İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Güvenlik Acil Durum Merkezimizde elektronik kelepçenin tüm teknolojik altyapısı tamamlandı. Ocak 2021’de yerli ve milli elektronik kelepçe hizmete girmiş olacak” dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Dikmen Hakimevi’nde düzenlenen “14. Kadına Yönelik Şiddet İzleme Komitesi” toplantısına katıldı. İçişleri Bakanı Soylu, toplantıda yaptığı konuşmada İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürlüğü koordinesinde Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı ile Adalet Bakanlığı ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı temsilcilerinin katılımıyla 52 ülkede kullanılan olay kayıt formlarının incelendiğini vurgulayarak, “Bu alanda uzman kişilerin görüş ve değerlendirmeleri eşliğinde yeni taslak form hazırlandı. STK’ların, mağdurların ve uygulayıcıların görüşleri alındıktan sonra 2021’in ocak ayında inşallah yeni olay kayıt formunun kullanılması planlanmaktadır” diye konuştu.
“1 MİLYON 208 BİN İNDİRME, 63 BİN 860 İHBAR SAYISINA ULAŞTIK”
KADES uygulamasının yaygınlaştırılmasının kararlaştırıldığını hatırlatan Soylu, “Şu anda 1 milyon 208 bin indirme, 63 bin 860 ihbar sayısına ulaştık. İhbarların, yaklaşık yarısının gerçek ve ciddi tehlike barındıran ihbarlar olduğunu ve bunların tamamına gidildiğini ve müdahale edildiğini de burada ifade etmek isterim” bilgisini paylaştı. Soylu, asayiş alanında görev yapan kolluk görevlilerine kadına yönelik şiddetle mücadele, erken yaşta ve zorla evliliklerle mücadele gibi konuları kapsayan birer günlük “Aile İçi Şiddetle Mücadele Eğitim Semineri” düzenlenmesinin karara bağlandığını anımsattı. Bu kapsamda 2020 yılı içinde 142 bin 260 kolluk personeline eğitim verildiğini kaydetti.
“OCAK 2021’DE YERLİ VE MİLLİ ELEKTRONİK KELEPÇE HİZMETE GİRMİŞ OLACAK”
Kasım ve Aralık ayında Bakanlıkların ortak değerlendirmesi sonucunda elektronik kelepçe meselesini yaygın bir şekilde başlatacaklarına vurgu yapan Soylu, “Güvenlik Acil Durum Merkezimizde elektronik kelepçenin tüm teknolojik altyapısı tamamlandı. Ocak 2021’de yerli ve milli elektronik kelepçe hizmete girmiş olacak” ifadelerini kullandı.
“KADIN CİNAYETİ SAYISI 259”
Kadın cinayetlerine değinen Soylu, “2020’nin içinde bugün itibarıyla 6284 sayılı kanun kapsamındaki kadın cinayeti sayısı 259’dur. Geçen yılın tamamında sayı 336’ydı. Geçen yıl ki sayının 27’si yabancı uyruklu kadınlardan oluşmaktaydı. Bu yıl da yabancı uyruklu sayısı da 14’tür” dedi.
“KADINA KARŞI ŞİDDETİN HİÇBİR GEREKÇESİ OLAMAZ”
Adalet Bakanı Gül, kadına yönelik şiddetin tüm dünyada bir problem olarak karşımıza çıktığını söyledi. Kadına şiddetin Türkiye’de de çözülmesi gereken en önem verilen başlıklar arasında olduğunu dile getiren Gül, “Bu şiddet, toplumun sadece bir kesimini değil toplumun her kesimini doğrudan ilgilendiriyor. Sadece fiziksel, ekonomik, ruhsal etkilerden de öte sosyal dokuyu zedeleyen sonuçlar çıkıyor. Kadına karşı şiddetin hiçbir gerekçesi olamaz. Kadına karşı şiddeti insanlığa ihanet olarak tanımlıyoruz. Şiddeti meşru göstermeye çalışan her davranış karşısında olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Gül, bir önceki yıla nazaran tutuklama ve adli kontrol gibi caydırıcı koruma tedbirlerine daha fazla başvurulduğunu gördüklerini anlatarak, “Yüzde 50’den yüzde 200’e kadar bu tür suçlardaki tedbir oranlarında artış görülmektedir. Yani kadına yönelik şiddet eyleminde bulunan kişiler caydırıcı koruma tedbirlerine maruz kalmaktadır” ifadelerini kullandı.
