Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşen Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, Erdoğan ile görüşmesinin ardından Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ortak basın toplantısı düzenledi. Dendias, “Türkiye eğer bizim egemenlik haklarımızı ihlal etmeye devam ederse o zaman yaptırımlar gündeme gelecektir” ifadesini kullandı. Dendias’ın sözlerine karşılık Çavuşoğlu, “Dendias kabul edilemez ithamlarda bulundu” dedi.
“Türkiye’yle birlikte ekonomi alanında pozitif gündem oluşturabileceğimize inanıyoruz” ifadesini kullanan Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias şöyle konuştu:
* Beni bu akşam iftar yemeğine davet ettiğiniz için çok teşekkürler, bu vesileyle Başbakanımızın Müslüman alemine yönelik Ramazan ayı tebriğini paylaşmak istiyorum.
* Biz din özgürlüğüne inanıyoruz. Başbakanımız da Atina’da bir cami açılması görüşünü açıkladı.
* Son 20 ayda devam eden olumsuz ortamı ortadan kaldırabiliriz diye düşünüyoruz.
* Samimiyetle ifade isterim ki, uzlaşamadığımız bütün konuları masaya yatırma fırsatı bulduk. İki ülke arasında iletişim kanallarının açık tutulması gerekli.
* Ortamı dinamitleyen kışkırtıcı söylem ve eylemlerden uzak durmamız gerekiyor, ilişkilerimizi geliştirmenin önkoşulu budur.
* Türkiye eğer bizim egemenlik haklarımızı ihlal etmeye devam ederse o zaman yaptırımlar gündeme gelecektir.
* Kıbrıs’ta kabul edilen yegane çözüm iki toplumlu federasyon çözümüdür. Bizim attığımız adımlar Türkiye’nin Kıbrıs Türkleri’nin haklarını korumaya dönüktür. Siz bunları burada söylerseniz biz de burada cevap vermek zorunda kalırız.
* Biz buradaki nüfusu azınlık olarak kabul ediyoruz ama siz orada kendisine Türküm diyenleri kabul etmiyorsunuz, sizinle ilgili üç tane AİHM kararı var, siz Türk isimlerini kullanmalarına izin vermiyorsunuz.
* Müslüman azınlık ifadesini Lozan Antlaşması’nda yazıyor, Türkiye buna da imza koydu, bu Türkiye’nin hoşuna gider ya da gitmez ama Lozan Antlaşması yürürlükte. Türkiye, AB’ye üye olmak istiyorsa deniz hukuku anlaşmasını da kabul etmeli.
* Ayasofya ve Kariye’nin camiye dönüştürülmesi kararlarından geri dönülmesi beklentimizi de dile getirdim.
* Türkiye ile Libya arasında imzalanan anlaşma da AB tarafından kınandı biliyorsunuz, bu egemenlik haklarımızı ihlal etmekte.
* Savaş tehdidi söz konusu, bu ne iyi komşuluk ilişkileriyle, ne de deniz hukukuyla bağdaşmıyor.
“SORUNLARA ÜÇÜNCÜ TARAFLAR ÜZERİNDEN ÇÖZÜM ARAMAK DOĞRU DEĞİL”
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun konuşmasından satır başları:
* Bugün gerçekleştirme konusunda anlayış ve esneklik için Niko’ya çok teşekkür ediyorum. Bu ziyaretin anlamı büyük. İstanbul’da 5 yıl aradan sonra gerçekleştirilen Atina’da 62. istişari hem de iki bakanlık arasında siyasi istişareler toplantılar gerçekleştirildi. Bu toplantıların pozitif bir şekilde samimi bir şekilde gerçekleştirilmesinden büyük memnuniyet duyuyorum.
* Sorunların yapıcı diyalogla çözülebileceğine inanıyoruz. Sorunlara üçüncü taraflar üzerinden çözüm aramak doğru yaklaşım değildir. Bugünkü görüşmelerimizde ikili ilişkilerimizi tüm boyutlarıyla ele aldık. Bugün Ege ve Doğu Akdeniz sorunlarımızı kapsamlı, samimi bir şekilde değerlendirdik.
* Evet Ege’de görüş ayrılıklarımız var. Geçmişte istikşafi görüşmelerle ele alıyorduk. Sürecin başlaması önemli. Doğu Akdeniz’de biz her zaman hakça paylaşımdan yana aldık. Bununla ilgili detaylı tekliflerimizi AB’ye ilettik, şimdi cevap bekliyoruz.
* Bugün Niko ile ay sonunda Cenevre’de buluşmak üzere teyitleştik. Herkesin toplantıya açık fikirlerle gelmesi bundan sonraki ilişkilerin sağlıklı işlemesi bakımından önemli. Ticari ve ekonomik ilişkilerimize iki komşu ülke olarak önem veriyoruz.
