Türkiye’de yalnızca 10 eczanede kullanımda olan Eczane Robot Sistemi, hızlı işlem görmesiyle vatandaşların ilgisini çekiyor. Sistematik çalışan ve iş yükünü hafifleten sistem sayesinde eczacılar, robotun ilaçları otomatik olarak verdiği esnada diğer işlemlerini hızlı bir şekilde halledebiliyor, aynı zamanda küçük bir alana çok sayıda ilaç stoklayarak rahat bir nefes alıyor.
Kocaeli’nin Derince ilçesinde bulunan Serpil Eczanesi, “Eczane Robot Sistemi” ile faaliyet göstermeye başladı. Eczane çalışanlarının ilaçların kodunu girmesiyle devreye giren robot, seçilen ilaçları kutu boyutuna göre alıp otomatik olarak veriyor. Bu sayede de eczacılar diğer işlemlerini hızlı bir şekilde yapabiliyor. Ayrıca kodlama özellikleri sayesinde son kullanma tarihi geçmiş ürünleri vermiyor. Stoklama konusunda ise 1130 çeşit ve 8000’e yakın ilacı bulunduracak alanıyla eczacılara rahat bir nefes aldırıyor. Robotu gören vatandaşlar ise işlemlerinin hızla hallolmasından dolayı memnun.
“ROBOTLARIN İNSANLARIN İŞLERİNİ ELLERİNDEN ALACAĞINA DEĞİL KOLAYLAŞTIRACAĞINA İNANIYORUM”
Robotik sistemin işlerini çok kolaylaştırdığını vurgulayan eczacı Serpil Bülbül, “Robot sistemini ilk kez yurt dışında gördüm ve Türkiye’ye gelmesi çok mümkün değilmiş gibi geldi bana. Bir hayal gibi geldi Türkiye’ye gelmesi. Sonrasında Türkiye’ye geldiğini görünce eczaneme kurmak istedim. İlacı alıp verme işini şu anda robot yapıyor ama eczacı biziz. Eczacı tanımı genelde ilacı raftan alıp veren kişi olarak anlaşılır. Ama doğru ilacı raftan alıp vermek için sağlam bir farmakoloji bilgisine ihtiyaç vardır. Hangisinin şeker, hangisinin tansiyon ilacı olduğu gibi tanıması gerekir. Bu robotla işin bu kısmı biraz otomasyona bağlanmış oluyor. İlacı büyüklüğüne göre tasarlıyor ve veriyor. Robot sisteminin gelmesiyle ilgili insanlar genelde işlerinin elinden alınacağını düşünür. Ben kesinlikle buna katılmıyorum. Ben bir eczacı olarak robot sistemiyle işimi kolaylaştırırsam kendimi okuyarak, geliştirerek, bilime, sanata, teknolojiye vererek daha aktif ve üretken olacağıma inanıyorum. Robotların insanların işlerini elinden alacağına değil işlerini kolaylaştıracağına inanıyorum. Ben de böyle bir sistemi eczaneye kurduğum için çok mutlu ve memnunum” dedi.
“SON KULLANMA TARİHİ GEÇMİŞ BİR İLACIN HASTANIN ELİNE GEÇMESİ MÜMKÜN DEĞİL”
Bülbül, sistemin ne şekilde çalıştığını ise şu sözlerle aktardı: “Herkesin hastaneye gittiği zaman almış olduğu medula reçetesi oluyor, yani elinde kodlar oluyor. O kodlar bize getiriliyor ve biz o kodları işliyoruz. İşlediğimiz vakit sistemde ilaçlar otomatik olarak isteniyor. Yani biz robota, ‘Şu ilaçları bize ver’ komutunu vermiş oluyoruz. O da bize onları veriyor. Aynı zamanda perakende de olabilir. Her türlü ilacı istediğimiz zaman bize getirebiliyor. Robota son kullanma tarihi geçmiş ilacı koyamıyoruz, bu yasak. Sistem kabul etmiyor. Bu robot sistemiyle son kullanma tarihi geçmiş bir ilacın hastanın eline geçmesi mümkün değil. Sonuçta stok kontrolü yapıp daha sistemli bir çalışma imkânı yakalıyorsunuz.”
