Küçük dilimi yutacaktım Ahmet Yavuz (Cumhuriyet)
Geçen hafta TSK’den yeni emekli olmuş bir subayla karşılaştım. 15 Temmuz meşum darbe girişimine geçit vermeyenlerden biriydi ama ilk defa yüz yüze gelmiştik. O günlerde TV ekranlarında uydurulmaya çalışılan, “FETÖ’nün darbesine Atatürkçü subayların da karıştığı” şeklindeki yalan ve çarpıtmalara kanıta dayalı olarak karşı koyduğum ve darbenin önlenmesinde rollerini olduğu gibi anlattığım için teşekkür borcu olduğunu ifade etti. Oysa hepimiz kendilerine teşekkür borçluyduk. O gecenin karmaşası içinde doğru tavrı sergilemişlerdi…
Devlet bu doğru tavrın kıymetini bilir gibi yaptı, bazılarını terfi de ettirdi ve kritik görevlere getirdi, tabiatıyla sürmedi. Bir kısmı suçsuz bir şekilde kaotik gecenin kurbanları arasında yer aldı. Yargıtay tarafından haksızlığı giderilenler oldu. Kamuoyu bunların bir kısmını Sedat Ergin’in Hürriyet’teki yazılarından öğrendi. Kendisine şükran borçluyuz.
O gece darbeye karşı koyanlar arasında olmasına rağmen yargılanmaktan kurtulamayan Korgeneral Yıldırım Güvenç’in de uğradığı haksızlığın son bulduğunu ve haklarının iade edildiğini öğrendik. Bir haksızlık daha son buldu. Ama ağır bedeller ödendi, ödeniyor… Kim bilir kaç masum, kaç haksız ve hukuksuz yargı kararının öznesi oldu?
SUBAYIN DİĞER ADI ONURDUR
Subayın diğer adının “onur” olduğunu düşünenlerdenim. Aklıma geldikçe, o gecenin kahramanlarından birinin de Onur üsteğmen olduğunu anımsarım. Birden Onur’u sormak geçti aklımdan. O gece 2. Zırhlı Tugay’da yaşananları genel hatlarıyla biliyordum. Darbecilerin derdest edilmesini sağlayanlardan biriydi. Öyküsünü Mustafa Önsel yazmıştı (Aşil’in Topuğu, s. 91). Acaba neredeydi?
Öğrendiğimde beynimden vurulmuşa döndüm! Meğer Onur üsteğmen 2020 yılında kabul edilen bir iddianame sonucu tutuklanmış, 26 ay tutuklu kalmış ve 2022’de tahliye edilmiş ama hakkında da “darbeye yardımdan!” 13 yıl 6 ay ceza verilmiş! Pes dedim…
O GECEYE DÖNELİM
O gece Onur’a, Tuzla-Kartal karayolunun kesilmesi emri veriliyor. Verilen emirlerden şüphe duyduğunu, yasadışı emirlere itaat etmek istemediğini Tabur Komutan Vekili Binbaşı Tolga Kapucu’ya telefonla bildiriyor zira onun, gecenin hazırlığı kapsamında darbeci tugay komutanı tarafından kışlada bulunması uygun görülmemiş! İzinli gönderilmiş. Kapucu da çok doğru davranarak kesinlikle yolu kesmemesini, tugay nizamiyesi civarındaki yan yolda kalmasını emrediyor. Onur da bu emre uygun davranıyor.
52. Tümen Komutanı Tümgeneral (halen korgeneral) Yavuz Türkgenci, darbe girişimine karşı güvendiği subaylara önleyici bazı emirler veriyor. Bu emirler doğrultusunda kurmay albaylar Hançeri Sayat ve Erkan Olgay (her ikisi de emekli tuğgeneral) ile yarbay (emekli albay) Refai Eciroğulları 2. Zırhlı Tugay bölgesine bir plan dahilinde gidiyorlar. O kargaşada kendilerini Üsteğmen Onur karşılıyor. Birlikte darbeci tugay komutanını ve kurmay başkanını derdest ediyorlar.
Çok sayıda darbeciyi de tesirsiz hale getirmeyi başararak tugaya hâkim oluyorlar. O gece daha fazla tank ve zırhlı araç İstanbul sokaklarına çıkamadıysa yukarıda adını zikrettiğim arkadaşlar ve onlarla birlikte hareket eden askerler sayesinde oluyor.
Asya yakasında bunlar olurken Avrupa yakasında da bilindiği gibi 66. Zırhlı Tugay bölgesinde, Kurmay Albay Sait Ertürk darbecilerle kahramanca çatışarak şehit oluyor.
Her birine minnet borçluyuz…
DARBE DAVALARININ GÜVENİLİR TANIĞI: ONUR
İstanbul’daki darbe davalarında mahkemeler Onur’u güvenilir tanık olarak dinliyor ve haklı olarak darbecilere ağır cezalar veriyor. Mesela 14. ACM’nin İstanbul çatı davasının gerekçeli kararının 674. ve 758. sayfalarında Onur Karan’ın darbeye engel olduğu yazılı.
Bütün bunlar yaşanırken 2020 yılında 2. Zırhlı Tugay’da görevli askerler hakkında bir iddianame kabul ediliyor. Aralarında Onur’un da bulunduğu 132 asker kişi hakkında dava açılıyor. 38 kişiye ceza veriliyor. Aralarında FETÖ ile iltisaklı sadece birkaç kişi var.
Onur’un FETÖ ile hiçbir bağı saptanmamış. Hakkında ifade verenlerin tek bir olumsuz ifadesi yok, aksine Onur’un darbecilere karşı direndiğini ortaya koyuyor. Benzer durumda başkaları da var. Onlardan biri de Üsteğmen Seçkin Sönmez…
BÜYÜK OYUN
Darbeye diren, darbeye yardımdan ceza al! FETÖ yargısının benzeri…
Ama ne için biliyor musunuz?
Eğer Onur’un cezası kesinleşirse gerçek darbecilere yeniden yargılama yolu açılsın diye! Şeytanın aklına gelmez cinsinden bir durum!
Bütün bunlara ek olarak kapıda başka bir tehlike belirmiş. MSB emriyle yargılaması devam edenlerin kuvvet komutanlıklarının yüksek disiplin kurullarına sevk edilmiş olmaları… Muhtemelen Haziran 2023’te ihraç edilmeleri söz konusu. Haklarında yargı kararı kesinleşmemiş, FETÖ ile bağı tespit edilmemiş olanların ihraçları, kanaatimce sadece ve sadece FETÖ’ye yarar.
Acaba diyorum, bu da bir tercih midir?
Darbe girişiminin ardından şu yorumu yapmıştım: Eğer AKP, kendisine zarar vermeyen bir FETÖ ile mücadele yöntemini benimser ve TSK’yi darbecilerden temizleme adına Atatürkçüleri de tasfiye etmeyi merkeze koyarsa ülke zarar görür; kendisi de bu sonuçlardan etkilenir…
Önermeyi yanlışlayan bir olgu gözlemlemiyoruz..