Milli Gazete’nin haberine göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD ziyaretinde, çarpıcı bir gelişme yaşandı. AKP’ye yakınlığıyla bilinen TACS (Türk Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi), Ortodoks Yahudi Ticaret Odası ile iş birliği anlaşması imzaladı. Beş maddelik anlaşmanın maddelerinden biri, dünyada ve Türkiye’de faaliyet gösteren Filistin dostu BDS hareketinin Türkiye’deki çalışmalarının engellenmesi. Anlaşmanın diğer maddeleri de ilginç; Türkiye ile İsrail arasındaki ekonomik ilişkileri desteklemek. Kültürel, dini ve sosyal programlarla toplumlar arası iş birliğini güçlendirmek. Antisemitizm karşıtı olmak ve desteklemek. Amerika ve İsrail’i hedef alan terör saldırılarına karşı çıkmak.
“EKONOMİK İŞ BİRLİĞİ” VURGUSU
Ortodoks Yahudi Ticaret Odası ile imzalanan anlaşmanın girişinde yer alan cümleler de hayli dikkat çekici. Anlaşmayla “ortak değerlere ve dayanışmaya dayalı bir ittifak oluşturulmak istendiği” ifade ediliyor. Özellikle ekonomik iş birliğinin altı çizilerek yapılan vurgu da önemli. Anlaşmayı imzalayan kuruluşun “Anavatanımız İsrail” nitelemesi de anlaşmanın amacını açıklıyor.
KÜLTÜREL VE DİNİ OLARAK NASIL BİR ARAYA GELECEKLER?
Ortodoks Yahudi Ticaret Odası ile TACS’ın kültürel ve dini olarak nasıl bir program dâhilinde bir araya geleceği de merak uyandırıyor. Anlaşmanın, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik durumu düzeltmek için İsrail’den gelebilecek ekonomik faydanın hesaba katılarak imzalandığı konuşuluyor. TASC’ın başkanlığını, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeğeni Dr. Halil Mutlu yürütüyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD ziyaretinde çarpıcı bir gelişme yaşandı. AKP’ye yakınlığıyla bilinen TACS (Türk Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi), Ortodoks Yahudi Ticaret Odası ile iş birliği anlaşması imzaladı. Beş maddelik anlaşmanın maddelerinden biri dünyada ve Türkiye’de faaliyet gösteren Filistin dostu BDS hareketinin Türkiye’deki çalışmalarının engellenmesi. Anlaşmanın diğer maddeleri de ilginç; Türkiye ve İsrail arasındaki ekonomik ilişkileri desteklemek. Kültürel, dini ve sosyal programlarla toplumlar arası iş birliğini güçlendirmek. Antisemitizm karşıtı olmak ve desteklemek. Amerika ve İsrail’i hedef alan terör saldırılarına karşı çıkmak. Anlaşmanın maddeleri incelendiğinde, anlaşmanın İsrail’in bölgesel çıkarlarına destekten öteye bir mahiyet taşımadığı anlaşılıyor.
EKONOMİK İŞ BİRLİĞİ VURGUSU
Ortodoks Yahudi Ticaret Odası ile imzalanan anlaşmanın girişinde yer alan cümleler de hayli dikkat çekici. Anlaşmayla “ortak değerlere ve dayanışmaya dayalı bir ittifak oluşturmak” istendiği ifade ediliyor. Özellikle ekonomik iş birliğinin altı çizilerek yapılan vurgu da önemli. Anlaşmayı imzalayan kuruluşun “Anavatanımız İsrail” nitelemesi de anlaşmanın amacını açıklıyor. Ortodoks Yahudi Ticaret Odası ile TACS’ın kültürel ve dini olarak nasıl bir program dahlinde bir araya gelecek olması da merak uyandırıyor. Anlaşmanın, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik durumu düzeltmek için İsrail’den gelebilecek ekonomik faydanın hesaba katılarak imzalandığı konuşuluyor. TASC’ın başkanlığını Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeğeni Dr. Halil Mutlu yürütüyor.
İŞTE O BEŞ MADDE….
1- Kültürel, dini, eğitimsel ve sosyal alışverişi geliştirmek için tasarlanmış programlarla ilgili miras topluluklarımız arasındaki ilişkileri güçlendirmek.
2- Önyargı ve nefretin her türlüsüne, antisemitizme, İslamofobia ve Türk düşmanlığına karşıdır. Hoşgörünün ötesinde karşılıklı takdir ve saygıya dayalı insandan insana ilişkiler kurun.
3- ABD, İsrail ve Türkiye arasındaki ticareti ve iş ilişkilerini teşvik etmek gerekir.
