11 Eylül saldırılarından saatler sonra ortaya atılan komplo teorileri o tarihten bu yana sosyal medyada hızla yayıldı, kapsamı da giderek genişledi. 11 Eylül saldırılarıyla ilgili resmi açıklamaları tartışmalı bulanlar arasında üst düzey siyasetçiler, ünlüler ve medyada öne çıkan isimler de var.
11 Eylül saldırılarından saatler sonra ortaya atılan komplo teorileri o tarihten bu yana sosyal medyada hızla yayıldı, kapsamı da giderek genişledi.
ABD hükümetine bağlı kurumlar ve uzmanlardan oluşan 11 Eylül Komisyonu, raporlarıyla kuytuda köşede kalanlar dahil bütün komplo teorilerini çürüttü.
Ama ABD ve dünyanın birçok farklı ülkesinde komplo teorilerini destekleyenlerden oluşan “11 Eylül Hakikat Hareketi” gerçeklerin saklandığını söylüyor.
Hareketin bazı önde gelen liderleri, Covid-19 ve aşılarla ilgili komplo teorilerini de benimsedi.
11 Eylül saldırılarıyla ilgili resmi açıklamaları tartışmalı bulanlar arasında üst düzey siyasetçiler, ünlüler ve medyada öne çıkan isimler de var.
‘Dünya hükümeti’
ABD “derin devletinin” saldırılardan sorumlu olduğuna inanların takip ettiği QAnon gibi yeni komplo teorileri akımlarındaki artış, 11 Eylül ile ilgili ortaya atılan komploların da yayılmasına ve daha geniş kitlelere ulaşmasına neden oldu.
“Loose Change” olarak bilinen bir dizi filmin internette yayılan klipleri de yalanların yayılmasına katkı sağladı.
Bazıları, saldırıları ABD hükümetinin düzenlediğini veya saldırılardan daha önceden haberdar olduğunu ve göz yumduğunu iddia ediyor.
Bunlara ek olarak, yakın zamanda ortaya çıkan bazı sanal hareketlerin inancına göre de küresel elitler, saldırılara yanıt olarak sivil özgürlükleri kısıtlamayı ve otoriter bir dünya hükümeti oluşturulmasını sağlamak istiyor.
İnternette sıklıkla paylaşılan bir iddia, “jet yakıtının çelik kirişleri eritemeyeceğini, dolayısıyla Dünya Ticaret Merkezi’nin İkiz Kuleleri’nin patlayıcılarla yıkıldığını” öne sürüyor.
Ama resmi rapora göre çakılan uçaklar kulelerin kolonların desteklerine büyük hasar verdi ve alevlerden korunma özelliğinin kaybolmasına neden oldu.
Buna ek olarak, bazı bölgelerde alevlerin ısısı 1.000 santigrat dereceye kadar çıktı ve çelik kirişler eğrildi, bina da bunun sonucunda çöktü.
Kontrol edilemeyen alevler
İkiz Kuleler’in yakınlarındaki 47 katlı Dünya Ticaret Merkezi’nin çöküşü hakkında çok sayıda komplo teorisi ortaya atıldı. Bunlardan bazıları geçen sene 11 Eylül’de sosyal ağlarda en çok paylaşılan konular arasına girmişti.
Bu binada CIA’in, Savunma Bakanlığı’nın ve Acil Durum İdaresi’nin ofisleri bulunuyor. Bu bina, herhangi bir uçak çarpmadan veya doğrudan hedef alınmadan, İkiz Kuleler’den birkaç saat sonra çöktü.
Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü’nün üç yıllık araştırma sonunda 2008 yılında yayımladığı rapora göre ise bina, Kuzey Kulesi’nin yakınlanlarına düşen enkazdan kaynaklanan ve yedi saat süren şiddetli ve kontrol edilemeyen yangından dolayı çöktü.
Dünya Ticaret Merkezi, yangın nedeniyle çöken binaların ilki oldu.
