Geçtiğimiz gün Türk tarihini yakından ilgilendiren bir haber kamuoyuna yansıdı. Özbekistan’da araştırmalar yapan Prof. Dr. Necati Demir “Türklüğün ortak atası Alp Er Tunga’nın mezarı Buhara’da tarafımca bulunmuştur…” şeklinde bir paylaşım yaptı.
Ardından sosyal medyada gündemin üst sıralarına çıktı. Merak uyandıran bu habere temkinli yaklaşan ya da desteklemeyen bilim adamları da vardı. Şüphesiz bilim sorguladıkça gerçeğe yaklaşır. Dolayısıyla her açıdan irdelenmesi gereken bir gelişme bu…
Yine bir süre önce Tomris filmi Türkiye’de gösterime girmişti. İlk kadın hükümdar Tomris’in de Alp Er Tunga’nın torunu olduğu ifade edilmekte…Yani Sakalar, Göktürkler, Uygurlar derken Türk tarih çizgisinde en belirgin ve ortaklaştırıcı nokta haline geliyor Alp Er Tunga…
Haliyle ben de işin teknik, arkeolojik kısmından ziyade bu haberin doğruluğu durumunda Türk Dünyasında meydana getireceği büyük etkilere odaklanmış bulunuyorum. Öyle ki Kaşgarlı Mahmud bütün Türk hükümdarlarının Afrasiyab soyundan (Alp Er Tunga) geldiğini, olmayanlara “Hakan” veya “Han” denilemeyeceğini söylemektedir.
İşte bunu anlayabilmek için iddia sahibi Prof. Dr. Necati Demir’le Türkiye’ye ayak basar basmaz ilk görüşmeyi gerçekleştirdim. Hocayı uzun zamandır tanırım, çok heyecanlıydı. Zaten bir süredir böyle bir şeyin üzerinde çalıştığını biliyordum. Merak ettiklerinizi özetle öğrenmeye çalıştım…
Hocam Alp Er Tunga kimdir? Böyle bir kişinin yaşamadığına yönelik iddialar da var…
Ben buna kesinlik katılmıyorum. Olmayan bir insana neden ağıt yakılmış olabilir? Bilinmeyen üç nüsha buldum. Kitabımda yer vereceğim. İran destanı Şehname’de “Efrasiyab” veya “Afrasiyab” olarak geçen Alp Er Tunga, Türk hükümdarlarının atası kabul ettiğimiz kahramandır. Kesinlikle vardır. Efrasyap diye bir şehir var. Aslında Farslarca Türk Hakanı Alper Tunga’ya verilen ad. Oradaki buluntular 13. yüzyılda Cengizhan harap etmiş. Daha sonra bu şehirde arkeolojik kazılar yapılmış. Bu buluntular M.Ö. 8 yüzyıla götürüyor bizi.
Türk tarihi için önemi nedir?
Türk devletlerinin kuruluşunda kut almak en büyük aşamadır bana göre. Türk Devletleri “Alp Er Tunga soyundan geliyorum” diyerek bu devletleri kurabiliyorlardı. Daha somut olarak Göktürkler yıkıldığından sonra Uygur Devleti, sonra Karahanlılar, ardından Karluklar ve Büyük Selçuklu devleti kurulurken Alp Er Tunga’nın soyundan geldiğini iddia ederek bu devletleri kurabildiler. Böylesine önemli bir birleştiricilikten bahsediyoruz. Dahasını söyleyeyim size. Bu da tartışılsın. Peçenekler…“Peşeng” Efrasiyab’ın babasıdır. Onlar da bu bağdan yola çıkarak, yani Alper Tunga soyundan geldiklerini iddia ederek kurdurlar devletlerini. Tabii bu sözcük değişiyor ve Peçenek oluyor. Kimi Avrupalı bilim adamları Sakaların/İskitler Türk Değildir diyorlar. Bununla birlikte bu söylemleri yeniden gözden geçirmek zorunda kalacaklar. Çünkü Alp Er Tunga ile Özbekistan/Buhara bağlantısı Türk tarih çizgisini daha güçlü şekilde geriye götürecektir.
Mezarı tespit ettiğinizi söylediniz. Süreç nasıl gelişti? Nerede bu yer?
Yerini tespit ettiğim mezar tarihte Alp Er Tunga olarak adlandırdığımız ve bunun yanında Afrasyap diye de bilinen büyük Türk hakanının mezarıdır. 1996 yılından itibaren incelediğim, araştırdığım üzerine çalıştığım bir konuydu. Ebubekir Muhammed İbn Cafer Narşahi tarafından 943 yılında yazılmış “Buhara tarihi” adlı bir eser var. Orada da bahsediyor. Zaten Harezm, Özbekistan hatta Kazakistan’ın güney batısında rivayetler çokça var idi. Birçok kaynaktan yola çıkarak Buhara’da olduğuna kesin kanaat getirdim. Daha önce neden bu tür bir adım atılmadı ben onu bilemem. Ama Buhara’daki araştırmalarımda tahmin ettiğim yerde kurganı buldum. Yalnız şu kadarını söyleyeyim Kurgan bulunduğu yerde biraz yüksekte bir tepedeydi. Çevresinde yayılan bir mezarlık vardı. Aslında düz bir şehirdir Buhara…Mezarın üzerinde herhangi bir taş yoktu.
Peki şimdi süreç nasıl işleyecek? Pek çok insan merak ediyor…
Mezarın tam koordinatlarını şu an için açıklamayacağım. Çünkü dün Özbek yetkililerle de görüştük. Onların vereceği karar bu süreçte önemli olacak. Bu buluntunun her boyutuyla kanıtlanmasının beraberinde görkemli bir anıt ve müzeyi beraberinde getireceğine inanıyorum. Tabii Orta Asya için tarihi bir adım olacaktır. Ben çalışmalara devam ediyorum. Gelecek yıl başında bu çalışmamı yayınlamış olacağım. Ancak burada önemli olan eğer Özbek devleti konuya olumlu yaklaşırsa mezarın tam yerini yetkili makamlara ileteceğim. Aracılığınızla bu çalışmalarda destek Beren Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in damadı sayın Otabek Umarov’a teşekkür etmek istiyorum. Ayrıca Türkiye’de de bu konuya ilgi duyan kurum ve kuruluşlarımızla, bilim adamlarımızla işbirliği içinde olmak istiyorum. Onlar arkeolojik araştırmalar da yaparak bu iddiamın test etmiş olacaklar. Daha önce de böyle çalışmalarımız olmuştu. Malazgirt bölgesinde Malazgirt Savaşı’nın yapıldığı yeri de ben tespit edip araştırma yapılmasını açıklamıştım. Şimdi orada arkeolojik çalışma yapılıyor.
*
Evet… Necati hocanın tespit ve iddiaları böyle. Şimdi sanıyorum en önemli aşama Özbekistan devletinin konuya ilgi gösterip ilgili yerde kazı çalışmasına izin vermesi olacaktır. Sonra detaylar daha da netleşecektir. Eğer bu iddia kanıtlanabilirse Türk Dünyası ve Türk tarihi açısından çok ciddi bir kazanım olacaktır. Yeni gelişmeleri paylaşacağım sizlerle…
Prof. Dr. Kürşad Zorlu