Fehmi Koru son yazısına ” Baraj yüzde 7 olarak tescillendi de bu konu neden MHP’yi ilgilendiriyor? Yoksa…” başlığını atarken Devlet Bahçeli’nin Cumhur İttifakı’ndan ayrılma planı olduğu ima etti.İttifak içerisinde yer alan partiler için barajın işlevselliğinin kalmadığını hatırlatan Fehmi Koru “MHP’nin oyu gelecek seçimde yüzde 5’in bile altına düşse, ‘Cumhur İttifakı’ içerisinde kalmaya devam ettiği takdirde, barajın yüzde 10 olmasından etkilenmesi gerekmeyecek.” dedi.Koru’nun “Baraj yüzde 7 olarak tescillendi de, bu konu neden MHP’yi ilgilendiriyor? Yoksa…” başlıklı yazısı şöyle:
“Siyaseti yakından izleyen bir gözlemci, bir süredir, iktidar cephesinin seçim öncesi çözüleceği görüşünü tekrarlıyor. Söylediği en kestirmeden şu: MHP “Benden bu kadar” deyip kendisini ittifak dışına atacak… ‘Ayrılmaz ikili’ görüntüsü sebebiyle benim pek iltifat etmediğim bir görüş bu. İltifat etmesem de ihtimaller içinde değerlendiriyorum.Zihnim bu konuyla meşgulken siyaset arenasına düşen ‘seçim barajının düşürülmesi’ haberini nasıl değerlendireceğimi bilemedim. Son ‘modern darbe’ olan 12 Eylül (1980) askeri müdahale döneminin mirasıdır seçim barajı. Ülkeye yeni bir biçim vermeyi kafaya koyan askerler ‘marjinal’ saydıkları ideolojilerin partileri Meclis’te temsil edilemesin diye yüzde 10 oy barajı getirdiler. Meclis’te temsil edilebilmeleri için partilerin halktan en az yüzde 10 oy alabilmesi gerekiyor. Dünyada başka demokratik ülkelerde de seçim barajı var, ancak makul oranda. Yüzde 3 oy almak çoğunda yeterli sayılıyor.Yüzde 10 barajı yüzünden Refah Partisi 1991 yılındaki seçime kadar Meclis’e milletvekili sokamamıştı. 2002 seçiminde AK Parti ve CHP dışındaki partiler sapır sapır döküldü. [O seçime şimdinin HDP’si bağımsız adaylarla girmişti. 2002 seçiminde AK Parti ve CHP adayları dışında 8 de bağımsız aday seçildi.] Yüzde 9,99 oy alan parti Meclis’e milletvekili sokamıyor. Nitekim 2002’de DYP yüzde 9,5 oy almış ve Meclis dışı kalmıştı. Haberlere göre iktidar ortakları barajın indirilmesinde anlaşmış bulunuyor.Önce “Yeni baraj yüzde 7 olacak” haberi geldi, sonra AK Parti kaynaklarına dayanan yeni haberde “Yüzde 5 olacak” ayrıntısı yer aldı. Bunun üzerine MHP lideri “Cumhur İttifakı’nın baraj kararı yüzde 7 olarak tescillendi” açıklamasını yaptı. İttifak’ın en küçük ortağı BBP ise, “Baraj yüzde 5 olmalıydı” görüşünde. Barajı aşağıya çekecek her girişim kabulüm. Ancak haberler kafamı bayağı karıştırdı. Özellikle de siyaseti yakından izleyen gözlemcinin “MHP ittifakı terk edecek” görüşü zihnimde yer ettiği için…Günümüzde barajın işlevselliği kalmadı. ‘Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi’ adayı seçtirebilmenin şartını ‘yüzde 50+1’ çizgisine çektiği ve tek bir parti o oranda oyu bulamayacağı için ittifaklar oluştu. İttifak içerisindeki partilerin baraj endişesi kalmadı. İttifak içerisinde yer alan tek bir parti yüzde 10’un üzerinde oy alınca ittifakın diğer ortakları için baraj şartı kalkıyor. MHP’nin oyu gelecek seçimde yüzde 5’in bile altına düşse, ‘Cumhur İttifakı’ içerisinde kalmaya devam ettiği takdirde, barajın yüzde 10 olmasından etkilenmesi gerekmeyecek.O halde?Seçim barajının yüzde kaç olarak belirlenmesi neden bu kadar önemseniyor? Gelecek seçimde de ittifaklar varlıklarını sürdürecekse barajdan etkilenecek tek bir parti olacak: HDP… Onunla ilgili Anayasa Mahkemesi’nde kapatılma davası görülüyor… HDP seçime girebilirse yüzde 10 barajını aşmak için çabalayacak… Baraj yüzde 7 olursa bundan en olumlu etkilenecek parti HDP olacak… MHP’nin mutlaka kapatılmasını arzu ettiği HDP… İyi de, iktidarın küçük ortağı MHP’nin niyeti gelecek seçime ittifak içerisinde yer almadan girmek değilse, barajın yüzde 10 veya yüzde 7 veya yüzde 5 olması MHP’yi neden ilgilendiriyor?[Yoksa “Baraj, baraj” diye konuşulan oranlar ittifak içinde yer alan partiler için mi düşünülüyor? Konu ilk kez gündeme geldiğinde, çeşitli köşelerde ittifak içi baraj düşünüldüğüne dair yazılar çıkmıştı. Sonra anlamsız bulunduğu için olmalı, konu gündemden düştü. Veya düştü izlenimi verilerek ona mı hazırlık yapılıyor? Yerinde bir kuşku bu.] İktidar partileri yaldızları dökülmeye başladığında baraj konusu konuşulmaya başlanır. Ya kendisini siyaset dışı kalmaktan korumak ya da muhalif partileri zora düşürmek için… Ancak konu tartışılır, ancak sonunda var olan barajın işe yarayacağı hesabıyla değişiklik niyeti gündemden düşer. Şimdiye kadar hep böyle oldu.Anayasanın (m. 67) seçimlerle ilgili yasal düzenlemelerde gözetilmesini gerekli gördüğü ‘temsilde adalet’ ilkesine aykırıdır yüksek baraj. Aynı maddede yer alan ‘yönetimde istikrar’ ilkesi daha fazla önemsenmekte. Her seçimden sonra ortaya çıkan tablo bu yüzden fazla tatmin edici olamıyor. Baraj oranının düşürülmesi anayasaya da uygundur. MHP’nin tescillendiğini duyurduğu yüzde 7 oranı demokratik ülkeler ortalamasının üstünde olmasına rağmen bir ilk adım olarak önemli. Yine de en baştaki soru cevap bekliyor: ‘Cumhur İttifakı’ içerisinde yer aldığı için baraj derdi bulunmaması gereken MHP neden bu konuyu önemsiyor?”