TÜİK 2020 doğum verilerine göre, 15 yaşından küçük 117 çocuk doğum yaptı. 15-17 yaş aralığında doğum yapan çocuk sayısı ise 8 bin 154 oldu. Verilerinin gerçeği yansıtmadığı, doğum yapan çocuk sayısının çok daha fazla olduğu iddia edilirken, TÜİK 2020 yılına ait annenin yaş grubu ve eğitim durumuna göre yaptığı doğumların istatistiklerini açıklamadı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2020 doğum verilerine göre, 15 yaşından küçük 117 çocuk doğum yaptı. 15-17 yaş aralığında doğum yapan çocuk sayısı ise 8 bin 154 oldu. 17 ve daha küçük yaşta doğum yapan kız çocuklarının doğum sayısı incelendiğinde ise 2020 yılında doğum sayısının en yüksek olduğu il 803 ile Şanlıurfa oldu. Bu ili 654 ile İstanbul, 492 ile Gaziantep, 350 ile Van, 347 ile Diyarbakır, 316 ile Adana ve 262 ile İzmir takip etti.
37 BİN 722 ERGEN DOĞUM YAPTI
İstatistiklere göre 18-19 aralığındaki 37 bin 722 adölesan (ergen) doğum yaptı. TÜİK doğum istatistiklerini açıklarken 2020 yılına ait annenin yaş grubu ve eğitim durumuna göre yaptığı doğumların istatistiklerini açıklamadı.
“UZUN VADEDE TOPLUM ZARAR GÖRÜR”
Acıbadem Üniversitesi Suç ve Şiddet Araştırma Merkezi (ASUMA) Direktörü Oğuz Polat, birçok yörede yetkili makamlara bildirim yapılmadığı için TÜİK verilerinin tam olarak gerçeği yansıtmadığını belirtti. Polat şu görüşleri dile getirdi: “Devletin konuyla ilgili yeterince ağırlığını koyup küçük kız çocuklarının doğum yapmasını önlemediğini görüyoruz. Çoğunlukla geleneksel yöntemlere başvurulduğuna şahit oluyorum. Küçük çocukların evlendirilmesi ancak eğitimle önlenebilir. Ama bu konuda yeterince bir girişim söz konusu dahi değil. Aynı zamanda bu olayların önünü ceza ile kesilmesinin de engelleniyor oluşu kabul edilemez. Bu şekilde devam edildiği takdirde uzun vadede toplum zarar görecektir.
“KAMU VERİLERİ KİMSEYLE PAYLAŞMIYOR”
Bizim sosyal bilim araştırmalarında özellikle çocuk, şiddet gibi konularda verilere çok ihtiyacımız var. Ancak iki büyük problemimiz var. Biri kamunun bu verileri kimseyle paylaşmaması. İkincisi ise büyük bir coğrafyaya ve kalabalık bir nüfusa sahip olduğumuz için sağlıklı veriler toplamak zor. Sadece TÜİK’in gördüğü ve bize verdiği verilerle yetinmek zorunda kalıyoruz. Yeterince sağlıklı mıdır, değil midir diye tartışmak gerekir. Çünkü kitlesel çalışmalarda bu durumun TÜİK’e yansıyan rakamlardan daha fazla olduğunu gösteren çalışmalar da mevcut. Özellikle bu sorun ensest ve çocuk istismarı gibi konularda önümüze çıkıyor. Amerika ve Kanada’da bu konu hakkında büyük bütçelerle önleme-rehabilitasyon programları yapılmaktadır.”