anadolu Selçuklu Devleti’nin Anadolu’da hüküm sürdüğü 1240 tarihinde çıkarılan Baba İshak ya da diğer adıyla Babailer isyanında Çepniler de yer almıştır. Bu isyandan sonra Anadolu Selçuklu devleti zayıflamış ve 1243 Kösedağ savaşıyla Moğollara mağlup olarak dağılma döneme girmişlerdir. Çepniler de bu tarihten itibaren Anadolu’nun değişik bölgelerine göç etmişlerdir.
13. yüzyılın sonlarına doğru Çepniler Karadeniz’e doğru harekete geçmişlerdir. Karadeniz Bölgesinde Çepni varlığı ilk olarak Sinop’ta ortaya çıkmıştır.1277 tarihinde Çepniler Sinop limanını Trabzon Rum İmparatorluğu’nun elinden almıştır. Ünlü İranlı tarihçi İbn Bibi Selçukname adlı eserinde bu olayı şöyle nakleder:
“O sırada Sinop tutgavulu(muhafız kuvvetleri komutanı) Taybuğa gelerek, “Canik hükümdarı asker ve cephane(zeredhane) dolu kadırgalarla Sinop’a saldırmak için geldi. Çepni Türkleri ile o diyarı korumak için görevlendirilmiş olan komutanlar (server) onlara karşı koyarak, onları ateş ve su arasında sıkıştırıp canlarına ve evlerine darbe indirdiler. Her tarafı yerle bir ettiler. Onları kahrederek her şeyden mahrum, mahzun ve ümitsiz bıraktılar.”
Düzenli bir orduya karşı kazandıkları bu zafer, Çepnilerin o dönemde hem sayıca kalabalık hem de teşkilatlı bir yapıda olduklarının bir göstergesidir. Bu galibiyetten sonra Çepniler sürekli olarak doğuya doğru hareket etmişlerdir. Çepnilerin doğuya doğru harekete geçmesiyle birlikte Samsun, Amasya, Tokat ve Ordu’da hüküm süren Tacettinoğulları, Hacıemiroğulları, Kubatoğulları gibi tarihte ‘’Canik Beylikleri’’ olarak geçen ve zaman içinde ortadan kalkan Çepni Beylikleri kurulmuştur.
Bu beyliklerin en önemlilerinden birisi kuşkusuz Hacıemiroğulları ya da diğer adıyla Bayramlu Beyliği olmuştur.(Bu beyliği başka bir yazımda derinlemesine anlatacağım). Hacıemiroğulları Beyliği Doğu Karadeniz Bölgesi’nde fetih hareketlerine girişmiş ve 1397 tarihinde Giresun’u Trabzon Rum İmparatorluğu’ndan almıştır. Giresun’un Çepniler tarafından fethedilmesiyle birlikte Doğu Karadeniz’de Çepniler ve Trabzon Rum İmparatorluğu arasında amansız mücadeleler başlamıştır.
KAYNAKLAR: https://www.cepniboyu.com/cepnilerin-anadoluya-gelisi-ve-anadoludaki-faaliyetleri-1.html
https://www.facebook.com/Cepni.Oguzlar/posts/1390035591025876/?_se_imp=07vv5Tw22xh6B8ma8&_rdr