İBB’deki teftişi yürüten müfettişlerden 3 dosya isteği
Türkiye bir süredir İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki teftişi ve kayyum iddialarını konuşuyor. Haber Masası‘nda daima bir bölüm ayırmak gerekiyor zira ya Cumhurbaşkanı ya da İçişleri Bakanı bunun hakkında konuşuyor. Hiçbiri olmazsa İçişleri Bakan Yardımcısı tarafından bilgilendirme adı altında yapılan paylaşımlar ile gündemdeki iddialar yanıtlanıyor.
Diğer yanda; belediyedeki birçok projesine ve kredi girişimine bariyer konan ve Türkiye’nin son dönemde en çok hedef alınan ismi Ekrem İmamoğlu söyleyeceğini söylemiş ve süreci İBB sözcüsü Murat Ongun kanalıyla ilerletmeye karar vermiş görünüyor.
İddia ve suçlama, belediyeye terör iltisaklı çalışan alındığı yönünde…
Adli sicil kaydının bakanlık alt kurumlarından nasıl alınabildiği sorusu, başta 40 binler sonra bir anda 500 küsur dolaylarına inen çalışan sayısının neden değiştiği, önce teftiş sonra tespit olması gerekirken neden tersinin yapıldığı eleştirisi, tespit varsa gözaltı işlemi yerine neden teftişe ihtiyaç duyulduğu tepkisi…
Bunlar bildiklerimiz…
Bilmediklerimiz ise teftişin başlamasıyla birlikte müfettişlerin süreci nasıl ilerlettikleri…
Önce bakanlık kulislerini yokladım.
Sonra İBB CHP Grup Sözcüsü Tarık Balyalı‘ya neler olduğunu sordum.
“Bence bu iş terör soruşturması değil” sözleriyle başladı. “Cambaza bak yapıyorlar” diyerek devam etti.
Balyalı’ya göre; bu teftiş bir terör soruşturması olsaydı, müfettişlerin hem sayısı hem de bulundukları adresler farklı olmalıydı.
Biraz açmak gerekiyor.
İBB’de İmamoğlu dönemine geçildikten bir süre sonra teftişler de “olağan” görünümde başlamış. Hali hazırda 10 kadar müfettiş, sürekli bir teftiş mesaisi yürütüyormuş. Balyalı, tüm CHP’li belediyelerde durumun benzer olduğunu söylüyor.
Fakat… Aradaki fark yeni müfettişlerde ortaya çıkıyor.
Terör iltisaklı çalışan olduğu suçlamasıyla başlatılan teftiş için, 8 yeni müfettiş gelmiş. Dahası da yolda…
Bu müfettişler arasında, daha önceki İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin aksine MASAK ve Ticaret Bakanlığı‘ndan görevlendirilenler de var.
Balyalı buna ve birazdan vereceğim dosya bilgilerine dayanarak “Terör teftişi olsa, MASAK ve Ticaret Bakanlığı müfettişlerinin belediyede ne işi var?” sorusunu soruyor.
MASAK… Yani; Mali Suçları Araştırma Kurulu. Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı olan bir finansal istihbarat birimi. Başat görevleri; para aklama suçunu önlemek, bunun hakkında araştırma yapmak, önlemler geliştirmek ve toplanan bilgileri işleyerek gerekli makamlara sunmak…
Ticaret Bakanlığı müfettişleri ise Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı‘ndan… Görevleri; kaçakçılık, rüşvet, irtikap, zimmet eylemleri ya da işlemlerinde yolsuzluğu tespit edilenler, evrakta sahtecilik ya da kayıtlarda tahrifat yapmış olanları incelemek.
Bu aşamada hatırlatalım. Suçlama neydi? “Terör iltisaklı çalışanlar…”
Gelelim yeni atanan bu müfettişlerin istedikleri ilk dosyalara…
Bir müfettiş, 2019’dan bugüne verilen tüm iş yeri ruhsatlarını…
Diğer müfettiş, 2019’dan bugüne yapılan tüm ihaleleri…
Başka bir müfettiş de, 2019’dan bugüne işe giriş belgelerini istemiş…
Balyalı’ya görüşünü sordum.
Mesleği Mali Müşavirlik olan İBB CHP Grup Sözcüsü Balyalı, “Mesleki olarak atanan müfettişlere ve istedikleri dosyalara baktığımda bir terör soruşturmasıyla bağdaştıramıyorum. İş yeri ruhsatları ve ihaleler bir yana, terör iltisaklı çalışan suçlaması diğer yana. Yaptıkları başka bir şey” diyor.
DİAYDER iddianamesi ve gassallar üzerinden gündeme gelen “terör iltisaklı çalışanlar” iddiası…
İş yeri ruhsatı ve ihaleleri inceleyen müfettişler…
İçişleri Bakanlığı’nın teftişi olmasına karşın Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı’na bağlı müfettişlerden oluşturulan destek ekipler…
Artık yeni bir sorumuz var:
Balyalı’nın “Başka bir şey” diyerek anlamlandıramadığı “teftişin kapsamı” nedir?