Türk Lirası döviz karşısında her gün olduğu gibi bugün de değer kaybederken MB, tek adamın isteği doğrultusunda önceki aylarda olduğu tekrar faiz indirimi yaptı.
*
Politika faizini yüzde 15’den yüzde 14’e düşürdü.
Faiz talimatla değil ekonominin kuralları çerçevesinde indirilir veya artırılır.
Ekonomi matematiktir. Ekonomi akıl işidir.
“Ekonomik akıl” artık devre dışı kalmış durumda.
*
Aynı gün tek adam asgari ücreti 4253 TL. olarak açıkladı.
Bu üret, asgari ücretlinin 2023 yılı başına kadarki maaşıdır. 2022 yılında gelecek enflasyonu dikkate alırsanız bu maaşın alım gücünün ne kadar daha düşeceğini tahmin etmek zor olmasa gerek.
Politika faizi önceki ayda yüzde 15’e indirildiğinde bankalar, MB’ndan yüzde 15’ten aldıkları paraları hazineye kaçtan satıyordu dersiniz?
% 22’lerden.
Peki faiz indirme kime yarıyormuş?
Bankalara.
*
16 Aralık’ta faiz indirilir indirilmez önceki aylardaki faiz indirimlerinde olduğu gibi döviz iyice yükselişe geçti.
MB’nın görevi TL.’nin değerini korumaktır.
Faiz indirilince dövizin daha da yükselişe geçeceği belli olmasına rağmen faiz indirme hangi akla hizmettir?
Ne diyelim ki;
Tek adam ne derse o oluyor.
Tek kişinin istemediği kararları alanlar ise gece yarısı bir operasyonla derhal görevden alınıyor.
*
Tarih 17 Aralık 2021’i yani faiz indiriminin bir gün sonrasını gösterirken;
Dolar 17 TL’yi, Avro 19 TL’yi, Sterlin 22 TL’yi
Gram altın 1000 TL’yi aşınca MB piyasaya döviz satarak müdahaleye çalıştı.
Hakikatte döviz yükselmiyor. Türk Lirası bütün para birimleri karşısında değer kaybediyor.
Bu artışlar karşısında asgari ücret de hayırlı olsun.
Ne demişti adamın biri; “Verin bu fakire yetkiyi, bakın dolar nasıl düşecek.“
Evet verdik yetkiyi, görüyoruz etkiyi.
Kısacası “Durmak yok, yola devam.“
*
Peki;
Dövizin iyice yükseleceği bilinmesine rağmen niçin faiz indirilir?Faiz indiriliyorsa birgün sonra “hem de emanet döviz” ile piyasaya neden müdahale edilir?
Bu durum ekonominin kuralına tamamen aykırıdır ve ülkeyi yönetenlerin ve de talimatla iş yapan MB yetkililerinin resmen akıl tutulması yaşadığının, çaresizliğin göstergesidir.
*
Aralık 2021.
Bankalardan, bankamatiklerden çekilen paralara bir bakınız. Hepsi gıcır gıcır.
Merkez Bankası matbaası durmaksızın harıl harıl çalışarak para basıyor.
Karşılığı olmayan para nereye kadar basılabilir ki?
Ekonominin kuralında, karşılıksız basılan paraların enflasyonu daha da körükleyeceği aşikar olmasına rağmen.
*
Dövizi kontrolde tutacak hiç bir önlem almadan faiz indirme o ülke için felakettir.
Ülkeler, paralarının değerini korumak için faiz artırırlar.
Peki bizimkiler ne yaptılar?
“Paramız döviz karşısında hızla değer kaybederken faiz indirerek değer kaybetmeyi iyice hızlandırdılar.”
*
MB’mızın bağımsız olmadığını içimizdeki aklı selim olanlar gibi bütün dünya da artık kanaat getirdi.
TÜİK’in gerçeği yansıtmaya enflasyon açıklamalarına kanaat getirmeleri gibi.
*
Peki MB’nın bu faiz indirimi ile esnafın faizi, kredi kartlarının faizi indi mi?
Hayır.
MB 16 Aralık’tan sonra %14 faizle bankalara para verecek.
Bankalar hazineye yine önceden olduğu gibi %22’lerde para satmaya devam edecek.
Görüldüğü gibi “devletin borçlanma faizi düşmüyor.“
Yani politika faizini düşürseniz de piyasa faizi düşmüyor.
Kaybeden ise yine hazine, dolayısı ile ülkemiz, milletimiz oluyor.
*
Ekonomi çok kötü, alım gücümüz iyice düştü, ay sonunu getiremiyoruz diyen yandaş kesim;
TÜİK’in gerçeği yansıtmayan işsizlik, enflasyon, büyüme rakamlarına inananlar sizlerdiniz.
