Ey Türk milleti!
Ben ki Tanrı’nın izniyle tahta oturmuş Türk bilge Kağan…
Sözümü sonuna kadar dinle.
Önce kardeşlerim, çocuklarım, sonra bütün soyum,
Güney’deki şadlar, atalar,
Kuzeydeki Tarkanlar, buyruk beyler,
Otuz Tatar, Dokuz Oğuz Beyleri,
Milletim; bu sözlerimi iyice işit, iyice dinle!
Üstte mavi gök, altta kara yer yaratıldığında,
İkisi arasında insanoğlu yaratıldı.
İnsanoğlu üstünde de
Atalarım Bumin Kağan, İstemi Kağan hükümdar oldu.
Türk milletinin ilini tutmuş, töresini düzenlemişler.
Ordu yürütüp dört bir yandaki başlıya baş eğdirmiş
Dizliye diz çöktürmüşler.
Çin milleti ile komşu olmuşlar.
Altını, gümüşü, ipekliyi sıkıntısızca veren Çinlinin sözü tatlı,
İpeklisi yumuşaklı.
Bunlarla uzak kavimleri kendisine yaklaştırıp
Sonra kötülük eder.
Bilge kişiyi, yiğit kişiyi sevmez; yürütmezmiş.
Türk milleti!
Varlığa, tokluğa ve rahata alışkınsın.
Böyle olduğu için hoş ve tatlı sözlere kanıp
Kağanının, beyinin sözünü beklemeden her yere gittin.
Aldandın, aldatıldın; böyle olunca oralarda hep mahvoldun.
İtaatsizliğin yüzünden,
Seni kalkındırmış, kağanına ve iline kendin kötülük getirdin.
Kendin yanıldın, iyice düşün!
Silahlılar gelip seni nasıl dağıttılar?
Mızraklılar gelip seni nasıl sürdüler?
Mukaddes Ötüken ormanının millleti… Dağıldın!
Doğu’ya giden gitti, Batı’ya giden gitti.
Gittiğin yerde kanın su gibi aktı.
Kemiğin dağ gibi yattı.
Bey olacak erkek evladın köle,
Hanım olacak kız evladın cariye oldu.
Kocamışlara, bilgelere itaatsizliğin yüzünden.
Tahta oturduğumda;
Şuraya buraya dağılmış olan milletim ölüp biterek
Yaya ve çıplak olarak geri geldi.
Milletimin adı yok olmasın, töre yok olmasın diye
Gündüz oturmadım, gece uyumadım.
Gözden yaş gelse önleyerek
Gönülden çığlık gelse geri çevirerek düşündüm.
İyice düşün!
Milletimi kalkındırayım, besleyeyim diye
Kuzey’e, Güney’e ve Doğu’ya on iki büyük sefer yaptım…
Savaştım.
Ondan sonra Tanrı bağışlasın; talihimde kısmetim var olduğu için
Ötüken’i il tuttum.
Açları doyurdum, çıplakları giydirdim.
Yoksul milleti zengin kıldım, az milleti çoğalttım.
Artık kötülük yok
ve Türk kağanı, mukaddes Ötüken ormanında oturdukça,
Ülkede sıkıntı olmayacak, töre yaşayacak.
Türk, Oğuz beyleri, milletim, işitin!
Üstte gök basmasa, altta yer delinmese,
Senin ilini ve töreni kim bozabilir?
Ey Türk,
Titre ve kendine dön!