İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener partisinin grup toplantısında konuştu. Elmalı’da iki çocuğa cinsel istismar olayına tepki gösteren Akşener, “Tecavüze uğrayan çocuklarımızın, kadınlarımızın faillerinin serbest bırakıldığı bir yargı sisteminde öldürülesi dayak yiyen milletvekilleri, gazetecilerin faillerinin serbest bırakıldığı bir Türkiye. Elbette şaşırmadık. Bu korkunç suçun faillerinin aramızda geziyor olması kabul edilemez. Çocuklar çizerek anlatmış, anlaması gerekenler anlamamış” dedi.
İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılma kararını eleştiren Akşener, “Danıştay göz göre göre Sayın Erdoğan’ın tek başına ortadan kaldırmasına cevaz vermiş oldu. Millet iradesinin tek temsilcisi olan TBMM’yi, yani milletimizi devre dışı bıraktı. Bu yargı üzerindeki vesayetin apaçık ispatıdır. Yargıda açtığın bu gedikler hem toplum vicdanı hem milletimizin devlete güvenini yaralıyor. Bozdun bu adalet kantarını, adalete hukuka kimsenin inancı kalmadı. Ne hukuk taklaları ne oldubittiler bizi yıldıramaz. Kadınların mücadelesi bizim mücadelemizdir” ifadelerini kullandı.
TYT/AYT hakkında konuşan Akşener, “Siz bu öğrencilere neden gıcık oluyorsunuz? 1,5 yıldır zorluklarla eğitimlerine devam etmeye çalışan 2,6 milyon gencin önüne konulan sınavın bu kadar zor olmasının nedeni nedir? Niye intikam alıyorsunuz, ne yaptılar size? Salgın şartlarından derinden etkilendiler. Devletten beklenen bu durumu tersine çevirecek düzenlemeler yapmasıdır. Siz soruların formatlarını değiştirmeyi, sınavı iyice zorlaştırarak öğrencileri adeta cezalandırmayı tercih ettiniz. Böyle vicdansızlık olur mu? Yazıklar olsun hepinize” diye konuştu.
“SÖKE SÖKE ALIRLAR” TEPKİSİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kanal İstanbul açıklamalarına tepki gösteren İYİ Parti lideri Akşener şunları söyledi:
“Geçen hafta devlet geleneğimizden bir türlü nasiplenemeyen, şanlı tarihimizi de bilmeyen Sayın Erdoğan, Kanal İstanbul’a karşı durduğumuz için, iktidara gelince tek kuruş ödemeyeceğimiz için çok sinirlendi. ‘Uluslararası tahkim yoluyla söke söke alırlar’ dedi. Bunu söyleyen milletin adamı Erdoğan, meğerse tahkimin avukatıymış. Bugüne kadar kandırıldın, şimdi sen kandırdın. Şu sorumsuzluğa bakar mısınız? Milletin gözüne baka baka o paraları sizden söke söke alırlar diyor. İbretlik gerçekten. Sandık ne zaman gelirse gelsin, seçimi kazanamayacağını anlamış; diyor ki sizden. Küçük ortak hiç durur mu, dünkü grup toplantısında, Türk milletine çökecek firmaları ‘Hukuki güvence altına alalım’ dedi. Bu nasıl bir işbirlikçiliktir? Yazıklar olsun hepinize. Sayın Erdoğan tarafını seç, milletinin yanında mısın yoksa 5’li çetenin arkasında mu duracaksın. Milletin adamı mısın yoksa lobilerin adamı mı olacaksın? Karar ver. Aziz millete apaçık ihanet ediyorsun. Senin yerin bu milletin hakkını hukukunu söke söke almaktır, aklını başına al.
