Değerli dostlar, 2008 senesini hatırlayalım mı..
Amerika’nın bol bol para basıp, gelişmekte olan ülkelere yönlendirdiği, emisyon hacminin iki katına çıktığı o meşhur dönem..
Türkiye’ye de geldi likit haliyle.. Gelen o sermayeler nereye harcandı diye merak ediyorsunuz değil mi..? Biraz hatırlayalım..
Ballı kaymaklı müteahhitlere harcadık, kendilerine ve çevrelerine rant yaratsınlar diye, medya kuruluşlarına harcadık ülke hep toz pembe gösterilsin diye, gereksiz kamu giderlerine harcadık itibardan tasarruf olmaz diye.. Ve beş para etmez projelere harcadık, fakirler daha fakir, zenginler daha zengin olsun diye..
Yani parayı betona, parayı ölü yatırımlara gömdük…
2012 yılında iyiden iyiye inşaat odaklı bir sistem, ithalata dönük bir yapı oluşturduk.. Üreten değil, tüketen bir toplum haline getirildik..
Kara kış akıllarına gelmedi, güneş hep parlar sandılar..!!
Rahip Brunson, Covid salgını ve Ukrayna-Rusya savaşına kadar AKP’nin sahte ekonomik cennetini yaşadı Türkiye ..
Bu yaşanan üç durum gösterdi ki, kefen paramız bile kullanılmış..
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana Merkez Bankası’nda biriktirdiği para artık yok..
“128 milyar dolar nerede?” diye soranlara bir şey hatırlatmak isterim..
21 Aralık 2021’den beri kuru tutmak için yakılan 50 milyar dolar ile beraber artık o cümle “178 milyar Dolar nerede?” olarak güncellendi..
Maalesef o dönemde tarım akıllarına, veya işlerine gelmedi..
24 milyon hektar ekilebilir arazimiz 18 milyon hektara, çiftçi sayımız 5,5 milyona düştü..
Her biri neredeyse Avrupa ülkeleri kadar olan ovalarımız zamdan, iktidarın ithalat sevdası yüzünden artık ekilemez oldu..
Kalem batırsanız filiz verecek topraklar, son 20 yıldır domates, biber, buğday, başak vermez oldu..
Hatta eski Bakan Pakdemirli “buğdayı neden ithal ediyoruz” diye soranlara “paramız var ediyoruz” deme cüretini bile gösterdi..
Avustralya ve Hindistan’da oluşan iklim sebebi ile yanan başak tarlaları, savaşta olan Ukrayna derken, düştük mü Rusya’nın eline..
Yediğimiz üç ekmeğin bir tanesi ithal buğday ile yapılıyor, ne kadar acı değil mi?.. Yetkililere sorsan “ihracat için kullanıyoruz ithal buğdayı” diyorlar.. Yahu ihracat için kullanacak olsan memlekette ekmek 1 lira olurdu efendi, sen kimi kandırıyorsun..!!
Uzaya gitmeyi kafasına koyan iktidar, bu günlerde soluğu buğday ürettirmek için Venezuela’da almış..
Şimdi ekonomik anlamda karakış kapımızda…
Mevsimsel olmasa da, yaşayacağımız küresel ekonomik fırtınalar bizi ‘Ağustos Böceği’nin hikayesi misali açlıkla ve kıtlıkla sınayacak, hatta terbiye edecek..