Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, iki devletli çözüm için gittiği Cenevre görüşmelerinde Rum lider Nikos Anastasiadis’e, “Sen ne kadar egemensen, ben de o kadar egemenim. Sen ne kadar devletsen ben de o kadar devletim. Artı benim arkamda 85 milyon Türkiye var” dediğini açıkladı.
Tatar bir federasyonla Türkiye’nin adadan çıkartılmak istenmesiyle ilgiliyse, “Böyle bir anlaşma yapılırsa ve Türkiye buradan(Kıbrıs’tan) giderse, Türkiye bir kere daha gelemez. Burası şimdi Avrupa Birliği olacak, hepsi burada füzeleri dikecekler Türkiye’yi Anadolu’ya hapsettiler, ’Doğu Akdeniz’in çoğu bizimdir’ diyecekler ve bir takım oyunlar ve masallar. Biz de bu oyuna gelmeyeceğiz” dedi. Hırsı ve heyecanı yüzüne yansıyan Tatar, bu anları masaya vura vura anlattı.
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Gençlik Topluluğu tarafından düzenlenen “Bugün günlerden Kıbrıs: Egemen eşitlik temelinde iki devletli çözüm vizyonu” konulu çevrimiçi toplantıya konuk oldu. Gençlik Topluluğu Başkanı Ertan Atasayar’ın moderatörlüğünde gerçekleşen toplantıda Samsun Valisi Doç. Dr. Zülkif Dağlı ve OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal da birer selamlama konuşması gerçekleştirdi.
Rektör Ünal, “Kıbrıs’ın öğrenci arkadaşlarımızın zihninde, bilincinde farklı bir pozisyonda, diri bir pozisyonda bulunması anlamında son derece değerli oldu. Biz Kıbrıs’ı kültürümüzde bilincimizde ’yavru vatan’ olarak algıladık. Onunla büyüdük. O kavramla büyüdük ama buradaki yavru kelimesi aslında küçüklükle alakalı değildi. Çünkü vatanın küçüğü ve büyüğü olmaz. Bizim kültürümüzdeki karşılığı anneyle yavrusu arasındaki ilişki gibi. Dolayısıyla Kıbrıs’taki her gelişme sizlerin liderliğinde Kıbrıs’taki kardeşlerimizin huzuru, geleceğe güvenle yürümeleri, elde ettikleri kazanımlar, bir annenin çocuğundan duyduğu sevincin ötesinde bizi mutlu etmektedir. Türkiye’yle bir eş güdüm halindeki çalışmanız, bu noktadaki irade ve kararlılığınız, biz Kıbrıs’ta çok farklı sonuçlar doğuracağını, Kıbrıs için bütün insanlık için çok farklı kazanımlar doğuracağından eminiz. Buna inanıyoruz. OMÜ olarak Kıbrıs’taki kardeş üniversitelerle akademik iş birliği yapmak bizi son derece mutlu eder. Bu noktada isteki ve arzuluyuz” diye konuştu.
Vali Dağlı, “Sayın Cumhurbaşkanım, Samsun Kıbrıs’la bazı benzerlikler de aslında ifade ediyor. Biz Samsun’umuza şunu diyoruz: ‘19 mayıs şehri’, ‘İlklerin şehri’, ‘Kurtuluş şehri’. Bu manada güzel bir bağımız da var. Ayrıca ikinci bir bağımız var. İskele şehrimizle Samsun ilimiz kardeş şehir. Bu da güzel bir tevafuk olmuş. Bu manada inşallah Samsun’la bu gönül köprüsünü çok daha fazla bundan sonra artıracağız. Sizleri takip ediyoruz. Gözlerimiz hep sizde. Daha önce Kıbrıs’ta uluslararası sempozyumlara katılmıştım. Ancak bugün biz sizinle yeni bir pencere açmış olduk bu şekilde. İlk defa tanışmamız bu şekilde oldu. Siz büyük bir teveccüh gösterdiniz. Samsun’a öğrencilerimize karşı. İnşallah bu gönül bağlarını biraz daha fiili bağlara da döndürmek suretiyle bunu ilerletiriz. Bizim tüm arzumuz çabamız bu yönde olacak. Kıbrıs’ımızla bu gönül köprüsünü daha fiili ortama ve daha kuvvetli bağlara döndürebilmek adına inşallah bunları da yapacağız” şeklinde konuştu.
“İlk kez bu iki devleti masaya getirmenin gururunu yaşadım”
Cenevre toplantısından bahseden KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Her ne kadar gayri resmi deseler de orada ciddi anlamda bir toplantı oldu. Ve Kıbrıs tarihinde 3. kere hem Rumlar hem Türkler hem de garantör ülkeler bir araya geldi. Ve ben orada ilk kez bu iki devleti masaya getirmenin gururunu yaşadım. Çünkü şimdiye kadar oraya gidenler hep Denktaş Bey dahi federasyon için gittiler. Çünkü o şekildeydi beklenti, o şekildeydi süreç. Bana nasip oldu. Ben oraya tabii ki Türkiye’nin de desteğiyle gidip de dedim ki, ‘Federasyon defteri kapanmıştır’. Çünkü Annan planında dünyayı kandırdınız” ifadelerini kullandı.
