Bütün dünyada işçi ve emekçilerin dayanışma bayramı olarak kutlanan 1 Mayıs, ülkemizde yer yer kan dökülmesine sebep olması üzerine, çıkartılan kanunlarla zaman zaman yasaklanmış, ancak buna rağmen çeşitli güçlerin kışkırtmalarıyla işçiler 1 Mayıs’larda sokaklara sürülmüştür. Genellikle sol marjinden gelen grupların provokasyonlarıyla özellikle 70’li yıllarda komünist liderler Lenin, Marks, Stalin ve Mao’nun posterleri “Kızıl bayraklarla” taşınmış ve bu gösteriler bazı parlamenterler tarafından da destek görmüştü.
Günümüzde, komünizmin çökmesi etkisini göstermiş, tüm işçi ve emekçi kesiminin ortak düzenlediği bir bayram olarak kutlanmaktadır. Resmi bayramlar arasında yerini alan 1 Mayıs, küçük provokasyonlara rağmen çeşitli etkinlik ve anma çerçevesinde tüm yurtta kutlanmaktadır…
İLK 1 MAYIS GÖSTERİSİ !
1 Mayıs’ı işçi bayramının, sendikal faaliyetler çerçevesinde Amerika’da 1886’da yapılan iş bırakma eylemi ile başladığı öne sürülse de ; 1 Mayıs’ın köken olarak Avustralya’nın Melbourne kentinde doğduğu kabul edilir. Almanya’nın ünlü Marksistlerinden Rosa Lüxemburg, Spartakislerle ilgili siyasi yazılarında 1 Mayıs’ın kökenini şöyle anlatıyor:
“Bu proleter bayram gününü, sekiz saat iş gününü elde etme aracı olarak kullanma düşüncesi ilk olarak Avustralya’da doğdu. Avustralyalı işçiler, 1856’da bütün bir iş günü boyunca çalışmayarak o gün sekiz saatlik iş günü lehinde gösteriler yapıp toplantılar ve eğlenceler düzenlemeye karar verdiler. Bu kutlamaların yapılacağı gün olarak 21 Nisan tarihini belirlediler. Avustralyalı işçiler bu kararı, yalnızca 1856’da uygulamaya niyetlenmişlerdi. Ama bu kutlamanın her yıl yapılmasına karar verildi.
Böylece, proleter bir kutlama düşüncesi hızla benimsendi ve diğer ülkelere de yayılmaya başladı. Avustralyalı işçiler örneğini ilk izleyen Amerikalılar oldu.”
Başta TKP (TBKP) olmak üzere sol marjinli bir çok örgüt, 1970’li yıllarda dağıtılan bildirilerde, 1 Mayıs’ın başlangıcı Amerika Birleşik Devletleri’ndeki işçi eylemleri kabul edilmiştir. Söz konusu yıllarda DİSK’in öncülük ettiği 1 Mayıs gösterilerinde, işçi haklarının çeşitli ideolojik emeller doğrultusunda kullanıldığı bir gerçektir.
1 MAYIS OLAYLARI NEDENİ İLE İLK İDAM !
Bu anlayışa göre; 1 Mayıs’ın tarihçesine göz atarsak, ilk olayların ABD’de başladığını görüyoruz. 1886 yılında Şikago’da toplanan Amerikan İşçi Sendikaları Federasyonu. 8 saatlik iş gününün kanunlaşması için 1 Mayısta genel grev yapmayı kararlaştırdı. New York, Philadelphia, Chicago gibi sanayi şehirlerinde yüzbinlerce işçi genel greve katıldı. 3 Mayıs’ta Mc. Cormick Fabrikası’ndaki gösteriler sırasında polis ile işçiler çatıştı. Olaylarda ölen ve yaralananlar oldu. Ertesi gün bu olayları protesto eden işçiler. Chicago’da Hinhmarket alanında bir gösteri düzenlediler. Yine olaylar çıktı ve 4 kişi öldü. Olayları kışkırtan 8 yazar ve sendikacı tutuklandı. Albert Persons. August Spiens, Adolp Fischer, George Engel ölüm cezasına çarptırıldı ve 11 Kasım 1886’da cezaları infaz edildi.