TİKSİNDİRİCİ BORÇ
Kendisini biz uyaralım, bilgilendirelim; uluslararası hukukta tiksindirici borç diye bir kavram var. Bu kavram dış borç alan ve bunu kendi kişisel ikbaline harcayan liderler için kullanılır. O borç liderin kişisel harcaması olarak kabul edilerek, o kişiden tahsil edilmesini söyler. Danışmanlar ne yapacak acaba? Bir borcun tiksindirici borç kabul edilmesi için üç şart var; bir borcu alanın bilgilendirilmesi. Biz bu görevi yerine getirdik. Tüm kurumları uyardık. İki, borcun halkın rızası olmadan alınması. Bu şart oluşmuş mu oluşmuş. Kanal İstanbul için ayrı bir referandum yapılmamış ve halkın onayı alınmamış. Getir referanduma Kanal İstanbul’u; evet derse hay hay yap, hayır derse milletin kararına uyacağını söyle. Yüreğin yetiyorsa getir referanduma. Milletin rızası alınmamış. Üç, borcun halkın menfaati için kullanılmaması. Mevcut ekonomik değerlendirmeler Türkiye’nin kendi sınıfı ülkeler arasında en kötü performansı gösterdiğini söylüyor. İstihdam yaratmayı amaçlıyor mu, hayır. İnsani gelişmişlik düzeyine katkısı var mı, yok. Bu şart da oluşmuş. Bu parayı milletimiz ödemeyecek, bu doktrine göre şahsi borcunu varsa paran bizzat sen ödeyeceksin. Birisi bir parayı söke söke alacaksa senden alacak. Şimdiye kadar verdiğin nice tavize bakınca para biriktirmeye başlasan iyi edersin.
Kanal İstanbul için avuç oluşturan, finans kuruluşlarını, müteahhitlik firmalarını bir kez daha uyarıyorum. Bu parayı bizzat Recep Tayyip Erdoğan’dan isteyeceksiniz. Bizden kapik işlemez.”
MAAŞ ZAMLARI
“Bu iktidarın milletimize verecek hiçbir şeyi kalmadı” diyen Akşener, “Onların tek derdi koltuklarını korumak. 5’li çetenin kasasını doldurmak. Milletimizin varlıklarını yabancılara peşkeş çekmek. Haziran ayı enflasyonunun açıklanmasıyla maaş artışları belli olacak. Yılbaşında yüzde 3 artış yapılmıştı. Çalışan ve emeklilerimizin maaşları enflasyon kadar artıyor, o da TÜİK’in makyajlı rakamlarıyla yapılıyor. emeklilerimizin sesine kulak ver onları açlığa mahkum etme” dedi.
Kısa çalışma ödeneği konusunda konuşan Meral Akşener, “Bu ay sonunda bitiyor. Milyonlarca çalışanımız bu haktan yararlanıyor. Bu durum milyonlarca vatandaşımızı işsizlik tehlikesiyle karşı karşıya bırakıyor. Kısa çalışma ödeneğinin tamamı işçilerimizin hakkı olan işsizlik sigorta fonundan ödeniyor. İşçinin parasını işçiden esirgemeyin” diye konuştu.
ARTAGAN PROJESİ
İYİ Parti lideri Akşener Artagan projesini sunarken şunları söyledi:
“Artagan çok özel bir isim, Türkçe’de bolluk, bereket anlamına geliyor. Türkiye bu kadar zenginliğe sahipken, milletimiz nasıl oluyor da bu kadar düşük standartlarda yaşıyor? Türkiye binlerce yıllık devlet geçmişine sahipken devlet mekanizmasını nasıl verimsiz işletiyor? Artagan’ı Türkiye’nin gerçek potansiyelini ortaya çıkarmak için hazırladık. İhtiyacımız olan her şeye sahibiz. Asıl sorunumuz bu beceriksiz iktidardır, çapsız zihniyettir. Bu vasat siyasettir. Artagan nihai çözümü ortaya koyuyor. Bu zenginliği milletimize yaymamız mümkün. Başka bir Türkiye mümkün.
Artagan’ın sağlayacağı kazançlar emsalsiz bir bereketi sağlıyor. Hiç yaşamadığımız para bolluğuna sahip olacağız. Kredi faizleri en düşük seviyelerine gerileyecek. Üretim artacak, tüketim geniş kitlelere yayılacak. İhtiyacımız olan finansmana sahip olacağız. Devletimizin bütçesine 300 milyar liranın üzerinde kaynak sağlayacak. Türkiye’nin 2021 bütçesinin 1,1 trilyon lira hedeflediğini düşünürseniz, bu rakamların nasıl bir zenginlik olduğunu kavrayabiliriz. Artagan mucize bir reçete değil. İhtiyacımız olan vizyon, güven ve akıl.
