Yazar Polat, “Louvre Müzesi’nin yarısı Mısır’dan çalınan eserlerle doludur. Aynı şekilde vaktiyle Osmanlı’nın eserlerini bu kadar yağmalamamış olsalardı başta metropolitan olmak üzere Batının müzeleri bu kadar görkemli olabilirler miydi?” dedi.
Tarihten ilham alan romanlarıyla tanınan tarihçi ve yazar Sultan Polat, ‘Altın Kubbenin Esrarı’ isimli son romanı ile Radyo Sputnik’te Serhat Sarısözen’le Gündem Dışı’nın stüdyo konuğu oldu.
Polat, “Mimar Sinan’ın hayatında çok büyük kırılmalar var. Bu dönüm noktalarından en önemlisi Yeniçeri Ocağı’ndan, Hassa Mimarlar Ocağı’na geçmesiydi. Mimarlık, teknik kadar sanat ve estetikte yoğunlaşmayı gerektiren bir alandır. Ama savaş, insanın ruhunu nasırlaştıracak ve hassasiyetini kaybetmesine neden olacak bir alandır… Sinan’ın hayatındaki kırılmaları da son kitabımda çok sık kullanmak istedim” dedi.
‘Bir Fatih fetheder İstanbul’u bir de Mimar Sinan’
“Mimar Sinan, Türk milletine mensup Hristiyan olarak devşiriliyor” diyen Polat, şunları söyledi:
“Din değiştirmek demek insanın yeni inancını ruhunda ve iliklerinde hissetmesi demek. Sinan, bu kadar büyük değişimi ruhunda yaşamış ki bunu İstanbul’a da yansıttı. Bir Fatih fetheder İstanbul’u bir de Mimar Sinan! Bu şehri, daha iyi kim anlayabilirdi ki? Bir an gözlerimizi kapatsak, Sinan’ın Yeniçeri Ocağından Hassa Mimarlar Ocağına geçmediği bir İstanbul acaba nasıl olurdu? Bizim bugünkü medeniyetimizi inşa eden kişi de Mimar Sinan’dır.”
‘Louvre Müzesi’nin yarısı Mısır’dan çalınan eserlerle doludur’
Polat, şöyle devam etti:
“Batı devletleri hiçbir zaman Osmanlı Devleti’nin karşısına tek başına çıkamıyor. Sadece karada değil, denizde de bir araya gelip Osmanlı’nın karşısına çıkabiliyor… Louvre Müzesi’nin yarısı Mısır’dan çalınan eserlerle doludur. Aynı şekilde vaktiyle Osmanlı’nın eserlerini bu kadar yağmalamamış olsalardı başta metropolitan olmak üzere Batının müzeleri bu kadar görkemli olabilirler miydi?”
Sultan Polat Altın Kubbenin Esrarı’nda bu kez Mimar Sinan çağına geniş bir pencere açıyor. Ve okuru o pencereden Sinan’ın ‘Yoluna’ tanık olmaya çağırıyor.