Sovyetler Birliği’nin Nazilerle işbirliği yapmakla suçladığı Kırım Tatarlarını Orta Asya’ya sürmesinin üzerinden 77 yıl geçti.
18-20 Mayıs 1944’te trenlere bindirilen Tatarların neredeyse tamamı başta Özbekistan olmak üzere çeşitli ülkelere gönderilmişti.
Kırım Tatar Sürgünü’nün tanıkları, 77 yıl sonra ana vatanlarından koparılıp açlık, sefalet ve ölüm korkusuna mahkum edildikleri karanlık dönemi anlattı. Stalin yönetiminin zulmünde hayatını kaybedenler, ‘Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü’nde düzenlenen etkinlilerle anıldı.
Sovyetler Birliği’nde giderek baskısını artıran Stalin rejimi, farklı etnik ve dini grupları hedef alıyordu. Bu hedeflerden biri de Müslüman Tatar Türkleriydi.
1944 18-20 Mayıs tarihlerinde Kırım’daki bütün Tatar nüfus -yaklaşık 230 bin kişi- topluca Özbekistan’a sürgüne gönderildi, yolda hayatta kalmayı başaran 180 bin civarında Tatar da Orta Asya’daki ilk sürgün yıllarında yaşamını yitirecekti.
Sürgünün üzerinden geçen 77 yıl sonra hafızalarda kalan acı hatırlar yeniden canlandı. Kırım Tatar Sürgünü’nün tanıkları acılarla dolu geçen sürgün yıllarını anlattı.
Neşet Zekeriyayev (83), Kırım’da Karasu Pazar’a bağlı Argançık köyüne bir sabah gelen askerlerin kendilerini trenlere bindirdiğini söyledi.
Kırım’dan çıktıklarında anne, baba ve 6 kardeş olduklarını aktaran Zekeriyayev, “Yolda su yok, yiyecek yok. Çevreden su aldık, tarlalarda bulduklarımızı, mısır buğdayını yedik” dedi.
Neşet Zekeriyayev, Kırım’ın Karasu Pazar’a bağlı Argançık köyünde yaşarken ailesiyle birlikte göçe mecbur edildi.
Zekeriyayev, kız kardeşi Zehra’yı yolda annesine sorduğunu ancak annesinin cevap vermediğini dile getirerek, “Sonrasında annem Zehra’nın yolda öldüğünü söyledi.” dedi. Özbekistan’da Fergana bölgesine sürüldüklerini ifade eden Zekeriyayev, 1946’da babasının öldüğünü, annesinin yaşlı olduğu için kendisini çocuğu olmayan bir Özbek’e verdiğini anlattı.
“Onun yanında çalıştım ama sonra hasta oldum, dizanteri vardı, çok insan ölüyordu, Özbek de ölürüm diye korktu ve beni anneme geri verdi.” diyen Zekeriyayev, geçim sıkıntısı nedeniyle annesinin kendisini bir süre çocuk esirgeme kurumuna verdiğini aktardı.
Zekeriyayev, Kırım’a alınmadıklarını vurgulayarak, “1980’lerde Ortakuyu’ya (Herson) geldim. 2 oğlum bir kızım oldu, kızımın ismini Zehra koydum. Şimdi Zehra kızım bana bakıyor, yani trende ölen kız kardeşim şimdi bana bakıyor.” şeklinde konuştu.
“SİZ DE BİZİM GİBİ İNSANSINIZ”
Abdurrahman Halilov (85) da Kırım’da Karabay köyüne 04.00 gibi 3 askerin geldiğini ve kendilerini götürdüğünü ifade etti.
Sürgün sırasında 8 yaşında olduğunu söyleyen Halilov, “En büyüğümüz 14 yaşında, 4 erkek, 1 kızdık. Bize evden bir şey aldırmadılar, anneme para bile aldırmadılar, ben de çantamı almak istedim ama izin vermediler. Sonra topladılar herkesi, askerler bizi çevirdi ve vagonlara doldurdu.” dedi.
Kendilerini trenlerle Ural bölgesine gönderdiklerini aktaran Halilov, “Oradaki insanlara demişler ki insan yiyen adamlar geliyor, mukayyet olunuz. Sonra trenlerden indik ve onlar bizi görünce ‘siz de bizim gibi insanlarsınız’ dediler ve tanıştık” ifadelerini kullandı.
Abdurrahman Halilov, Kırım’ın Karabay köyünde yaşarken bir sabah 3 Rus askeri tarafından ailesiyle göç etmeye mecbur edildi.
Halilov, sonra kendilerini bölgede köylere dağıttıklarını, o süreçte çok açlık yaşadıklarını anlattı. Halilov, “Annem babam çalışıyordu ve bize 640 gram ekmek veriyorlardı” diye konuştu.
1954’te Urallardan Özbekistan’da Andican bölgesine geldiğini aktaran Halilov, “Özbekistan’da çok özgürlük yoktu. 3 kişiden fazla toplanamazdık, askerler döverlerdi bizi. Sokağa çıkma yasağı olurdu.” ifadesini kullandı.
Halilov, Özbekistan’dan Kırım’a gitmeye çalıştıklarını ancak kendilerine izin verilmediğini belirterek “1967’de Ukrayna’da İvanovski bölgesindeki ablama geldim. Sonra yaşamak için yer arıyorduk. Kırım’a almadılar, bu nedenle Geniçesk’de (Herson) toprak aldık” dedi.
ANMA PROGRAMLARI DÜZENLENDİ
Kırım Tatar Teşkilatları Platformu, bu acı günün yıl dönümünde bir dizi anma töreni tertip etti. Programlardan ilki, “Sürgün Şehitleri için Kur’an-ı Kerim Tilaveti ve Dua” programıyla 17 Mayıs 2021 Pazartesi günü Saat 20.30’da (TSİ, GMT +3) gerçekleştirildi. Etkinlik Kırım Tatar Sivil Toplum Kuruluşları sayfasından canlı takip edildi.
Kırım Tatar halkının milli lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov, konuklar ve teşkilat temsilcilerinin de katılımıyla bugün saat 20.30’da (TSİ, GMT +3) “Sürgünün 77. Yılını Anma Programı” gerçekleştirildi.
NE YAŞANDI?
2. Dünya Savaşı’nda Sovyet Rusyası, Kırım’ı Almanlara bırakmak zorunda kaldı. Kırım Tatar Türkleri, Sovyet saflarında yer alarak Nazi Almanya’sına karşı başarılı bir şekilde mücadele verdi. Buna rağmen Rus komutanlar Kırım Tatarlarını ‘Almanlarla iş birliği’ yapmakla suçladı.
Kızıl Ordu’nun Kırım’ı Hitler Almanya’sından geri almasından sonra Kırım Tatar Türkleri Ruslardan baskı görmeye başladı.
Sovyet yönetimine, Kırım Tatarlarının aleyhinde raporlar hazırlandı ve Kırım Tatarlarının yurtlarından tamamen sürülmesi talep edildi. 250 bine yakın Kırım Tatar Türkü, 3 gün içinde hayvanların taşındığı vagonlarla Orta Asya’ya sürgün edildi. Sürgüne gönderilenlerin yarısına yakını yollarda hastalıktan, açlıktan, zor şartlardan dolayı hayatını kaybetti.
Kırım Tatarları yarımadadan sürüldükten sonra Türk kültürü ve diğer toplulukların izlerinin silinmesi için sistematik çalışmalar yapıldı. Sovyetler Birliği yönetimi 1944’ün sonunda çıkardığı kararla Kırım’daki bütün Türkçe olan yer isimlerini Rusça olarak değiştirdi.