18 Mart 2021
Andımızın okunmaması yönündeki son Danıştay kararına gösterilen tepkilerin toplandığı noktayı, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Üç yıldır ortağına ‘Andımız‘ı okutun diyemeyenler şimdiyse çıkmış bu karara isyan ediyormuş gibi yapıyor. Allah kimseyi böyle yoldan çıkarmasın” diye özetledi.
Okurlarımız, takipçilerimiz de aynı konuya temas ediyor.
Meselâ Nadire Karakuş, “MHP, Danıştay kararını eleştireceğine ortaklığı bitirsin, AKP diye bir şey ortada kalmaz” dedi.
Ali Kemal Kaya, “Danıştay’ın Andımız ile ilgili ‘okunsun’ şeklindeki ilk kararına ‘okunmasın’ diye itiraz eden Millî Eğitim Bakanlığı’dır. ‘Reiz’in haberi olmadan böyle bir itiraz mümkün müdür? Bu operasyon geri tepecek…” diye yazdı.
Mutlu Anıl, “Kararın alınması için yedi Danıştay üyesinin atanmasının beklenmesi, arka planda nasıl hazırlık yapıldığını gösteriyor. Buna karşı boş konuşmalar yapan siyasiler, millî mücadelenin ve emanetin bekçisi olsaydı, tüm hukuk yollarıyla karşılık verirdi.” diye görüş bildirdi.
Evren Kalaç, “Bugün Andımızı susturan yarın İstiklal Marşını susturur sonrasında bayrağı indirir.” dedi.
İsmail Davran, “72.5 milletten oluşan Amerikalı çocuklar bile her sabah kendi antlarını okuyor. Amerika’nın her yerden Türkiye’yi tehdit ettiği koşullarda bile böyle yaparsanız iç cepheyi nasıl sağlam tutacaksınız?” diye yazdı.
Kazım Yalçın ise “Anayasamıza göre bütün mahkemeler yargı yetkisini Türk milleti adına kullanır. Karar yazıları ‘Türk milleti adına’ diye başlar. Danıştay’ın andımız kararını Türk milletinin bir mensubu olarak kabul etmiyorum.” diyerek “Andımız için referandum yapılsın!” önerisinde bulundu.
***
İYİ Parti, 2019 yılı Şubat ayında Andımızın ilkokullarda yeniden okutulması için önerge vermişti. Önerge, AKP ve HDP’nin ret, MHP’nin çekimser oylarıyla reddedilmişti. CHP ve İYİ Parti kabul oyu vermişti.
Son olarak İYİ Parti Meclis Grup Toplantısı’nın, Hira Zümra Demirci adlı öğrencinin kürsüden Andımız’ı okumasıyla başlaması önemlidir. Bu bir parti grubu toplantısı olsa da sonuçta TBMM çatısı altında yapılmaktadır.
Uygulamanın, sonuç alınana kadar her grup toplantısında başka bir öğrenciyle devam etmesi, konunun sıcak tutulması bakımından önemlidir.
***
Takipçilerden Gökçen Çarıkçı da “Hani 90 yıllık reklam arası bitti diyorlar ya… Aslında 20 yıllık emaneti geri alacağımızı çok iyi biliyorlar”diyor.
20 yıla yaklaşan AKP döneminin Türk Milleti açısından bir “Fetret Dönemi” olduğunu herkese göstermek gerekir ki bu tepkilerin bir sonucu olsun.
Hani bugün Çanakkale Deniz Savaşı’nın yıldönümü ya! Hani bugün “Çanakkale Geçilmez”in ilk adımı ya…
Andımız’ın kaldırılması, milletin ruh dünyasındaki Çanakkale savunmasının kırılması demektir.
Hiçbir savaş, milletin beynine, gönlüne ve ruhuna yönelik savaş kadar tahribat yapamaz. Milletin kimliğini, benliğini ortadan kaldırırsanız, bireyler, vatanını kiralık arazi gibi görmeye başlar; şerefsizleşir!
***
Tarımın çökertilmesi, Hazine’nin boşaltılması ile ülkenin maddi kuvvetleri yok edilirken, Andımız’ın kaldırılması, Atatürk‘ün madalyalardan silinmesi ve “Ne mutlu Türk’üm diyene” felsefesinin iktidar ve yandaşları tarafından yerden yere vurulması da milletin ruhi kuvvetlerinin yok edilmesi anlamına gelir. Ekonomiyi çökerten kararlarla, milletin maneviyatını kırmak için girişilen psikolojik operasyonların at başı gitmesinin sebebi milletin ruhunu zapt etmektir. Bu bir savaştır! Türk Milleti’ne içeriden savaş açılmıştır ki işgale karşı direnmesin. Tıpkı Irak’ın Kesnizani tarikatı ile içeriden teslim alınması ve işgale karşı ordusunun bile direnmemesi gibi…
Kaynak Yeniçağ: Andımız ve Türkiye’yi içeriden teslim almak! – Arslan BULUT