Artagan değeri 2 trilyonluk bir sorunu çözüyor. Rantın, yolsuzluğun, yoksulluğun altında bu sorun var. Bu hayati sorun gün geçtikçe artan kayıtdışı ekonomidir. OECD’ye göre ekonominin yüzde 28’i kayıtdışı. Vergilendirilmeyen, sisteme dahil edilemeyen kazanç bazı ceplere gidiyor demek. Kayıtdışılık yüksek olduğu için gelir vergileri, sigorta primleri yüksek. 83 milyon vatandaşımızın 21 milyonu sigortalı. Dolaylı vergiler daha da yüksek. Buna rağmen OECD arasında en az vergi geliri toplayan ülkelerden birisiyiz.
Türkiye ekonomisi kocaman bir havuzdur. AK Parti bu havuzun dibindeki delikleri kapatmak yerine, yurtdışında su getiriyor. Yaşanacak bir zihniyet değişikliğinin yani iktidar değişikliğinin Türkiye’yi hangi noktalara taşıyabileceği için söylüyorum. Türkiye’nin reformlara ihtiyacı var.
Bankalar müşterilerini, itibarlarını korumak için her türlü yatırımı yapıyorlar. Peki iktidar ne yapıyor, hiçbir şey yapmıyor. Herkesi kayıtdışına itiyor. Birçok işletme varlık mücadelesi verirken, birçok işletme de kayıtdışına yöneliyor. Değişimin tam da bu noktada başlaması gerekiyor. Artagan nakitsiz topluma dayalı yeni bir ekosistemdir. GİB’nin 21’nci yüzyıldaki adıdır. Tüm mali denetimin yapay zekayla yapılmasını sağlamaktadır. Finansal kurumlar ile Artagan arasındaki veri paylaşımıyla tüm veriler Artagan’a ulaşır ve kayıt altına alınır. Böylece mali tablolar oluşur. Artagan gerçekleştiğinde tüm finansal veriler ölçülebilir hale gelince, tüm kayıtdışı izlenebilir hale gelecek. Ekonomide yüzlerce milyarlık kayba yol açan pek çok mali suç tarihe karışacak. Artagan ile bu adaletsiz düzen sona erecek.
Türkiye’nin vergi sistemi adaletsiz. Artagan hayata geçtikten sonra herkes geliri üzerinden adil bir vergi ödeyecek. Artagan’ın ilk aşaması tüm para aşamasını dijital ortama sağlamak olacak. Bu adımların sonunda nakit para geri çağrılarak nakitsiz topluma geçiş sağlanacak. Tüm para transferleri, yatırım enstrümanları dijital hayata geçecek. Tüm dünyada mobil ödeme yöntemleri yaygınlaşıyor. Türkiye bu dönüşümün takipçisi mi olacak, öncüsü mü olacak? Artagan bu dönüşümün öncüsü olacak bir devrimizin hazırlığıdır. Türkiye bu dönüşüm için hazır. Seçime kadar Artagan’ın altyapısı ve mevzuatı hazır olacak. İktidara geldikten 2 yıl içinde bu değişimi gerçekleştireceğiz.
Artagan daha düşük vergi oranları ve daha düşük sigorta primleri vaadediyor. 300 milyar lira Artagan’ın sağlayacağı kaynaktır. Bu öyle büyük bir kaynak ki bu iktidarın yanına yaklaşamadığı birçok adımı atabileceğiz.
EYT’li kardeşlerimizin sorunları 15 milyar lira, ÖTV’nin kaldırılması 17 milyar lira, öğrencilere karşılıksız 500 lira burs 24 milyar lira, her yıl 2 yeni büyük altyapı projesi 20 milyar lira, 100 bin yeni öğretmen kadrosu 8 milyar lira, 5 bin girişime 1’er milyon hibe 5 milyar lira. 300 milyar liranın daha yarısını kullanmadık. Finansal sisteme 500 milyar lira da katkı sağlayacak. Bir asgari ücretli araba sahibi olabilecek, kira öder gibi ev sahibi olunabilecek.”