18 Ekim, yıllardan 1925 Balkanlar durulmuş, sınırlar 4. Kez çizilmiş. Bir Yunan yüzbaşı bir sokak köpeğini sınır kasabasında kovalıyor. Uyanık köpek sınırı geçip Belasitta (Demirkapı) sınır kapısından Bulgaristan Petriç’e geçer. Ardından yüzbaşı da girer Petriç’e. Yere taş düşse herkesin silaha davrandığı bir dönem, olayı anlayamayan Bulgar muhafızlar Yunan yüzbaşıyı vurup öldürür. İki ülke ordusu teyakkuza geçer, Bulgar gazeteleri Yunanistan Petriç’i işgal etti diye yazar ve olay tırmanır. Yunanistan ölen asker ailesi için 2 Milyon Fransız frangı tazminat ister ve 48 saat süre verir, özür için. General Teodor Pangalos, Petriç’i kuşatır. Cemiyet-i Akvam devreye girene kadar Yunanlar bölgeyi bombalar çoğu sivil Bulgar olan 50 kişi ölür,136 kişi yaralanır, 20000 kişilik ordular karşı karşıya gelir. İtalyan ve Fransız askerleri bir süre bölgeyi kontrol altına almak üzere bölgeye sevkedilir. Sonuçta olay tarih sayfalarına atılırken Yunanistan Cemiyet-i Akvam tarafından 45000 sterlin tazminatla cezalandırılır, ateşkes sağlanır ve olay kapanır.
İki yıla yakın bir süre sonra, 4. Aşı ardından yurtdışı seyahatlerim başladı. Siftahı Selanik- Petriç-Sofya- Plovdiv hızlı turu ile yaptık. Kent lojistik firmalar ve depoların olduğu tipik bir sınır yerleşimi. Yemyeşil ormanların olduğu ve derelerin temiz aktığı bölgeyi biraz da kıskançlıkla izledim.
Ege’den yüksek dağlarla ayrılan Sandenski- Petrich vadisinde rakım 168 m ye düşüyor. M.Ö. 4. Yy dan kalma kalıntılar Koznut tepesinde bulunuyor. M.S. 837 de Bulgarlara katılan bölge, 2.Vasil döneminde Bizans’a (1037), 1395 te Osmanlı’ya Köstendil’in bir bucağı olarak katıldı. Bizans’a direnişin simgesi olan kalesi; 997 yılında Çar Smuil tarafından yaptırıldı. 1855 e kadar yunanca konuşan yerleşime, bu tarihte gelen papazlar Bulgarca öğretmeğe başlamış. 20. Yy başında ki Balkan savaşlarınınn ektiği tohumlar nedeniyle Türk, Bulgar, Yunan, Makedon kökenli insanlar keskin bir muhafazakarlıkla yaşadıkları bölgede pek huzur olduğu söylenemez.
Ancak ticaretin dini, ırkı yok serbest bölge emsali ticaret, çekişmelerin önüne geçmiş.
Bulgaristan’da üniformalı sayısı çok fazlaydı. Yunan arkadaşım “ Bir yerde asker, polis çoksa; Demokrasi azdır” dedi. Asker sayısının çokluğu Yunan ve Türk sınırından gelecek olan mültecilerle ilgili imiş. Birçok ülkede olduğu gibi iç ve batıya göç Bulgaristan’da da geçerli Nufusu 1990 lar da 11 Milyon olan Bulgaristan’ın nüfusu 7 Milyona düşmüş ve 4 Milyona yakını Sofya’da yaşamakta. Gençler karamsar, geleceğe dönük hayalleri pek yok. Bizim 1987-1989 Bulgaristan Türk göçmenleri ise Avrupa vatandaşlığı peşinde resmi makamlara baskısını sürdürüyor. Bu nedenle pandemi dönemine rağmen işleyen tek otobüs hattı “Sofya- Bursa” arasında yapılan seferler.
Selanik köyleri, Kuzey Makedonya gezilerimi sizlerle paylaşacağım bu hafta sonu gezimden sonra
Sevgilerle,
M.Ünvan ATLI