*
Ülkeyi yönetenler Ağustos 2021’in başında, daha önceden ekonomi ile ilgili söylemlerine benzer ifade kullanarak şöyle demişti;
“Bundan böyle enflasyonun daha yukarı çıkması mümkün değil. Zira faiz oranlarında düşüşe geçiyoruz. Ağustos ayı kırılma noktasıdır. Artık biz düşük enflasyona inşallah geçeceğiz.”
Yukarıdaki ifadelere de inananlar yine sizlerdiniz.
Peki düşük enflasyona geçildi mi?
Düşüşe geçmeyi bırakınız enflasyon kat be kat arttı öyle değil mi?
*
Yine ülkeyi yönetenler ne diyordu;
“MB kasası dövizle dolu.”
Bırakın dolu olmayı MB döviz rezervlerinin ekside olduğu ortaya çıktığında gıkınızı çıkarmadınız.
*
Yine ülkeyi yönetenler;
“Ekonomi tavan yaptı, pik yaptı, şahlandı, uçuyor.En fazla büyüyen ülkeyiz.” demişlerdi. Buna da inanmıştınız.
Ekonominin, TL’nin yere çakıldığını yaşayarak enflasyon altında ezilerek görüyorsunuz değil mi?
*
Devleti yönetenler; “Dövize yatırım yapanlar pişman olacaklar.” demişlerdi. Şimdi dövize yatırım yapmayanların pişman olduğunu da gördünüz.
*
“İMF bizden 5 milyar dolar borç istedi.” ifadesine de inanmıştınız.
Efendim borcu 450 milyar dolarlara dayanan, kasası boş, borç döviz bulmak için el açmadık yer bırakmayan ülkelerden İMF borç mu ister? diye kendi kendinize sormadınız.
*
Ülkesinin kasası yüzlerce milyar avro fazlalık veren, sadece bir tek marka araba Fabrikası’nın ihracatının Türkiye’nin yaklaşık bir yıllık ihracatına bedel olan Almanya’nın bizi kıskandığı yalanına dahi inanacak kadar da akıl tutulması yaşayanlardandınız.
*
Hemen hemen 9-10 ayda bir siyasi irade; “Doğal gaz bulduk, petrol bulduk.” dediğinde;
“Efendim yıllardır doğalgaz ve petrol bulduğunuzu söylüyorsunuz. Nerede bulduğunuz bu doğal gaz, bu petrol,” diye sorgulamayan da sizlerdiniz.
Yandaş medya doğal gaz veya petrol bulunsaydı bunun çıktığı yeri 7/24 canlı yayınlamazlar mıydı?
*
Sağlık ve eğitim paralı hale geldi.Parası olan iyi okullarda okuyor.En iyi şekilde tedavilerini özel hastanelerde oluyorlar. Parası olmayan fakirler, garipler perişan.
Bunu da sorgulamadınız sizler değil mi?
*
“Dolar kuru yükseldiği için ihracat fırlayacak. Fabrikalar harıl harıl çalışıyor.İç talebi bırakınız yurt dışına mal yetiştiremiyoruz.” şeklindeki gerçeği yansıtmayan ifadelere de inananlar sizlerdiniz.
*
5’li yandaş kesime niçin TL. ile değil de döviz garantili milyarlarca dolarlık ihaleler verildiğini, bugünkü krizde dahi döviz garantili ödemeleri neden TL’ye çevirmek için siyasi iradenin bir gayret göstermediğini asla sorgulamadınız.
*
“Kamusal yatırımlarımlara ne kadar para harcandığı” sorulduğunda siyasi iradenin “Ticari sır.” diyerek açıklanmamasını normal görüp; “Neden açıklamıyorlar da gizliyorlar? Neden şeffaf değiller?” diye sorgulamadınız.
*
Bir türlü göremediğimiz, bir türlü yere inmeyen uçak için “Yerli uçağımızı yaptık.” yalanlarına, motorsiklet motoru dahi yapamazken “Aya gidiyoruz.” ifadelerine, bu iktidardan önce buzdolabı, fırın, ambulans vs. olmadığı, neredeyse taş devri gibi yaşadığımız yalanlarına inananlar da sizlerdiniz.
Bir çoğunuz evinizin kiralarını dahi ödeyemezken milyarlara mal olan bilmem kaç tane sarayın yapılmasını savundunuz.
*
Sonuç mu;
Ta başından beri akıllarınızı kiraya verdiniz.
Şimdi kesiniz ağlamayı…
Ömer Erbıyık