4- İsrail ve Türkiye’yi hedef alan çeşitli yaptırımlara karşı çıkın, çünkü BDS aşırılığı cesaretlendiriyor ve BDS temsil ettiğini iddia ettiği insanlara zarar veriyor.
5- Amerika’yı, İsrail’i ve Türkiye’yi hedef alan her türlü radikalizm, şiddet içeren aşırıcılık ve terörizmin her türlüsüne karşı çıkın.
BDS KİMDİR?
Anlaşmada faaliyetlerinin engellenmesi istenilen BDS hareketi, tüm dünyada Filistinlilerin hakları için mücadele eden bir dernek. Kısa adı BDS olan, Boykot, Tecrit ve Yaptırımlar Hareketi İsrail’e karşı ekonomik, siyasal baskıyı artırmak için tüm dünyada faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşu. Amacı artan baskılar sonucunda İsrail’e geri adım attırmak. BDS, Filistin’deki işgalin sona ermesi, mültecilerin ülkelerine geri dönmesi başta olmak üzere Filistinlilerin hakları için mücadele ediyor.
“HAZİRAN 2022’YE KADAR TAMAMLANMASI LAZIM”
Meclis Başkanı Mustafa Şentop, İspanya ziyaretinde 1 Ekim’de başlayacak yeni yasama yılına ilişkin TRT Haber’e önemli açıklamalarda bulundu. Meclis’in açılışında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşma yapacağını söyleyen Şentop, Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in de ilk oturumda yemin edeceğini aktardı. Yeni yasama yılına ilişkin düşüncelerini dile getiren Şentop, “Yeni yasama yılının hayırlı olmasını, hayırlı sonuçlar verecek güzel çalışmalar yapılmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ederim” dedi.
ÖNCE KOMİSYON, SONRA GENEL KURUL
Şentop, “ Seçim Kanunu değişiklikleri bir yıl içerisinde yapılacak seçimlerde uygulanamıyor. Dolayısıyla normal vaktini dikkate alarak söyleyerek olursak 2022 Haziran’a kadar seçim kanunlarının tamamlanması lazım. Henüz meclise verilmiş bir teklif yok. O bakımdan benim bir değerlendirme yapmam söz konusu değil ama geldiği zaman şüphesiz bir değerlendirme yaparak sevk ediyoruz. Önce komisyon aşaması sonra genel kurul olacak” dedi.
İŞTE O BEŞ MADDE
1- Kültürel, dini, eğitimsel ve sosyal alışverişi geliştirmek için tasarlanmış programlarla ilgili miras topluluklarımız arasındaki ilişkileri güçlendirmek.
2- Önyargı ve nefretin her türlüsüne, antisemitizme, İslamofobi’ye ve Türk düşmanlığına karşıdır. Hoşgörünün ötesinde karşılıklı takdir ve saygıya dayalı insandan insana ilişkiler kurun.
3- ABD, İsrail ve Türkiye arasındaki ticareti ve iş ilişkilerini teşvik etmek gerekir.
4- İsrail ve Türkiye’yi hedef alan çeşitli yaptırımlara karşı çıkın, çünkü BDS aşırılığı cesaretlendiriyor ve BDS, temsil ettiğini iddia ettiği insanlara zarar veriyor.
5- Amerika’yı, İsrail’i ve Türkiye’yi hedef alan radikalizm, şiddet içeren aşırıcılık ve terörizmin her türlüsüne karşı çıkın
DIŞİŞLERİ BAE’NİN ‘FİLİSTİN DAVASINA İHANET ETTİĞİNİ’ BELİRTMİŞTİ
BAE, Bahreyn, Sudan ve Fas, İsrail ile ilişkileri normalleştirme kapsamında, 15 Eylül 2020’de İbrahim Anlaşmaları’nı imzalamış, Dışişleri Bakanlığı da BAE’yi ‘ABD planı üzerinden gizli hesaplar yapmaya çalışmakla’ suçlamış, bu şekilde Filistin’in iradesini de yok saydığını savunmuştu.
Dışişleri, BAE’nin ‘Filistin davasına ihanet ettiğini’ belirtmişti. ABD eski başkanı Donald Trump ile damadı ve başdanışmanı Jared Kushner’in öncülüğünde, Beyaz Saray’da İsrail ile Birleşik Arap Emirlikleri ile “Barış ve diplomatik ilişkilerin kurulması”, Bahreyn ile ‘tam diplomatik ilişki’ anlaşmaları 15 Eylül’de gerçekleşti. Bu anlaşmalara Başkan Trump, Musevilik dini içerisinde yer alan “İbrahim Anlaşmaları” adını verdi.
Arap dünyasında 1977’de Mısır ve 1994’de Ürdün ile kurulan diplomatik ilişkilerden sonra, 2020 yılında Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn, İsrail’i devlet olarak tanıdı.