İran’ın başkenti Tahran’da 2017’de çöken Plasco kulesi de bu şekilde yine yangınla çöken ikinci bina olarak kayda geçti.
Viral
BBC News muhabiri Jane Standley’in canlı yayında arkasında görünmesine rağmen Dünya Ticaret Merkezi binasının çöktüğünü söylemesi de komplo teorileri üretenler tarafından “büyük medya kuruluşlarının da içeriden yürütülen komploların parçası olduğuna” kanıt gösterildi.
Reuters haber ajansı kazara binanın çöktüğü haberini geçmişti, canlı yayından önce CNN de haberi paylaşmıştı.
Reuters daha sonra düzeltme yaptı ama haberin görüntüleri 11 Eylül yıl dönümlerinden önce internette viral olmaya devam ediyor.
Jet
Bazı sanal komplo teorileri, ABD Savunma Bakanlığı’na (Pentagon) Amerikan füzeleri atıldığını, binada oluşan deliğin yolcu uçağıyla yapılmayacak kadar küçük olduğunu öne sürüyor ve bunu da hükümetin planladığını iddia ediyor.
Ama Amerikan İnşaat Mühendisleri Topluluğu, Popular Mechanics adlı dergiye açıklamasında, deliğin boyutu ve şeklinin, Boeing 757’nin bir kanadının karaya çarpması, diğer kanadının da binaya çarpmanın etkisiyle kopmasından kaynakladığı sonucuna vardı.
Diğer yandan United Airlines’ın 93 sefer sayılı uçuşunu yapan uçak da, yolcular uçağın kontrolünü hava korsanlarından almaya çalışırken Pennsylvania yakınlarındaki Shankville’e düştü.
Komplo teorilerine inanlar, uçağın yakındaki bir havaalanına giden beyaz bir özel jet tarafından düşürüldüğünü öne sürüyor.
Ama uçağa bölgede gözetleme yapması görevini verenler havacılık yetkilileriydi ve uçak karada büyük bir delik oluştuğunu, delikten dumanlar yükseldiği bilgisini paylaşmıştı.
Dönemin Başkan Yardımcısı Dick Cheney daha sonra yayımladığı otobiyografisinde, İkiz Kulelere düzenlenen saldırı sonrası, kaçırıldığına inanılan bütün ticari hava yollarına ait uçakların düşürülmesi talimatı verdiğini yazdı.
11 Eylül Komisyonu’nun raporuna göre, saldırı sonrası yaşanan kaos ve kargaşada talimatı savaş uçağı pilotlarına iletilmemişti.
‘Yahudi elitler’
Bir diğer yalan komplo teorisine göre de saldırılarda hiç Yahudi ölmedi çünkü Dünya Ticaret Merkezi’nin 4000 Yahudi çalışanı işe gelmemeleri konusunda uyarılmıştı.
Bu komplo teorisine inananlara göre İsrail hükümeti, ABD’yi bölgedeki İsrail düşmanlarını hedef alması için kışkırtmayı planlıyordu ve sorumluluk, arkadan arkaya dünyanın büyük olaylarını kontrol eden güçlü Yahudi elitlerdeydi.
Ama 11 Eylül’de ölen 2 bin 71 Dünya Ticaret Merkezi çalışanından 119’unun Yahudi olduğu teyit edildi, buna ek olarak en az 72’sinin daha Yahudi olduğuna inanılıyor.
BBC’nin Conspiracy Files adlı belgeselinin araştırmasına göre, bu sayılar bütün can kayıplarının %9,2’sine denk geliyor, bu oran da New York’un nüfusunun o dönem %9,7’sinin Yahudi olduğu bilgisiyle örtüşen bir veri.
Bazıları, o gün 400’e yakın Yahudinin ölmüş olabileceği tahmininde bulunuyor.
Benzer komplo teorileri Irak ve İran dahil başka devletleri de kapsıyor ama bu ülkelerin doğrudan müdahil olduklarına dair bir kanıt şimdiye kanıt bulunamadı.
Kaynak: BBC Türkçe