“Seni ıslak bir tepenin üstünde gördüm dağ çiçeği
Gülümsüyordun
Mor ıssız çilek kokan dağlara yaslanıp
Rüzgarlara nazlanıyordun”
GERİDE UNUTULMAZ ŞARKILARI KALDI
Aslında çocukluğundan beri müziğe ‘sevdalıydı’ Akrep Nalan… Profesyonel müzik hayatına yıllar önce bir gece kulübünde başlamıştı. Ama Türkiye’de geniş kitleler onun güçlü sesini, 1991 yılında işte bu şarkıyla duydu. Vedat Sakman ve Halis Bütünley’in desteğiyle çıkardığı ve aynı adlı şarkının da yer aldığı Dağ Çiçeği adlı albüm onun adını da sesini de hafızalara yerleştirdi. Şimdi ise geride bu unutulmaz şarkılarını bırakıp bu dünyaya veda etti
AİLESİNİN TEK ÇOCUĞU
Akrep Nalan ya da gerçek adıyla Füsun Nalan Alçın, 26 Nisan 1954’te Ankara, Yenimahalle’de doğdu. Vasfi ve Hasibe Alçın çiftinin tek çocuğu olarak dünyaya gözlerini açan Akrep Nalan, Ankara Bahçelievler Alparslan İlkokulu’nda eğitim hayatına başladı. Ardından ortaokulu Adana Kız Lisesi ve Uşak Ticaret Lisesi’nde tamamladı.
ÇOCUKLUĞUNDA MÜZİĞE İLGİ DUYMAYA BAŞLADI
Her ne kadar müziğe olan ilgisi çocukluk yıllarında başlamış olsa da o alanda profesyonelliğe adım atana kadar başka işler yaptı. 1972 ile 1980 yılları arasında üç farklı kurumda muhasebeci olarak çalıştı. Fakat bütün bu işleri yaparken de sanattan hiç uzaklaşmadı.
ANKARA SANATEVİ’NDE TİYATRO ÇALIŞMALARI YAPTI
Akrep Nalan, bir yandan da Ankara Sanatevi’nde tiyatro çalışmaları yaptı. Hamdi Ortadirek adlı müzikalde Eroy Demiröz, Savaş Yurttaş, Selçul Uluergüven, Şener Kökkaya gibi oyuncularla aynı sahneyi paylaştı. Bu arada tiyatronun yanı sıra barmaid olarak da çalıştı.
AKREP NALAN ADINI NASIL ALDIĞINI ANLATMIŞTI
Ünlü şarkıcı bir röportajında “Akrep Nalan” adını nasıl aldığını şu sözlerle anlatmıştı: “1978 yılında hayatımda ilk defa at yarışı oynadım ve 6’lıyı tutturdum. Atın birinin adı Akrep’ti. O sıralarda gazetelerin manşetlerinde ‘Akrep Nalan’ lakaplı bir hanım vardı. Sanırım çevremdekiler ondan esinlenerek bana ‘Akrep’ diye hitap etmeye başladılar. Sonra da bu lakap üzerime yapıştı kaldı.”
1980’DE GECE KULÜBÜNDE SAHNEYE ÇIKMAYA BAŞLADI
Akrep Nalan müzik alanında ilk profesyonel adımını 1980 yılında Hakkı Çağdaş’ın desteğiyle Goldfinger adlı gece kulübünde sahneye çıkarak attı. Ardından Bodrum’da birçok yerde sahneye çıktı. Bu arada yavaş yavaş müzikseverler arasında adını duyurmaya başlamıştı. Akrep Nalan, Bodrum’un ardından İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin birçok yerinde sahne çalışmaları yaptı.
İLK ALBÜM 1991 YILINDA: İlk albümü Dağ Çiçeği’nin müzikseverlerle buluşması ise 1991 yılında oldu. Vedat Sakman ve Halis Bütünley işbirliğiyle çıkardığı bu albüm büyük beğeni kazandı. Ardından üç yıl sonra Zil Zurna Sevdalar adlı ikinci albümünü çıkardı. Bu arada gençlik yıllarındaki gibi oyunculuğu da sürdürdü. Zirvedekiler, Baskül Ailesi, Hayat Bilgisi, Peki Olur Şekerim, Aşk Mahkumu gibi dizi ve filmlerde kamera karşısına geçti.
