Almanya’da haklarında yakalama kararı bulunan 475 aşırı sağcının kayıplara karıştığı ve arandığı bildirildi.
Sol Parti‘nin yazılı soru önergesine, Federal Hükümet tarafından verilen yanıtta, haklarında mahkumiyet ya da yakalama emri bulunan, toplam 475 aşırı sağcı kişinin büyük bölümünün izinin tamamen kaybedildiği, 58‘nin de Avusturya ve Polonya başta olmak üzere Almanya’nın komşu ülkelerinde olduklarının sanıldığı ifade edildi.
Söz konusu kişilerin 125’i hakkında aşırı sağ nedenlerle gerçekleştirilen terör ve şiddet eylemleri, 109’u hakkındaysa siyasi suçlar nedeniyle tutuklama emri bulunuyor. Diğerleri de güvenlik birimlerine karşı çıkmak, halkı ayaklanmaya çağırmak ve yasak olan Nazi sembolleri taşımak gibi suçlardan aranıyor. Daha önceki yıllarda yapılan açıklamalarda, kayıp Neonazi sayısının 253 olduğu belirtilmişti.
Almanya’da iç istihbarattan sorumlu Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın verilerine göre, aşırı sağcıların sayısında ve aşırı sağ kaynaklı suçlarda, son yıllarda rekor artış kaydedildi. 2019 yılında aşırı sağ kaynaklı suçlar bir önceki yıla kıyasla, yüzde 9,7 oranında artarak 21 bin 290 olarak kayıtlara geçti. 2018 yılındaysa bu sayı, 19 bin 409 bin olarak tespit edilmişti. İstihbarat, aşırı sağcıların sayısını 32 bin olarak tanımlarken, bunlardan en az 13 bininin “şiddete yatkın ve tehlikeli” olduğundan yola çıkıyor. “Tehlikeli” tanımı Almanya’da, siyasi nedenlerle terör saldırısına kadar ağır şiddet suçu işleyebileceği düşünülen kişiler için kullanılıyor.
Aşırı sağla mücadele konularındaki çalışmalarıyla tanınan Amadeu Antonio Vakfı’nın verilerine göre, Almanya’da aşırı sağcılar, 1990-2020 yıllarında kundaklama, terörist eylem, adam öldürme ve yaralama gibi çok sayıda eylem gerçekleştirerek bu süre içinde 200’ün üstünde kişiyi katletti. Irkçı saldırıların arasında, 1992 yılında Mölln ve 1993 yılında Solingen kentlerinde Türklerin yaşadıkları evlere, sadece yabancı ve Türk oldukları için yapılan saldırıların ayrı bir yeri var.
Mölln’de aynı aileden üç, Solingen’de ise yine hepsi akraba olan beş kişi, ırkçı saldırılarda hayatlarını kaybettiler. O tarihten sonra da münferit ve aşırı sağcı örgüt bağlantılı olarak pek çok ırkçı saldırı gerçekleşti.
NSU, Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) adlı ırkçı terör örgütü, 2000-2007 yılları arasında 8’i Türkiye kökenli 10 kişiyi öldürdü. Bu yılda Hanau kentinde, 19 Şubat gecesi iki kafeye düzenlenen ve aralarında 4 Türk’ün de bulunduğu 9 kişinin hayatını kaybettiği ırkçı terör saldırısı, aşırı sağ oluşumları ve terör yapılanmalarını tekrar gündeme getirdi.
Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert, Hanau saldırısı sonrasında yaptığı açıklamada “Aşırı sağcılık, Almanya’da şu an kamu güvenliğimizin en büyük tehdididir” değerlendirmesinde bulunmuştu. Ülkedeki göçmenlerin ve Yahudilerin günlük hayatta karşılaştıkları hakaretlerin, şiddetin ve ayrımcılığın sürekli arttığını belirtenn Seibert “Bunlar kabul edilemez şeylerdir” dedi.
Hükümet geçen Kasım ayında ırkçılık ve aşırı sağla mücadele için 89 maddelik bir önlemler paketi hazırladığını duyurmuştu. Önlemler paketi kapsamındaki projeler için 1 milyar Euro’nun üzerinde bir bütçe öngörülüyor. Proje kapsamında ırkçılığa maruz kalanlar için Federal İçişleri ve Aile Bakanlığı nezdinde bir danışma merkeziyle acil durumlarda yardım için bir telefon santralı kurulacak. Irkçılığa karşı toplumda güçlü bir bilinç oluşturulmasına ağırlık verilecek. Kamuoyunda, iş yerlerinde, kamu kuruluşlarında günlük ırkçılık olayları üzerine araştırmalar yapılacak.
Kaynak : VOA