Amerika İşçi Federasyonu, 1888’de 8 saatlik iş günü kabul edilinceye kadar her yılın 1 Mayıs’ında grev yapmayı kararlaştırdı. Belçika, İngiltere. Fransa ve Almanya’daki işçi sendikaları da bu karara uyacaklarını açıkladılar. 1889’da 2. Enternasyonalin Paris’te toplanan 1. Kongresinde, 1890 1 Mayıs’ında Amerika’da yapılacak grevin bütün ülkelerde uygulanması kararlaştırıldı. Böylece, özellikle Avrupa’da sol güçler tarafından ortaya çıkartılan bu harekete, resmen komünistler tarafından sahip çıkılmış oldu. 1891’deki 2. Kongre’de ise işçilerin “Mücadele Birlik ve Dayanışma” günü olarak ilan edilmesi kararlaştırıldı…
TÜRKİYE’DE 1 MAYIS
Araştırmacılar dünyanın ilk toplu sözleşmesinin 1776 yılında Kütahya’da imzalandığını öne sürerler… Kadı Ahmet Efendinin tasdiki bulunan bu sözleşmede 24 işyerinin adı yer almıştır. Söz konusu bu sözleşmede, bir çok esnafın; kalfaları, ustaları, yardımcıları ve vasıfsız işçilerine ödeyeceği gündelikler tespit edilmekte, ayrıca usta, kalfa ve işçilerin günde ne kadar iş yapacakları belirtilmektedir.
1911 yılında Osmanlı İmparatorluğu tütün tekelinde çalışan sendikalı işçiler, Üsküp, Selanik gibi endüstri merkezlerinde 1 Mayıs’ı kutladılar. 1912 yılında İstanbul’daki 1 Mayıs gösterisi “Pangaltı Belvü Bahçesi” nde Osmanlı sosyalistlerinin idaresinde yapıldı.
( Türkiye’de 1 Mayıs gösterileri, işçi olaylarıyla bağlantılı, hatta işçi olaylarının içinde olduğundan bu iki konunun arka arkaya ele alınması uygun görüldü. Ülkemizde 1920’li yıllarda Amele Cemiyeti ile teşkilatlanmaya başlayan sol hareketler, daima işçileri kullanarak kendi emelleri doğrultusunda hareket ettirmişlerdir. Önemli işçi olayları ise 1969’daki öğrenci olaylarıyla beraber başlamıştır..)
1921 yılında Türkiye Sosyalist Fırkasının düzenlediği 1 Mayısa işçiler mavi gömlekler giyip, kırmızı boyun bağı takarak katıldılar.
1992 yılında, 1 Mayıs yine Türkiye Sosyalist Fırkası tarafından İstanbul, Ankara, İzmir, İzmit ve Adapazarı’nda kutlandı. Yakalara kırmızı karanfil takılarak yapılan kutlamalarda, bir yıl öncesinde olduğu gibi sosyalistlerin “Enternasyonal” marşı söylendi.
1923 yılında ise, Türkiye İşçi ve Çiftçi Sosyalist Partisi lideri Dr. Şefik Hüsnü ile 20 arkadaşı tutuklandı. Hemen ardından 27 Mayıs 1923’te 1 Mayıs, resmi “Bahar Bayramı” olarak ilan edildi.
1924 yılında İstanbul’da 1 Mayıs gösterileri yasaklandı. 1 Mayıs’da gösteri yapılmasını isteyen bildiriler dağıtan Amele Teali Cemiyeti kapatıldı.
1925 yılında Türkiye İşçi ve Çiftçi Sosyalist Partisi Başkanı Şefik Hüsnü ve arkadaşları hakkında, yayınlanan bir bildiriden ötürü dava açıldı. Sanıklar ağır cezaya çarptırıldılar.
1928 yılında da 1 Mayıs gösterileri yasaklandı. O tarihten sonra 1 Mayıs’ın işçi bayramı olarak kutlanmasına izin verilmedi.
1975 yılında, 50 yıllık bir aradan sonra TSİP (Türkiye Sosyalist İşçi Partisi) tarafından 1 Mayıs’ın miting yapılarak kutlanmak istenmesine Sıkıyönetim yetkililerince izin verilmedi. Ancak TSİP, Tepebaşı’nda bir kutlama yaptı.
1 Mayıs gösterileri, genellikle solun güç gösterisiyle eş değer olmaktaydı.
KANLI 1 MAYIS
1976 yılında 1 Mayıs. 1920’lerden bu yana ilk defa sol sendikaların oluşturduğu DİSK’in öncülüğünde Taksim Alanında kutlandı.
