Nazi Almanya’sının II. Dünya Savaşı’nı kaybederek teslim oluşunun yıldönümünde Almanya’da güvenlik kurumlarındaki ırkçılık ve şiddet protesto edildi.
Nazi Almanyası, 8 Mayıs 1945’te II. Dünya Savaşı’nda yenilgiyi kabul ederek, kayıtsız şartsız teslim olmuştu. Nazi Almanya’sının teslim olmasının yıldönümünde Almanya’nın 10 farklı kentinde güvenlik kurumlarındaki ırkçılık ve şiddet protesto edildi. Protestocular, ülkedeki kurumlar içinde özellikle polis teşkilatı ve diğer güvenlik kurumları içinde Nazizm’e yakın şiddet eğilimli aşırı sağ görüşün giderek güçlendiğini öne sürerek sokaklara döküldü. Aralarında Leipzig, Köln, Duisburg gibi kentlerin de bulunduğu gösterilerin en büyüğü ise başkent Berlin’de gerçekleştirildi. Berlin Platz der Luftbrücke Meydanı’nda toplanan göstericiler, önce ülkede polis şiddeti nedeniyle hayatını kaybedenlerin anısına 1 dakikalık saygı duruşunda bulundu, daha sonra ırkçılık ve polis şiddetine karşı yürüyüş yapıldı.
Çok sayıda sivil inisiyatifin bir araya gelerek düzenlediği ortak gösteriye yaklaşık 2 bin kişi katıldı. Yürüyüşü organize eden inisiyatif mensuplarından Ferat Koçak, polis içindeki ırkçılığı ve Nazi oluşumlarını protesto ettiklerini söyledi. Siyasilerden önlem alınmasını isteyen Koçak, “Almanya’da polis ve emniyet kurumlarında reform yapılmasını istiyoruz. Alman güvenlik kurumlarında hem ırkçılık, hem de aşırı Nazi oluşumları arttı. Bu nedenle, farklı ülkeler ve siyasi görüşlerden yabancı örgütler olarak böyle bir eylem yapmaya karar verdik” dedi.
Göstericiler, eylemde “Bugün polis problemini sorguluyoruz” ve “Bu güvenlik değil” sloganları eşliğinde Almanya’da polisin sistematik şiddet uygulamaya başladığı vurgulandı. Almanya’da polis ve güvenlik sistemi içinde aşırı sağ ve ırkçı yapılara yakın duran güvenlik kuvvetlerinin görevden uzaklaştırılmasını talep eden protestocular yaptıkları konuşmada, “Irkçı polis şiddeti, ayrımcı kontroller, saldırılar, gözaltında cinayetler ve ölümler Almanya’da günlük olaylar haline geldi. Mesele, ‘bireysel vakalar’ değil, mültecilere, siyahilere ve Romanlara karşı sistematik bir ırkçılık. 1990’dan bu yana yalnız cezaevlerinde ve polis karakollarında ırkçı saldırılar nedeniyle 181 kişi hayatını kaybetti. Eskisi gibi bugün de ırkçı şiddet mağdurları, genellikle güvenlik yetkilileri tarafından potansiyel şüpheli haline getirilmekte. Irkçı ve anti-feminist sohbet gruplarında Müslümanlara, Romanlara, Sintilere, Yahudilere ve mültecilere karşı Berlin polisi nefret dolu paylaşımlar yapıyor. Öte yandan, mecliste soruşturma komisyonunun kurulması yıllardır engellenmekte. Irkçı ve neo-Nazi suçları söz konusu olduğunda, neredeyse her zaman bir araştırmadan kaçma durumu var. Birçok Berlinli artık emniyet kurumlarının çalışmalarına olan güvenini kaybetti” ifadelerini kullandı.
Berlin’deki gösteri, polisin yoğun güvenlik önlemleri altında gerçekleştirildi.