Bülent Ecevit bugün ölümünün 13. yılında sevenleri tarafından anılıyor. ‘Türk siyasetinin Karaoğlanı’ olarak bilinen ve 2006 yılında solunum yetmezliğinden hayatını kaybeden Bülent Ecevit kimdir? Bülent Ecevit’in yaşamından vefatına kadar tüm ayrıntılar haberimizde…
Bülent Ecevit ölümünün ardından 13 yıl geçti… 5 Kasım 2006 pazar günü saat 22:10 sularında solunum yetmezliği sonucu hayatını kaybetmişti. Bülent Ecevit ölümünün yıldönümünde sevenleri atrafından mezarı başında anıldı. Türk siyasetine damga vuran isimlerden, “Karaoğlan” lakaplı eski Başbakan Bülent Ecevit, “Ne ezen ne ezilen, insanca hakça bir düzen” sloganıyla siyasette 50 yılını geçirmişti. 1974 yılında Kıbrıs Barış Harekatını gerçekleştirmişti.
Bülent Ecevit, siyasi kimliğinin yanı sıra şair ve yazar kimliği ile de tanınıyordu.
BÜLENT ECEVİT’İN ÖLÜM SEBEBİ NE OLDU?
İlerleyen yaşı, bozulan sağlığı ve doktorlarının karşı çıkmasına rağmen, Danıştay Saldırısı’nda yaşamını kaybeden Yücel Özbilgin’in 19 Mayıs 2006’daki cenazesine katıldı. Törenin ardından beyin kanaması geçiren Ecevit, uzun süre Gülhane Askerî Tıp Akademisi’nde yoğun bakımda kaldı.[15] Bu dönemde kendisi için tutulan ziyaretçi defteri Kaldırım Defteri adıyla anılır. Bülent Ecevit, bitkisel hayata girdikten 172 gün sonra 5 Kasım 2006 pazar günü Türkiye saatiyle 22:40’ta dolaşım ve solunum yetmezliği sonucu vefat etti.
Ecevit’in Devlet Mezarlığı’na gömülebilmesi için, ölümünün hemen ardından 9 Kasım’da yapılan bir kanun değişikliğiyle bu mezarlıklara başbakanların da gömülmesi sağlandı. 11 Kasım 2006’da yapılan cenaze törenine yurdun dört bir yanından ve başta Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olmak üzere pek çok ülkeden gelen büyük bir kalabalık katıldı. Cenaze törenine beş eski cumhurbaşkanı ve siyasetçiler de katıldı. Kocatepe Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Devlet Mezarlığı’nda toprağa verildi. 11 Kasım 2006 günü Devlet Mezarlığı’na defnedilen Ecevit için anıt mezar yapılması da gündeme geldi.
BÜLENT ECEVİT KİMDİR?
Siyasi yaşamında beş kez başbakanlık görevinde bulunan Bülent Ecevit, 1925’te İstanbul’da doğdu. Babası Prof. Dr. Fahri Ecevit, 1943-50 arasında Kastamonu milletvekilliği yapmıştı. Annesi Nazlı Ecevit ise ressamdı.
İstanbul Amerikan Kolejinden arkadaşı olan Rahşan Aral ile 1946’da evlendi.
Ankara’da 1944’te Basın-Yayın Genel Müdürlüğüne İngilizce çevirmeni olarak giren Ecevit, 1946’dan 1950’ye kadar Londra’da Türk Basın Ataşeliğinde görev yaptı.
1950 ile 1960 arasında Ulus gazetesinde, Ulus’un kapatıldığı yıllarda ise Yeni Ulus ve Halkçı gazetelerinde yazar ve yazı işleri müdürü olarak çalışan Ecevit, 1954 sonu ile 1955 başlarında ABD’de Kuzey Carolina’da yayınlanan Winston-Salem gazetesinde konuk gazeteci olarak görev yaptı. 1965’de Milliyet gazetesinde günlük yazılar yazmaya başlayan Bülent Ecevit, 1972’de aylık Özgür İnsan, 1981’de haftalık Arayış, 1988’de aylık Güvercin dergilerini çıkarttı.
Ulus gazetesinde başlayan siyasete ilgisi, onu 1954’te CHP’nin Çankaya Ocağı’na kaydolmaya itti. Ecevit, 1957-1980 arasında, önce Ankara, sonra Zonguldak’tan CHP milletvekili oldu. Ecevit, 1960-1961’de Kurucu Meclis üyeliği yaptı.
ADA’YA BARIŞ GETİRDİ
Bülent Ecevit’in başbakanlığını yaptığı hükümet, 20 Temmuz 1974’te Kıbrıs Barış Harekatı’nı gerçekleştirerek, Ada’ya barış getirdi.
Ecevit başbakanlığındaki hükümet, harekat sonrası Türkiye’ye karşı uygulanan ambargolara karşı direnişiyle de akıllarda yer etti. CHP-MSP hükümeti haşhaş ekimi yasağını, yasa dışı kullanımı önleyici tedbirler alarak kaldırdı. Bu dönemde Türkiye’nin Ege’deki hakları gündeme getirildi.
Bülent Ecevit 1977’de bir azınlık hükümeti kurdu fakat güvenoyu alamadı.
1978’de, partisinin TBMM’de çoğunluğu bulunmamakla beraber, bazı bağımsız üyelerin ve küçük partilerin katkısıyla bir hükümet kuran Ecevit’in, başbakanlığı 21 ay sürdü.
ÜÇ KEZ HAPSE MAHKUM EDİLDİ
Bülent Ecevit, 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra, askeri yönetime karşı çıkışları nedeniyle üç kez hapse mahkum edildi.
Siyasal haklarından yoksun bırakıldığı yıllar boyunca da siyasi çalışmalarını sürdürdüğü için hakkında yaklaşık 130 dava açıldı.
Bülent Ecevit, siyasal haklarından yoksun bırakıldığı dönemde eşi Rahşan Ecevit, Demokratik Sol Parti’nin (DSP) kuruluşuna katkıda bulundu ve 1985’de DSP’nin ilk genel başkanı oldu.
1987’deki halk oylamasıyla, siyasi haklarına yeniden kavuşan Bülent Ecevit, DSP Genel Başkanlığına seçildi. Kısa bir süre sonra yapılan genel seçimlerde partisi iyi sonuç alamayınca Ecevit bu görevden ayrıldı.
BÜLENT ECEVİT’E KARAOĞLAN LAKABI NEREDEN GELDİ?
CHP’nin 1972’de yapılan 5. Olağanüstü Kurultayı’nda güvenoyunu Ecevit’in alması üzerine İsmet İnönü istifa etti. Böylece Ecevit, 4 Mayıs 1972’de CHP Genel Başkanı seçildi. 1973 seçimlerinde en çok oyu aldığı halde hükümet kuramayan Ecevit, 1974 yılının çok tartışılan CHP-MSP (Milli Selamet Partisi) koalisyonunun başbakanı oldu.
CHP’nin 1973’teki seçim kampanyası sırasında yaşlı bir kadının sarf ettiği “Karaoğlan nirede ha evlatlar, Karaoğlan’ı görmek istiyom” cümlesinden sonra Ecevit, partililerce “Karaoğlan” olarak anılmaya başlandı.
CHP Genel Sekreteri iken, “sosyal demokrasi” kavramı yerine “demokratik sol” kavramını kullanmaya başlayan Ecevit, 1974’te toplanan 22. CHP Kurultayı’nda “Cumhuriyet Halk Partisi demokratik sol bir partidir” ifadesini parti tüzüğüne koydurdu.
Kaynak: HABERTÜRK