1977 yılı tarihe “Kanlı 1 Mayıs” olarak geçti. Taksim Alanında yine DİSK tarafından tertiplenen mitinge, 18 sol kuruluşun yanı sıra bazı CHP milletvekilleri de katıldı. Mao yanlısı Aydınlıkçı gruplar önceden planladıkları bir şekilde meydana geldiler ve kürsünün arkasına yerleştiler. Mao’cuların başlattıkları çatışma sonucu Taksim Alanı kana bulandı. Olaylarda, bir kısmı ezilerek olmak üzere 34 kişi hayatını kaybetti, yüzlerce kişi yaralandı. Yaralılardan iki kişi daha tedavi edildikleri hastanede can verdi. Ölü sayısı 36’ya çıktı.
1977′ deki kanlı 1 Mayıs olaylarını, provokasyon olarak nitelendiren çevreler, devleti suçladı. Ancak, bu olaydan sonra ( sağ – sol çatışması olarak nitelendirilen) “bir kaos dönemini” yaşayan Türkiye’de, Aydınlıkçı tabir edilen Çin (Mao Zedung) yanlısı sosyalistler ile Marksist-Leninist gruplar arasındaki silahlı çatışmalar giderek artmamaya başladı.
1978 yılında ise izin verilmemesine rağmen. DİSK Taksim Alanı’nda yeniden miting düzenledi. Bir yıl önceki Kanlı 1 Mayıs’ta taşınan pankartlar yeniden taşındı. Gösterilere katılanlar. “TKP’ye Özgürlük” yazılı pankartlar, Mark, Lenin ve Engels’in Posterleri ile kızıl bayraklar taşıdılar. Kürtçe sloganların atıldığı 1 Mayıs günü, şehrin kilit noktalarına askeri araçlar yerleştirildi ve çok geniş güvenlik tedbirleri alındı. Taksim Alanı’na bakan bütün binalara askeri birlikler yerleştirildi. Mitinge 24 CHP’li parlamenter ile zamanın Belediye Başkanı Aytekin Kotil, eski Belediye Başkanı Ahmet İsyan ve CHP İl Başkanı Erol Ünal da katıldı.
Alınan bütün önlemlere rağmen, mitingden dönen 200 kişilik bir grup Cerrahpaşa’da polisle çatıştı. Yaraladıkları üç polisten biri olan Ahmet Yetiş öldü. Yine mitingden dağılan bir başka grup da Üsküdar’da MHP İlçe Başkanının işyerini tahrip etti.
1979 yılında İstanbul’da 1 Mayıs gösterileri yasaklandı ve Sıkıyönetim Komutanlığı’nca sokağa çıkma yasağı konuldu. 1 Mayıs’ta gösteri yapılmasını isteyen DİSK Genel Başkanı ile yöneticileri gözaltına alındı. İzmir’de düzenlenen mitingin yanı sıra, Merter’de gösteri yapmak isteyen TİP (Türkiye İşçi Partisi) Genel Başkanı Behice Boran ile çok sayıda kişi gözaltına alındı.
1980 yılında başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere 30 ilde 1 Mayıs yasaklandı. DİSK’in öncülüğünde Mersin, Bursa, Amasya, Çanakkale, Ordu ve Adana’da yapılan mitinglerde sol kuruluşlar yeniden boy gösterdiler.
12 Eylül 1980 ihtilali ile birlikte 1 Mayıs’ın işçi bayramı olarak kutlanması tamamen yasaklandı. Daha sonra 1 Mayıs’ın Bahar Bayramı olarak kutlanması da yasaklandı.
1988 Türkiye’sinde sıkıyönetim kalkması ve yeniden demokratik ortama girilmesinden yararlanan altı sendikanın, 1 Mayıs’ın kutlanması için istediği izin reddedildi. DİSK’in kapalı bulunduğu 1988’de, 1 Mayıs’a SHP sahip çıktı. İzin verilmemesine rağmen, SHP İstanbul İl Merkezinde bir araya gelen bazı SHP milletvekilleri, sendika yöneticileri, öğrenci ve işçi militanlar, polisin engellemesine rağmen Taksim Alanına doğru yürüyüşe geçtiler. SHP milletvekilleri başlarında eski DİSK Başkanı Abdullah Baştürk olduğu halde Taksim Atatürk Anıtına kırmızı karanfillerden oluşan bir çelenk koydular. Parlamenterlere polis müdahale etmedi. Ancak, 1000 kadar gösterici, yürüyüş yapmak isteyince polisin müdahalesiyle karşılaştı. Taşlı sopalı göstericiler ile polis arasında başlayan çatışma Beyoğlu’nun arka sokaklarında devam etti.