* Uçak seferlerinin başlamasını önemli buluyoruz, sınır kapılarının açılması ticaret ve turizmin geliştirilmesi bakımından önemlidir. Son zamanlarda TIR şoförlerimizin yaşadığı sorunlar vardı. Bu konuda beklenti ve taleplerimizi Niko ve heyetine aktarma imkanımız oldu.
* Terörle mücadele konusunu da bugün sayın Cumhurbaşkanımızın kabulü ve kendi aramızda samimi bir şekilde ele aldığımızı söyleyebilirim. Özellikle PKK, FETÖ ile mücadelede daha işbirliği görmek arzumuzdur. Göçler hem Türkiye’yi, AB’yi ilgilendiren sorun. 18 Mart mutabakatımız vardı. Bu mutabakatın güncellenmesi konusunda AB ile görüşüyoruz.
* İkili konuları değerlendirirken hem Türkiye’de hem de Yunanistan’da azınlıklarımız var. Batı Trakya ve Yunanistan’da yaşayan soydaşlarımızın sorunlarını gündeme getirdik.
* Biz Türkiye olarak özellikle AK Parti iktidara geldiği günden bu yana Rum vatandaşlarımızın sorunlarında pek çok uygulamayı hayata geçirdik. Elbette aynı yaklaşımı Batı Trakya’daki Türkler ve soydaşlarımız için beklememiz gayet doğaldır.
* Her iki ülkede azınlıkların huzur ve refah içinde olması elbette yaramızadır. Yunanistan’da Osmanlı eserlerinin restorasyonu konusunda Türkiye olarak desteğe hazırız. Niko bu konuda çalışmaların olduğunu söyledi. Bizde de çok sayıda ortodoks eserleri var. Bu eserlerin restorasyonu konusunda işbirliği yapabiliriz.”
* Ben konuşmamda Yunanistan’ı itham edici bir söylemde bulunmadım ama ilk görüşmesinin daha pozitif bir atmosferde geçmesini umuyordum. Ama kabul edilemez ithamlarda bulundu. Türkiye’nin Yunanistan’ın egemenlik haklarını ihlal ettiğini söyledi. Bunu kabul etmemiz mümkün değil.
“ANLAŞMALARDA ADALARIN STATÜSÜ VAR, İHLAL EDİYORSUNUZ”
* “Türkiye özgür bir ülkedir, herkes düşüncesini söyleyebilir. Türkiye Doğu Akdeniz’de kendi belirlediği BM’ye kaydettirdiği alan içinde haklarını arıyor. Biz Kıbrıs’ta hakça paylaşımdan, uluslararası hukuktan bahsediyoruz. Kendinize göre yorumlayabilirsiniz Lozan ve diğer anlaşmalarda silahsızlandırılmış adaların statüsü var, bunları da ihlal ediyorsunuz. Ege konularında, hava sahası konusunda, adaların silahsızlandırılmış statüsü konusunda mahkemenin yetkisini tanışmıyorsunuz. Burada karşılıklı suçlamalara girdiğimiz zaman birbirimize anlatacağımız çok şey var.
* Biz bu konularda görüş ayrılığımız var ve bundan sonra bu konuları kendi aramızda görüşmemiz konusunda mutabık kaldığımız halde ben bunun cevabını vermek durumunda kalırım. Biz Rum Ortodoks azınlığı Rum Ortodoks olarak kabul ediyoruz ama ‘Biz Türküz’ diyen azınlığı Türk olarak kabul etmemeniz insani değildir. Bunların Türk ismini kullanmasına müsaade etmiyorsunuz. Bunlar Rum Müslümanlar mı? Bunu böyle kabul etmek zorundasınız.
* Anlaşmalar konusunda farklı düşünebiliriz, Libya’yla olan anlaşmalar. Fakat AB Komisyonu’nun bunu kınaması bir şey ifade etmez. AB’nin deniz yetki alanlarıyla ilgili bir rolü, yetkisi yoktur. Göç konusunu biz ne AB’ye ne Yunanistan’a karşı kullandık. Göç konusunda insani davrandık ve mutabakatı harfiyen uyguladık. Biz içeride bunları konuştuk ve dört yılda 80 bin insanı denize ittiğinizi konuştuk ama basının önünde konuşmadık.
* Ama buraya çıkıyorsunuz basının önünde mesaj vermek için böyle konuşuyorsunuz. Tüm bunlara rağmen Türkiye olarak 3. taraflar olmadan iki ülke arasında bu konularda görüş ayrılıklarımızı azaltmaya hazırız. Ama basının önünde ülkemi ağır bir şekilde itham edersiniz bunun da cevabını vermek durumundayım.
Kaynak: Sözcü