Halk arasındaki adı ile ‘Anadolu Sincabı’ takibi ve fotoğraf çekimini 2021 senesinden beri sürdürüyorum. Koruma altında ki yakın akrabası Kızıl sincaptan biraz daha iri bir tür. Genelde geniş yapraklı ormanlarda yaşar. Çam kozalaklarından çıkardığı tohumlarla birlikte, mantar, meyve, yumurta, yulaf, ayçiçeği ve kuş yavrularıyla da beslenirler. Güne erken saatlerde başlarlar. Kış aylarında çok hareket etmezler. Kozalak ve tohumları kışın yemek için toprağa gömerler. Gömdükleri yerde ağaçların yayılmasına bilmeden de olsa yardımcı olurlar. kemirgen cinsi zararları yanın da böyle faydaları da bulunmaktadır. Gebelik süresi 30 – 40 gündür yavru sayısı 3 ile 7 arasında değişir. Yaşam süresi yaşam koşullarına bağlı olarak ortalama 10 yıldır. Dünya çapında tehlikede olmasa da Türkiye’de post için avlanıldıklarından nesilleri tehlikededir. Türün avlanması Merkezi Av Komisyonunca yasaklanmıştır son yıllarda istatistik detaylar nedir! bir bilgi yok. Anadolu sincabı, Bern Sözleşmesi ve AB Habitat Direktifi tarafından korunmaktadır notu düşülmüştür.
İklim değişikliği dünyanın her yerini farklı olumsuzluklarda etkiliyor. Senelerdir yaşadığım İngiltere’de ülke iklimi, daha kurak yazlar ve daha yağışlı kışlar ile daha sıcak hale geliyor. Fırtınaların, sellerin, kuraklıkların ve sıcak hava dalgalarının sıklığı artıyor ve deniz seviyesinin yükselmesi kıyı bölgelerini etkiliyor. Termometre üzerinde derece her sene rekor seviyesinde artış gösteriyor. Aşırı sıcaklanla birlikte insanların ölüm oranı pararlel olarak yükseliyor.
Son dört hafta Kuzey Ege bölgesi aşırı sert rüzgarlı, özellikle geceleri çöl iklimi gibi serin geçti. Son bir haftadır geçmişte pek görülmeyen yoğunlukta yağmur toprağı canlandırdı. Dünya üzerinde yakın takip ve koruma altına alınan ‘kızıl sincap’ populasyonu gibi Kafkas Sincapları da etkileniyor diye düşünüyorum. Yaşam alanlarını bilmeme rağmen yerlerini tespit etmek bile zorlaşıyor. 20 sene önce bölgede sık rastladığımız Kafkas Sincabı nadir görülen bir manzara haline geldi. Bölgede henüz aşırı sıcaklar başlamadı ve aradan geçen son 3 seneye göre Anadolu Sincabına daha az rastlıyorum. Kısacası gözle görülür bir azalma var. Kafkas Sincapları günün en sıcak saatlerini asırlık zeytin ağaçlarının kovuklarında kurdukları yuvalarında geçirdiklerini biliyorum.
Dün Kuzey Ege Bölgesi’nde hava bulutsuz ve açıktı. sıcaklık ise 30 derece civarındaydı. Kuyruklarının sık tüylü olmaması nedeniyle genç bir çift olduklarına inandığım Kafkas Sincaplarına yaklaşık 4 metre mesafeye kadar yaklaştım. Her zaman olduğu gibi üzerimde kamuflaj olmasına rağmen varlığımın farkındaydılar. Kulandığım monopot üzerinde çok yavaş hareket etmek zorunda kaldım. Denklanşör sesinden pek hoşlandıklarını da sanmıyorum.
Gariptir dişi beni dikkatle izledi ve zaman zaman kıpırdamadan bekledi. Nedense Erkek yuvasından pek çıkmadı ve kendini göstermedi.Bu sebeple genç bir Kafkas Sincabı olduklarına inandığım çiftin farklı fotoğraflarını pek çekme şansım olmadı. Kulakları radar gibi. Aniden yuvalarına dalıyorlar ve tekrar kontrollü olarak yuvalarından yavaşça çıkmaları zaman alıyor. Doğa fotoğrafçılığı , doğal öğelerin güzelliklerini, doğal ortamlarında bir çerçeve içinde ortaya çıkaran fotoğraf türüdür. Doğa fotoğrafçılığı sıralamasında öğretici ilk ders niteliğinde ‘sabır’ gelir. Bu konuda Ralph Waldo şöyle der “Doğanın hızını benimseyin – onun sırrı sabırdır.”
Dün benim için şanslı bir gün olduğunu söyleyebilirim. Yaklaşık 4 saatim, zeytinliklerde zaman zaman oturarak izleyerek ve bekleyerek geçti. Kafkas sincapları bazen geçici gruplar halinde yiyeceğin bol olduğu yerlerde (zeytinlikler gibi) yiyecek arayabilirler ve alarm çağrıları tizdir. Sonuç itibarıyla doğada uzun saatler çabuk geçer gider, sabır göstermek gerekir. Digital fotoğraf makinası kayıtlarında bir ödül varsa ne ala! Aksi taktirde deklanşöre basmadan da eve dönmek mümkündür.
Albert Einstein’ın iham verici bir sözüyle nokta zamanı ” DOĞANIN DERİNLİKLERİNE BAK, O ZAMAN HERŞEYİ DAHA İYİ ANLAYACAKSIN”
Güzel bir gün dileklerimle –
Rıdvan Kemal ERTUĞ