MEHMET AKİF DALCI’NIN ÖLÜMÜ!
1989’un 1 Mayıs’ı yaklaştığı günlerde, gazetelerde yine sol kuruluşlar kutlama ilanları yayınlandı. Bu arada, 7 sendika 1 Mayıs’ı kutlamak için Vilayet’ten izin talebinde bulundu. Bu sendikalar izin verilmemesine rağmen, gazetelerde yayınladıkları ilanlarda 1 Mayıs’ı kutlayacaklarını açıkladılar. SHP yöneticileri de yaptıkları açıklamalarda 1 Mayıs’ı kutlayacaklarını açıkladılar. Ancak 1 Mayıs günü, bu sendika liderleri alanlara çıkmadı. Bu arada Şişli, Çağlayan ve Beyoğlu’nda korsan gösteriler düzenlendi. Göstericiler, zaman zaman polisle çatıştılar. Özellikle İstiklal Caddesi’nde bir araya gelen göstericiler. Taksim’e yürümek istediler. Polisin müdahalesi üzerine Tarlabaşı Caddesine indiler ve polise taş atarak Şişhane’ye kadar gösteri yaptılar. Polisin silah kullandığı olaylarda çok sayıda araç tahrip edilirken, yaralananlar da oldu. Şişhane’deki olaylar sırasında yasadışı Dev-Sol grubunda bulunan Mehmet Akif Dalcı başından aldığı kurşun yarasıyla öldü. Dalcı’nın ölümü çeşitli tartışmalara yol açtı. Karanlıkta kalan bu cinayeti polis, teröristlerin işlediğini belirtirken, sol cephe, Dalcı’yı polisin vurduğunu öne sürdü. 1 Mayıs gösterilerinde 532 kişi gözaltına alındı. Yaralananlardan 18’inin polis olduğu bildirildi.
Mehmet Akif Dalcı’nın Zeytinburnu’nda yapılan cenaze töreni sırasında da büyük olaylar meydana geldi. Cenazeyi almak isteyen göstericiler ile polis arasında büyük çatışma çıktı. Daha sonra, Dalcı’yı öldürdüğü iddia edilen trafik polisi ise Dev-Sol militanlarınca öldürüldü.
1 Mayıs 1990’da. İstanbul Emniyet’i çok sıkı güvenlik tedbirleri aldı. Diğer şehirlerden yardımcı çevik kuvvet birlikleri getirildi. 18 bin polisin görev yaptığı 1 Mayıs 1990 günü, özel yetiştirilmiş polis köpekleri de ilk defa kullanıldı. Bütün tedbirlere rağmen olay çıkması önlenemedi. İlk olay saat 09:30 sıralarında Zeytinburnu’nda meydana geldi ve İncirliye kadar devam etti. Polise ateş açan göstericiler ile güvenlik kuvvetleri arasında çıkan çatışmada yaralananlar oldu. Öğle saatlerinde ise Tarlabaşı’ndan Taksim’e gitmek isteyen 300 kişilik grup sopalarla yakalandı. Aynı saatlerde Harbiye’de polise ateş açıldı. Çatışma Dolapdere’ye kadar sürdü. Olaylarda üç kişi kurşun ile 20 kişi de taş ve sopalarla yaralandı. Çatışmalarda 3 bin kişi gözaltına alınırken, sırtından ve omuzundan yaralanan İTÜ öğrencisi Gülay Başaran adlı gösterici felç oldu. Polis, göstericilerde iki adet 14’lü tabanca, pankartlar, balta, bıçak, demir çubuklar ile çok sayıda örgütsel yayın ele geçirdi.
İstanbul’da 1 Mayıs’ta yapılan tutuklanmaları protesto eden İngiltere’deki sol örgütlerin oluşturduğu “DEVRİMCİ BLOK” militanları Ziraat Bankası’nın Londra Şubesi’ni 1,5 saat işgal ettiler. İşgalciler polis tarafından güçlükle dışarı çıkartılarak gözaltına alındılar.
Sovyetler Birliği’nde ise BİR İLK YAŞANDI. SİSTEN ÇATIRDMAYA BAŞLAMIŞTI.. 1 Mayıs 1990 gösterileri, rejim aleyhtarı gösteriye dönüşmüştü. Komünist Parti’nin katılmadığı gösterileri takip eden Gorbaçov, Kızıl Meydan’ı terk etmek zorunda kalmıştı.
