Batı Trakya Türkleri’nin lideri Sadık Ahmet’in deyimi ile, “29 Ocak 1988, Batı Trakya Türklüğü’nün kötü kaderine bir dönün noktası, bir diriliş, bir uyanış olmuştur.” 2021’e girdiğimiz şu günlerde “29 Ocak Şahlanışı”nı, soydaşlarımızın daha aydınlık gelecekleri için kutlamaya hazırlanmalıyız. Ancak, Yunanistan’ın küstah ve düşmanca tutumu bunu engellediği gibi, Batı Trakya Türkleri üzerindeki baskısını da git gide arttırdığını görüyoruz. Lozan Barış Anlaşması’na rağmen, Yunanistan Türk azınlığın uluslar arası haklarını gasp etmektedir. BM olsun, anlaşmaya taraf olan ülkeler olsun kimse Yunanistan’ın bu faşist uygulamasına ses çıkarmayarak, iki yüzlülüklerini bir kez daha ortaya koymaktadırlar.
Yunanlılar, “Türk” kimliklerini kabul etmedikleri Batı Trakyaları, “müslüman” olarak tanımayıp, onların “Türklüğünü” reddetmekle, Lozan Anlaşması’na bir kez daha ters düşmektedir. Yunanlılar ne yaparsa yapsın, Batı Trakya’da yaşayanların Türk olduğu gerçeğini değiştiremeyecekleri gibi, “Batı Trakya Türklüğü’nün, eninde sonunda bağımsızlığa kavuşacağı günün gelmesini de engelleyemeyeceklerdir.”
29 Ocak’ın yaşanmasına gelen sürüce dönecek olursak; özellikle Kıbrıs konusunda iki ülke arasındaki gerilimin artması üzerine, Gümülcüne ile İskeçe’de bulunan Türkçe isimler çıkartılarak, yerine Yunanca tabelalar konulmuş, “Türkçe her şey Yunanlılar’a batar! olmuştu.” Türk azınlık yıllrca büyük baskı altına yaşıyordu. Siyasi, ekonomik ve askeri gücü kısıtlı olan Türkiye Cumhuriyeti’nin müdahalesi yetersiz idi. Türkiye uluslar arası arenada elinden geleni yapamaya çalışıyordu. Kıbrıs Barış Harekatı ve devam eden yıllar bu baskının dozunu arttıran yıllar olmuştu..
KKTC’nin 1983’de ilan edilmesi üzerine, Yunan Hükümeti, Batı Trakya’da “Türk” ve “Türkçe” deyimleri tamamen yasaklamıştı. Yunan Hükümeti, ülkede “Türk” varlığının olmadığını açıklıyordu. Türk dernek ve kuruluşlarının da kapatılmasının getirdiği rahatsız, Batı Trakya Türkleri’nin adeta ayaklanmasına neden olmuş; Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği, Gümülcine Türk Gençler Birliği ve İskeçe Türk Birliği mahkeme kararlarıyla kesin olarak kapatılınca, Türkler’e yönelik saldırı ve baskınlar da artarak devam etti.. Batı Trakya’dan bağımsız milletvekili adayı olan Dr. Ahmet Sadık ( 24 Temmuz 1995’te Lozan Antlaşması’nın 72. yıldönümünde, Gümülcine şehrine bağlı Susurköy (Sostis) köyünün dışında şüpheli bir trafik kazası ile hayatını kaybetti.) ile İbrahim Şerif, 25 Ocak 1990 günü “Türküz!” dedikleri için 18’er ay hapis cezasına çarptırıldılar. (Daha sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde aklandılar. Ancak bu Yunanlılar için bir şey ifade etmedi!) Mahkeme salonundan çıkanlar fanatik Yunanlılar’ın saldırısına uğradılar. Sokaklarda darp edildiler. İşte, bu olaydan sonra Türkler, Eski Cami’de 29 Ocak’da mevlid okutulması kararını aldı. Yunan radyoları, Türklere karşı halkı kışkırmaya devam ederken, sözde bir Yunanlı’nın tedavi gördüğü Selanik’teki hastanede bir Türk tarafından öldürüldüğü palavrasıyla, Batı Trakya’da yaşayan Yunanlılar galeyana getirildi. Bunun üzerine Gümülcine ve İskeçe de, Türklere ait işyerleri ile evler tahrip edildi. Saldırılarda çok sayıda kadın ve çocuk da yaralandı. Ağır yaralanan bazı Türkler (milletvekili adayları dahil) tedavileri için Türkiye’ye getirildi. İlerleyen günlerde de devam eden saldırı ve yağmalar sonrası, 29 Ocak 1988 günü Cuma Namazı sonrası, Gümülcine Eski Cami’den Hükümet Konağı’na doğru yürüyüş kararı alındı.
Bunu öğrenen Yunan polisi, ter türlü gösteriyi yasakladığı gibi, Türklerin bir araya gelmesini de men eden açıklamalar yaptı. Bölgeye binlerce polis gücü sevk edildi. Camileri de kapatan Yunan polisi, Türklerin yürüyüşünü engelleyemedi. 130 bin Türk, ülkenin her tarafından gelerek Gümülcine’ deki bu yürüyüşe katıldı.
29 Ocak 1988, Batı Trakya Türklüğü’nün “hak arama mücadelesi” nde verdiği bir dönüm noktası olmuştur. Batı Trakya Türkleri’nin azimli ve kararlı şahlanış, haykırış ve diriliş hareketi bağımsızlığa giden meşalenin ilk aydınlık saçan alevleri olmalıdır. Ancak, 2021’le birlikte, Türk dünyasını daha da zor günler beklediği gözleniyor.. Doğu Türkistan, Kerkük-Musul, Kırım, Suriye Türkmenleri gibi Yunanistan’da yaşayan Batı Trakya Türkü de varlıklarını korumak için daha etkin ve kararlı politikalarla mutlu geleceklerine erişeceklerdir. Bu kutlu ve meşakkatli yolda Türkiye Cumhuriyeti, devlet gücü ve her ferdiyle soydaşlarının yanında olacaktır..
Emin DEMİREL