İşlem yapma konusunda da artan hızlarının vatandaşları son derece memnun ettiğinin altını çizen Serpil Bülbül, “Uzun bir covid dönemi geçirdik insanlar hep evlerindeydi. İnsanlar şu an o süreçten beri dünyadaki değişimi algılayamıyorlar, cesaret edip soramıyorlar da. İlginç bakışlardan sonra sonunda patlayıp ‘Bu nedir böyle?’ dediklerini görüyoruz. Güzel tepkiler alıyoruz. İnsanların çok hoşuna gidiyor. Hızdan da memnunlar. Mesela, robot ilacı verirken biz ikinci reçeteyi hazırlayabiliyoruz. Hızı artırıyor” ifadelerini kullandı.
“BU ROBOTUN EN ÖNEMLİ ÖZELLİĞİ ÇOK KÜÇÜK BİR ALANDA CİDDİ MİKTARDA İLAÇ TUTMASI”
“Eczane Robot Sistemi”nin Türkiye’deki ilk tasarımcısı olan ve Türkiye’de ticarileşmiş tek robotun üretiminin öncüsü olan Çankaya Üniversitesi Makine Mühendisliği Öğretim Üyesi Onat Totuk, eczanelere yenilik getirme fikriyle yola çıktıklarını ifade etti. Totuk, “2011 yılında eczacı bir arkadaşım eczaneye yenilik getirelim diye bir fikirle geldi. Ben de zaten yıllardır sağlık sektöründe tasarım ve üretim yapma işiyle uğraşıyordum. Eczane robotu üretme konusunda fikir birliğine vardık. 2012’de ilk robotumuzu ürettik. O zamandan beri Türkiye’de bu konuda ticarileşmiş tek robotunu üretiyoruz. 2 tanesi 2 üniversitedeki eğitim bölümlerinde olmak üzere Türkiye’de 10 tane robotumuz var. Yeni nesil eczacılarımız artık robotlarla eğitiliyor. Bu hizmeti ve bu bilgiyi almaktan dolayı da son derece keyifliler” dedi.
Robotun stoklamaktan kârlılık artırmaya, güven duygusu oluşturmasından işleyişi hızlandırmasına kadar pek çok faydasından söz eden Totuk, “Bu robotun en önemli kısmı, çok küçük bir alanda ciddi miktarda ilaç tutması. Şu gördüğünüz robot yaklaşık olarak 4 metrekare bir taban alanına sahip 2.5 metre yüksekliği var. Burada biz 1130 çeşit ve 8000’e yakın ilaç tutuyoruz. İlaç kârlılıkları düşük, ilaç dışı ürünlerin kârlılığı daha yüksek olduğu için eczacılara da kârlılık oranında fayda sağlıyoruz. Bunun yanında, tabii ki düzenli bir çalışma şekli, son kullanma tarihinin çok güzel bir şekilde takip edilmesi, stok takibi, kayıp ve çalıntıların engellenmesi gibi birçok faydaları var. Otomasyon çok önemli ve güzel bir şey. Bir taraftan siz bir teknoloji getiriyorsunuz, müşteriniz ya da hastanız size güvenini artırıyor. ‘Böyle bir yerde herhalde yanlış ilaç vermezler’ diye düşünüyor. Örneğin, 4 ilaçlık bir reçeteyi en hızlı kişi 3 dakikada toplarken robot 30 saniyede topluyor. Böylelikle hem servisinizi veriyorsunuz, hem de ziyaretçiniz ya da hastanızla diyaloğa devam ediyorsunuz. Bu da hem güveni artırıyor hem sizin satış miktarınızı artırıyor. Dışarıdan görüp izlediğimiz kadarıyla pandemi dönemleri devam edecek gibi görünüyor. Bu nedenle eczacılarımızın böyle bir hizmetten yararlanması ve danışanlarına da yararlandırması çok önemli diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.