1991 1 Mayıs’ında ise sol örgütlere üye militanlar, Fatih, Eminönü, Saraçhane, Harbiye, Bakırköy, Kadıköy ve Feriköy’de korsan gösteri düzenlediler. İstanbul’daki gösterilerin en büyüğü, sol dergilerin ortaklaşa düzenlediği Unkapanı’ndaki korsan gösteri oldu. Bu gösteride 350 kişi gözaltına alındı. Üniversiteler de gösterilere sahne olurken, HEP binalarına Kürtçe yazılı pankartlar asıldı. ANAP Kadıköy ilçe binası bombalanmak istendi. Taksim Meydanı’nda ise biri kız iki Dev-Sol militanı “Yaşasın 1 Mayıs Dev-Sol” yazılı pankartı açınca gözaltına alındılar.
1 Mayıs 1992’de de ilk kez üç ayrı eğilim temsilcisi bir araya geldi. Türk-İş. DİSK ve Halk-İş tarafından Ankara Karayolları Genel Müdürlüğü Salonu’nda 1 Mayıs kutlandı.
1 Mayıs 1992 genellikle bütün yurtta, sakin geçti. İstanbul’da Sosyalist Parti’nin Gaziosmanpaşa’da düzenlediği mitinge, diğer sol gruplar da katıldı. Örgüt üyelerinin gösteri sonucu bazı kişiler gözaltına alındı,
Korsan gösteri yapanlardan İzmir’de 200, Adana’da 23, Çanakkale’de 11 kişi yakalandı.
Yurt dışında ise, Alman Sendikalar Birliği (DGB) tarafından Berlin’de düzenlenen 1 Mayıs gösterilerinde çok sayıda Türk solcusu da hazır bulun- du. Çıkan olaylarda, göstericiler bir polis otosunu ateşe verdiler, yüzden fazla polis yaralanırken 280 kişi de tutuklandı.
Berlin’in Prens Laverberg ilçesinde yürüyüş yapan Alman İşçi Partisi (FAP) yanlıları da polisle çatıştı. Aramalarda çok sayıda sopa ve benzeri saldırı araçları bulundu.
“Antiemperyalist Devrimci Blok” adı altında birleşen TİKB, TKP/ ML Hareketi, Dev-Sol, Bolşevik Partizan yanlıları Alman yoldaşlarıyla Stutgart’ta yürüyüş düzenlediler. Gösterici örgüt mensupları, yürüyüş sırasında Türkiye konsolosluğuna saldırdılar. 1 Mayıs 1993 törenleri, Moskova’da, 76 yıl sonra ilk kez kanlı bir şekilde geçti. Devlet Başkanı Yeltsin karşıtı 50 bin komünistin katıldığı Gagarin Meydanı’ndaki törenlerde bir polis öldü, 150 gösterici yaralandı. İlk defa Kızıl Meydan’da gösteri yapılmasına izin verilmedi. Polis ile göstericiler arasında çatışmalar çıktı.
Aynı yıl, Sri Lanka’da bir intihar komandosu, Devlet Başkanı Premadasp’ın yanına yaklaşarak, üzerindeki bombaları ateşledi. Devlet Başkanı ve suikastçiyle birlikte 13 kişi öldü.
Türkiye’de ise 1993’de 1 Mayıs çeşitli sendikalar tarafından düzenlenen gösterilerle kutlandı. Dev-Sol, TİKKO-TDKP gibi yasadışı örgüt pankartlarının taşındığı Abide-i Hürriyet Meydanı’ndaki törenlerde polis ile göstericiler arasında çatışma çıktı. Benzer bir çatışma da İzmir’deki gösterilerde meydana geldi.
1 Mayıs 1994’ü küçük olaylara sahne oldu. İstanbul ve Ankara’da izinli düzenlenen gösterilere sızan örgütçülerin çıkardığı olaylarda bazı yaralananlar oldu.
İstanbul Abide-i Hürriyet Meydanında Türk-İş, HAK-İŞ ve DİSK’in ortaklaşa düzenlediği açık hava toplantısında Dev-Sol üyeleri aralarındaki gruplaşma yüzünden kavgaya tutuştular. Daha sonra dağılan gruplardan SİP ’liler polisin ikazına uymayınca olaylar çıktı.
Ankara’da ise eski teröristlerden SHP milletvekili Salman Kaya’nın polislerce dövülmesine neden olduğu ileri sürülen Ankara Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar görevden alındı. Taşanlar, müfettişlerin incelemesi sonucu suçsuz bulundu.