“ELEKTRONİK KELEPÇEDE YÜZDE 137 ORANINDA ARTIŞ GERÇEKLEŞTİ”
2019 yılı ile mukayese edildiğinde 2020’de tedbir kararlarında yüzde 20’lik bir artış yaşandığını bildiren Gül, şunları kaydetti:
“Bu kararların önemli bir bölümünü de önleyici tedbir kararları oluşturmaktadır. Yine şiddetin tekrarlanma riskinin fazla olduğu, diğer tedbirlerin mağduru korumada yetersiz kaldığı anlaşılan durumlarda da elektronik kelepçe uygulamasına gidilmektedir. Bu hususta yüzde 137 oranında artış gerçekleşmiştir. 2020 yılında hakimlerimiz tarafından 78 mağdurun kimlik bilgilerinin değişikliği, yine 374 mağdurun da iş yeri değişikliği kararını vermiş, mağdurların tekrarlanan şiddetten korunması amaçlanmıştır.”
“BİZİM İÇİN MESELE BİR İSTATİSTİK MESELESİ DEĞİLDİR”
Gül, ısrarlı takip mağdurları için de çalışmalar yürüttüklerini dile getirerek, “Özellikle eylem planında üzerinde çalışılan başlıklardan biri ısrarlı takibin ayrı bir suç olması ve cezanın artırılması yönünde Bakanlık olarak çalışmalarımız ve talebimiz söz konusu olacaktır. Bu da özellikle kadınların ısrarlı takip gibi asla kabul edemeyeceğimiz bir fiile maruz kalmasını önlemek adına çok önem verdiğimiz bir başlıktır. Bizim için mesele bir istatistik meselesi değildir. Bizim için mesele bir onur meselesidir, adalet meselesidir. Bir kişi bile olsa şiddete, haksızlığa kim olursa olsun maruz kalmasının önlenmesidir” dedi.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ise kadına yönelik şiddetin tüm dünyanın mücadele ettiği küresel bir sorun olduğuna dikkat çekti. Dünyada her üç kadından birinin yaşamı boyunca en az bir kez şiddete maruz kaldığına vurgu yapan Selçuk, “Bu noktada şiddetin nedenlerini araştırmamız gerekiyor. Şiddetin hem sebeplerini hem sonuçlarını bütüncül bir şekilde değerlendirmemiz, şiddeti önleme adına çok önem arz ediyor. Çünkü şiddetin sonucunda, sadece şiddetin mağdurları için değil tüm toplum adına çok yıkıcı etkileri olabiliyor” diye konuştu.
“BİRİNCİ HEDEFİMİZ ŞİDDET OLMADAN ONU ÖNLEYEBİLMEK OLMALI”
Kadın cinayetlerinin ise kadına yönelik şiddetin en acı, en trajik boyutu olduğunu belirten Selçuk, “Bizim inandığımız değerlere göre, bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir. Dolayısıyla bütün istatistiklerden bağımsız olarak, her ölüm bizim vicdanımızı derinden acıtan bir durum. Dolayısıyla bizim, hiç bir cana kıyılmasına izin vermeyecek şekilde bir önlem mekanizması oluşturmamız gerekiyor. Çalışmalarımızı 4 başlık altında özetliyoruz. En önemlisi önlemek. Önleyemediğimiz durumlarda koruyabilmek, politika geliştirmek, farkındalık oluşturmak. Birinci hedefimizin her daim şiddet olmadan onu önleyebilmek olduğuna inanıyoruz. Bu çalışma da esasında buradan doğdu. Sayın bakanlarımızın da güçlü iradeleri ile geçtiğimiz seneden itibaren bu konuda büyük bir farkındalık oluşturduğumuza inanıyoruz” şeklinde konuştu.
“HÜKÜMETLERİMİZ KADINA YÖNELİK ŞİDDETİ HER ZAMAN BİR İNSANLIK SUÇU OLARAK GÖRDÜ”
Kadına yönelik şiddetle mücadeleyi dün olduğu gibi bugün de en üst seviyede sürdürdüklerini anlatan Selçuk, “4 temel ana başlığımız var ve bunların altında da 4 temel eksende devam ediyoruz. Bunlar mevzuat güncellemeleri, eğitim, farkındalık arttırma ve bilinç oluşturma, kurumlar arası işbirliği ve koordinasyon sağlama ve şiddet mağduru kadınlarımızın korunması ve desteklenmesine yönelik kurumsal mekanizmaların güçlendirilmesi. Mevzuat çalışmalarına baktığımız zaman Türkiye’de son 18 yılda kadına yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin birçok düzenlemeyi hayata geçirdik. Hükümetlerimiz kadına yönelik şiddeti her zaman bir insanlık suçu olarak gördü ve buna dair çözümler üretmeye devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.
2007-2020 arasında Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele alanında temel politika önceliklerini içeren 3 Eylem Planı hazırladıklarını anımsatan Selçuk, “Şu anda 4. Ulusal Eylem Planımızı bitirmek üzereyiz. İnşallah 4. Ulusal Eylem Planımız da bizim 2021-2025 vizyonumuzu oluşturacak” dedi.