‘HERKES AJDA PEKKAN, SEZEN AKSU OLMAK ZORUNDA DEĞİL’
Akrep Nalan bir süredir kameraların uzağındaydı. Yani bir başka deyişle inzivaya çekilmişti. Bu konuda da 2018 yılında Posta Gazetesi’nden Alev Cimin’e verdiği röportajda şunları söylemişti Akrep Nalan: “Erken bırakmadım, sadece her şeyi tadında bırakmayı tercih ettim. Düşünsenize dile kolay, her gece dört beş saat şarkı söylüyorsunuz. Yürek ve enerji dayanmıyor buna. Ben bittim artık. Söylemek istediğim bütün şarkıları söyledim. Mesleki anlamda çok dorukta, çok şahane şeyler yaşadım. Zirvede bıraktım. Fazla uzatmanın da bir manası yok. Türkiye’de herkes Ajda Pekkan, Sezen Aksu olmak zorunda değil. Çok büyük bir hırs ister bu. Hayatta başka şeyler de var. Artık kendi istediğim gibi bir hayat yaşıyorum. Eskiden denizin mavisini göremiyordum ki. Her gece çalışıyordum. Bodrum’daydım ama Bodrum’u yaşayamadım senelerce. Ama şimdi yaşıyorum, sabah 06.00’da kalkıyorum. Her sabah 07.00’de yüzüyorum. Bunlar da hayatın keyifleri.”
Akrep Nalan, ölümünden önce yaşadığı evini Aziz Nesin Vakfı’na bağışlamıştı. Nesin’i çok sevdiğini ve bütün kitaplarını okuduğunu anlatan sanatçı, tapuyu Aziz Nesin Vakfı’na verdiğini ancak hayata veda edinceye kadar orada yaşayacağını anlatmıştı. Şarkıcı Bodrum’daki evini de Türkan Saylan Vakfı’na bağışlamayı düşündüğünü söylemişti.
‘BENİ O KADAR ÇOK ÜZÜP CANIMI YAKTILAR Kİ”
Akrep Nalan bir dönem kendisini çok üzen bir olayla da gündeme gelmişti. Yanlışlıkla köpeğinin üstüne basıp ölmesine neden olan şarkıcı bu olay yüzünden kötü bir şekilde anıldığı için çok üzüldüğünü de anlatmıştı Posta Gazetesi’ne verdiği röportajda. Sözün bu noktasında da magazini hiç sevmediğini ifade etmişti: “Beni o kadar çok üzüp canımı yaktılar ki… Beni kilolarımla ve köpeğimle gündemden düşürmediler. Çok kötü, çok talihsiz bir kazaydı. Belki de başıma gelmiş en büyük trajedi. Köpeğimin üstüne bastım öldü… Şimdi Google’a adımı yaz; ‘Köpek katili’ olarak çıkıyorum. Yüreğim acıyor. Hele de hayvan sever bir insansanız acınız ikiye katlanıyor. O yüzden insanlardan korkuyorum. Günlerce kendime gelemedim, çok ağladım. Beni köpek canavarı olarak yazdılar. Asıl bana yapılan canavarlıktı” sözleriyle bu konudaki düşüncelerini anlatmıştı.
‘SAF, ELLE TUTULUR BİR SEVGİ VERDİLER BANA’
Akrep Nalan sözün bu noktasında köpeklere olan sevgisinin, hep hissettiği yalnızlık duygusunun “ilacı” olduğunu da itiraf etmişti: “Büyük bir yalnızlık hissiydi bu. Zaten tek çocuktum ve çok büyük bir hayat mücadelesi verdim tek başıma. O dönemlerde hep ne kadar yalnız olduğumu söylüyordum. Fakat bu yoğun yalnızlık duygusunu, hayatıma köpekler girdikten sonra bir daha hiç yaşamadım. Çünkü saf ve elle tutulur bir sevgi, sadakat verdiler bana.”