Bugün Ulu Önder Mavi Gözlü Bozkurt, Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 83. Yılında bir kez daha minnet ve şükranla anıyoruz.
Karabağ’da (Rusya’nın – yeter artık, burada durun- demesi üzerine yarım kalan) muhteşem bir zafer kazanan Oğuz Azerbaycan Türkü kardeşlerimizi de, yıl dönümü münasebetiyle bir kez daha kutluyoruz.
Gel gelelim yazımıza.. Ülkenin içinde bulunduğu politik atmosferden dolayı siyasi yazı yazmamaya özen gösteriyorum. Benzer gazeteciliği yapanlar arasında Fatih Altaylı’yı görüyorum. Ertuğrul Özkök de bu çerçevede “magazin dünyası”na geçiş yapmış, yine de Hürriyet’ten kovulmaktan kurtulamamıştı…
Dünya’nın kaynayan bölgelerini ele alırken, yukarıda bahsettiğimiz Karabağ Zaferi vesilesi ile Kafkaslar konusuna değinecek olursak; Türkiye’nin Azerbaycan’a desteği ve kardeşlerimizin topraklarının bir bölümünü kurtarmasından Fransa rahatsız olmuş… Buna misilleme olarak, güya oyun bozucu rolünde Yunanistan’ı hem destekledi, hem de Türkiye’ye karşı tahrik etti. Ancak “büyük babaları” ABD bütün hesapları bozdu. Yunanistan’a öyle bir yığınak yaptı ki, evlere şenlik! Balkan tarihinin en büyük askeri yığınağı.. Güya Rusya’ya karşı.. Bir çok analist bu operasyonun ve üslerin aynı zamanda Türkiye’ye karşı da olduğunu belirtiyor. Bence de, en azından Yunanistan’ı Türkiye’ye karşı koruma kalkanına almış durumda..
Balkanlar ve Avrupa üzerinde ise Rusya’nın operasyonu söz konusu. ABD’nin Yunanistan üzerinden Baltık’a kadar (Romanya-Bulgaristan dahil) bir hat çizmesi(!), Karadeniz’de savaş gemileriyle gözdağı vermesi, hasmı olan Rusya’yı bazı manevralar yapmasına neden oldu.
“Balkanlar karışmak üzere” şeklinde haberler okumaya başladık. Birden bire ne oldu da, Bosna ile Sırbistan gerildi. Türkiye’nin buralarda artık eski gücü yok. Aracı da olamıyor. “Durum ben orta yolu bulayım, kavgaya ne gerek var” diyen yok.. Artık Rusya’nın bir parçası olan Belerus, binlerce mülteciyi (Oraya nasıl geldiler se!) Polonya sınırına yığdı. Başta Almanya, birden bire “ ne oluyoruz?” Demeye başladı.. Şimdilik görünenler bu.. Daha bilmediğimiz hangi operasyonlar devrede, kim bilir! Bu oyunun bir parçası olarak “Moldovya’yı dahi karıştırırım” diyen Rusya, Avrupa ülkelerini tedirgin etmeye çalışıyor. Böylesi bir çatışma ortamda, Avrupa’yı Dedeağaç’taki ABD tank ve helikopterleri mi kurtaracak?
Kanayan bölgelerin ilk sıralarında her zaman olduğu gibi, Ortadoğu “başrolü” oynuyor. İsrail operasyonları belli. İran’a yönelik bir takın faaliyet içinde. Lübnan ve Suriye’deki İran yanlısı silahlı milis güçlerini vurmayı sürdürüyor. Her an İran içlerine yönelik nokta saldırıları da yapabilir. Suriye ve Irak’taki yatırımları ise malum..
Doğu Akdeniz ve Ege sorunlarını hatırlatarak “es geçelim” ve Suriye konusuna gelelim… Sabrı tükenen Türkiye, milli güvenliği için mecburen “sınır ötesi operasyon” yapmak zorunda. ( İran’ın baskısı ile PYD’nin ele başı Mazlum Kobani her ne kadar örgütün başından alındı ise de) PKK/PYD’nin kontrol ettiği ABD ve Rusya, Türkiye’nin operasyon yapmasına sıcak bakmıyorlar. ABD bir takım yeni projelerini hayata geçirmek için olsa gerek, Suriye’deki askerlerini Irak’a sevk edeceğini belirtmiş. Konuyu takip ede uzmanlar arasında, Suriye’deki PKK/PYD kontrolünü tamamen Rusya’ya bırakmak istediklerini söyleyenler de var…
Bölgeye operasyon yapma kararlığında olan Türkiye, ABD ve Rusya’ya bağlı unsurlarla çatışmayı göze alır mı? Bunu zaman gösterecek..
İran’a gelince ayrı bir konu.. İran, Afganistan’da da varlığını hissettirmek istiyor. Özellikle Şii bölgelerde yatırımlar yaparak “Afganistan’da ben de varım” diyor. (Rusya ve Çin de benzer amaçlar doğrultusunda Taliban ile görüşüyor.)
Azerbaycan ile ilişkilerini düzeltmeye çalışan İran, Güney Azerbaycan denilen, kendi topraklarındaki 30 milyon Türk’ten çekiniyor. Kuzey İran topraklarında yaşayan Türkler, Karabağ Savaşı sırasında Ermenistan’a yardım götüren askeri kamyonları engellemişti. İran’ın sert rejimi karşısında geri adım atmayan bu Türklerin varlığı, İran’ı bu günlerde Azerbaycan ile iyi komşuluk yapmaya zorluyor..
İran’ın Kandil üzerindeki etkinliği ise sürüyor. Irak, Suriye, Lübnan, Yemen’de etkili olmaya çalışan İran’ın bölgedeki faaliyetlerini “vekalet eden gruplar” kanalıyla sürdürmesi bekleniyor.
Peşmerge ile yeniden anlaşma yapan Irak Merkezi Hükümeti ise, Türklerin 4 bin yıldır yurdu olan Kerkük’e yeniden Kürtleri yerleştirme peşinde. Yeni yapılan bir anlaşma ile, Kerkük’ün güvenliğini sağlamak amacıyla Peşmergeler’in bölgeye girmesi bekleniyor. Bu gelişme karşısında Türkiye’nin neden sesi çıkmıyor, anlaşılır gibi değil..
Sıcak gelişmeleri ayrıntısıyla daha fazla örneklemek mümkün. Şurası net olarak belli ki, ABD ve AB (NATO), Türkiye’yi dışlamış durumda. Bunun nedenine girmek için belki de iç siyasete bakmak lazım. Ama galiba bizi kurtaracak olan Batı ile Rusya arasındaki “dünya hakimiyet savaşı”. Süper ülkeler her zaman olduğu gibi enerji kaynakları peşinde. Şimdilerde buna Çin de talip oldu. Bu karmaşıklıktan bakalım nasıl sıyrılacağız. Ne diyelim. Tanrı Türk’ü korusun.