Afganistan’dan kaçarak Düzce’ye gelen genç kız, burada yaptığı karakalem çalışmalarıyla kendisine yeni bir hayat çizmeye çalışıyor. Televizyon ve telefonda izledikleri ile resimler çizen genç kız, restoranda garsonluk yaparak hayatını devam ettirmeye çalışıyor.
Afganistan’da yaşayan ve iki yıl önce iç savaştan kaçarak Türkiye’ye gelen, ardından da Düzce’ye yerleşen 21 yaşındaki Nazila Eslami, ülkesinde çocukluk yıllarında başladığı resim sevgisine Türkiye’deki eğitim hayatıyla devam etmeye çalışıyor. Televizyondan izleyerek ve telefondan bakarak çizdikleri ile resim sanatına başlayan Eslami, sanatını geliştirerek sürdürmeyi hedefliyor. Düzce’de aynı zamanda bir at çiftliğinin restoran bölümünde garsonluk yaparak hayatını sürdürmeye çalışan Eslami, ülkesini terk etmek zorunda kaldığı için Türkiye’ye sığındığını ve Türkiye’nin çok güzel bir ülke olduğunu söyledi.
Resim sevgisinin çocukluk yıllarında başladığını söyleyen Nazire Eslami, “Güzel Sanatlar Lisesinde okuyorum. Resme küçükken başladım. Kursa gitmeden kendim öğrendim. Televizyondan, telefonumdan bakarak kendim öğrendim. Daha sonra birkaç ay kursa gittim ve daha fazla resim çizmeyi öğrendim. Afganistan’daki yakınlarım akşam saat 20.00’den sonra dışarı çıkmıyorlarmış özellikle kadınlar ve çocuklar. Çünkü Talibanlar geziyorlarmış. Emniyet hiç yok, herkes kaçıyor. Afganistan’da tanıdığım sanatçılar var. Onlar hiç sanat istemiyorlar. Sanat, Taliban için hiç önemli değil. Ressamlar, fotoğrafçılar, heykeltıraş Taliban için hiç önemli değil. Zaten sanat onlar için hiç önemli değil. Müslüman olduklarını söylüyorlar ama Müslüman değil onlar, çok kötü insanlar” dedi.
“Kaçmak zorunda kaldık”
Afganistan’dan Türkiye’ye gelen Afganlara karşı oluşan tepkilere de değinen Eslami, “Afganistan’da hayat normalken kimse kaçmıyordu. Türkiye çok iyi, mesela savaş yok, emniyet var. Türkler neden kaçsınlar, gerek yok. Afganistan’da böyleyken kimse kaçmıyordu. Benim vatanımda yaşıyorlardı. Ne zaman ki mecbur oldu, işte o zaman kaçmak zorunda kaldık” diye konuştu.
“Gördüğü fotoğraflardan resimler çiziyor”
Nazire Eslam’a iş veren Murat Seyok ise, Türkiye’ye sonradan göçmüş birçok etnik kökenin bir arada yaşayabildiğini belirterek, “Ben de bir göçmen çocuğuyum. Onların yaşadıklarını benim dedelerim de yaşadı. Zaten Düzce’nin de yerlisi yok diyebilirim. Bu durumda onların yaşadıklarını hissetmeye çalışıyorum. Bunların içinde kötü insan yok mu vardır, bizim içimizde de bu tür insanlar var. Bu anlamda onlara katkı sunmaya çalışıyorum. Mesela Nazire’nin şu an Türkçesi çok iyi değil ama burada destek veriyorlar. Burada sağlıklı servis yapamasalar bile sosyalleşiyorlar. Nazire arkadaşımız mesela. Gördüğü fotoğraflardan resimler çiziyor. Güzel Sanatlar Lisesini bitirecek ve belki de iyi bir ressam olup ülkemizi temsil edecek. Bunun olmayacağını kimse söyleyemez” dedi.