1 Mayıs 1994 gösterileri Türkiye’de sönük geçerken, Türk solu Avrupa’da boy gösterdi. Almanya’da düzenlenen 1 Mayıs gösterileri Berlin ve Hamburg’da olaylı geçti. Gösteriler sırasında polisle çatışan yüzlerce militan gözaltına alındı.
1 Mayıs 1995’de olaylara sahne olan kutlama Kadıköy’de yapıldı. Yasadışı örgüt üyelerinin katıldığı gösterilerde militanlar çevreye saldırıp polisle çatışmaya girdiler. Olaylarda TİKKO militanı Hasan Albayrak, MLKP yanlısı Dursun Odabaşı hayatını kaybetti. Bazı polis müdürleri ile korumaları dövülerek silahları gasp edildi. Kadıköy MHP binasına saldırıldı. 114 işyeri ile 10 otomobilin tahrip edildiği olaylarda, 50 polis ile 19 gösterici yaralandı. Olaylardan sonra düzenlenen operasyonlarda çeşitli örgütlere mensup 307 kişi yakalandı. İkinci bir operasyonda ise 43 militan daha ele geçirildi. İzmir’de ise 1 Mayıs öncesi eylem hazırlığı yapan 12 TİKB üyesi yakalandı.
Almanya’daki 1 Mayıs gösterilerinde marksistler polisle çatıştı. Moskova’daki gösterilerde ise PKK bayrak açtı.
1996, 1997 ve 1998’de değişik yerlerde açık ve kapalı alanlarda düzenlenen 1 Mayıs kutlamaları, yer yer olaylı geçti. Olaylar daha ziyade İstanbul’da yasadışı örgütlerle polis arasındaki çatışmalardan ibaretti. Bu gösterilerde en çok dikkati çeken husus, bazı sol grupların üniformalı olarak gösterilerde yer almalarıydı.
1998’deki gösteriler sırasında Çağlayan’da İşçi Parti’ye mensup Aydınlık – Perinçek yanlısı grupla Leninist gruplar arasında çatışma çıktı.
1999 – 2000 yıllarındaki 1 Mayıs gösterileri Sovyetlerin çökmesinin de etkisiyle soluk geçti. İşçi sendikaları İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerde gösteriler düzenledi. Geçmişin aksine kızıl bayraklar yerine işçiler artık Türk bayraklarıyla meydanlara çıkıyordu.
Avrupa’daki gösterilere katılan çeşitli sol sendikalar 1 Mayıs’ı kutlarken, eski rejimi özleyen Komünist Parti’nin müdavimleri Rusya’nın Başkenti Moskova’daki Kızıl Meydan’da toplandılar. Genellikle Fransa Solcuları’nın gösterileri her yıl polis çatışmalarıyla sonuçlanmıştır.
2001 yılındaki 1 Mayıs gösterileri de, eski ihtişamından uzak, sönük kutlamalarla geçti.
Ve nihayet, 2010 yılına gelindiğinde 1 Mayıs gösterilerinin Taksim’de kutlanmasına karar verildi. Ancak, 2010 yılında Taksim kutlamaları geçmiş yıllardaki kadar ilgi görmedi.
2011 yılının Nisan ayında bir açıklama yapan “tüm sosyalist gruplar”, 1 Mayıs 2011 kutlamalarında Taksim Meydanı’nda olacaklarını bildirdiler. Bu kutlamalar da olaysız geçti.
Türkiye’de geleneksel 1 Mayıs kutlamaları, izin verilmemesine rağmen, ısrarla Taksim’ de miting yapmak isteyen gruplar ile polis arasında gerginliğe dönüştü. 1 Mayıs 2020’de Kovit19 adlı küresel salgın hastalığı nedeniyle sokağa çıkma yasağı olmasına rağmen, DİSK’in başını çektiği küük bir grup, aynı nedenden gözlem altına alıdıktan kısa bir süre sonra sebest bırakıldı.
Resmi bayram olarak, sağ-sol bütün işçi sendikaları tarafından kutlanan “1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü“, siyasi partiler ve bir çok kurum tarafından kutlanmaktadır.
Mayıs 2021’de ise çeşitli işçi temsilcilerinin Taksim Anıtı’na çelenk konulmasıyla başlayan kutlamalar, yine bazı grupların taşkınlık yarattığı sahnelere neden oldu. Taksim’de, (pandemi dolayısıyla sokağa çıkma yasağına rağmen) yürüyüş yapmak isteyenler göz altına alındı.