“Artık bir kere daha kandırılmamak lazım”
Federasyon için geçmişte yapılan çabayı ’kandırmaca’ olarak nitelendiren Ersin Tatar, “Dünyanın her yetkilisi o zaman Kıbrıs’a geldi. Sayın Denktaş’a ve Türkiye liderine dediler ki ‘yeter ki Kıbrıs Türkleri evet desin, Kıbrıs Türklerinin izolasyonları kalkacak, direkt uçuşlar açılacak, şu ambargo kalkacak’ hep yalan dolan. Bizler ‘evet’ dedik, karşı taraf ‘hayır’ dedi. Onlar Avrupa Birliği’ne alındı. Bizlere ne ambargo kalktı ne izolasyon kalktı ne de direkt uçuş başladı. Aynı şekilde yaşamaya devam ettik. Dolayısıyla artık bir kere daha kandırılmamak lazım. 2017’de de benzer süreçler yaşandı, yine Rumlarla bir anlaşmaya varılamadı. Dolayısıyla ben zaten bütün seçim propagandamda ’iki devletli’yi savundum. Ona göre seçildik. Ondan sonra da bütün dünyaya gelen gidene ben neden iki eşit egemen devlet ısrarında olduğumu söyledim” açıklamasında bulundu.
“Çavuşoğlu yalanlarını yüzlerine söyledi”
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Cenevre toplantısındaki çabasını överek, “Dolayısıyla ben oraya gittim. Bütün dünyaya kayda geçirttim. Sayın Çavuşoğlu Dışişleri Bakanımız, orada gerçekten olağanüstü bir hitap gücüyle ve konuşmalarıyla bana destek verdi. 2017’de Anastasiadis’le zaten o kendisi çok tartışmalar içinde olmuştu. Ben orada yoktum. Ama Sayın Çavuşoğlu 2017 görüşmelerinde oradaydı. Kendisine oradaki 2017 belgeleriyle ‘işte sen şunu dedin’, ‘sen bunu dedin’, dönüşümlü başkanlığı kabul etmediğini yalan söylediğini hepsini yüzüne Sayın Çavuşoğlu söyledi” bilgilerini verdi.
Anastasiadis’in yüzüne tokat gibi cevap
Cumhurbaşkanı Tatar, Rum lider Nikos Anastasiadis’e Cenevre’de şunları söylediğini açıkladı: “Ve dolayısıyla o müzakere masasında, o tartışmalar içerisinde bana da çeşitli tabii ki yanlış yanlış konuşmaları oldu. Ben de kendisine bütün dünyanın önünde, ‘sen ne kadar egemensen, ben de o kadar egemenim. Sen ne kadar devletsen ben de o kadar devletim. Artı benim arkamda 85 milyon Türkiye var. Buradan sadece 40 mil uzaklıkta. Dolayısıyla Türkiye’nin bize olan yakınlığını, bizim bağlarımızı, muhabbetimizi, Türkiye’nin bir garantör ülke, anavatan olmasını hiçbir zaman unutmayınız. Çünkü siz Avrupa Birliği’ne girmek suretiyle zaten bizlere en büyük yanlışı yaptınız. Bizim onayımız olmadan, Türkiye Cumhuriyeti’nin onayı olmadan bir defa kılıf uydurarak AB’ye girmeniz dolayısıyla ‘Biz AB’yi arkamıza aldık, AB kanallarına tabisiniz’, o bakımdan ’Türkiye buradan gidecek, çekilecek, garantörlüğü de son bulacak çünkü garantörlüğünde modası geçti’ gibi laflarla bizi öyle bir oyuna getiremezsiniz’ dedim”
“Adam diyor Rum Cumhuriyeti’ne yama olalım”
Bazı Kıbrıslı Türklerin yanılgı içinde olduğunu dile getiren Ersin Tatar şöyle devam etti:
“Pazartesi Meclis’e gidip bu konuşma yapacağım. Tabii, bin bir laf da duyacağım. Onun içerisindeki bazısı, benden çok farklı düşünüyorlar. İnanamazsınız yani bir Kıbrıslı Türk, buralarda doğup büyüyen, bu mahallelerden; biri benim gibi düşünecek, öbürü diyecek ‘Tatar yanlış yoldadır’, ‘Tatar bizi felakete götürüyor’, ‘Tatar bizi dünyadan kopartıyor’, ‘Biz ne yapıp yapıp bu Rumlarla anlaşmak durumundayız’. Yani adam diyor ki sana, ‘Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne, git ve bu Kıbrıs Cumhuriyeti’nin adını değiştirelim. Ad olarak Kıbrıs Federal Cumhuriyeti. Avrupa Birliği’ne girelim. Ve Avrupa Birliği’nde tabii ki bey paşa yaşayalım. Buyurun. Adam diyor ’Rum Cumhuriyeti’ne yama olalım ve en sonunda burası Yunan adası olacak. Burası ENOSIS’cilerin, EOKA’cıların o kahramanların ana yurdudur’ diyor adam. ’Birer birer Türkiye de buradan gidecek. Türk askeri gidecek’ diyor.”
“Füzeleri dikecekler burada ’Doğu Akdeniz bizimdir’ diyecekler”
Türkiye’yi Anadolu’ya hapsetmek üzere oynanan oyunu anlatan Tatar şunları söyledi:
“Kimse zannetmesin ki 1963’ten 74’e kadar bizi bunun içerisinde canlı canlı mezara gömerlerken Türkiye seyretti de gelemedi. Johnson mektubu geldi, Amerikan filosu geldi. O geldi bu geldi engellediler ve gelemedi. Seyrettiler bizi burada ve her gün ağladılar. Biz de ağladık, onlar da ağladı. Biz et ve tırnak, hepimiz Türk evladıyız netice itibarıyla. Dolayısıyla böyle bir anlaşma yapılırsa ve Türkiye buradan giderse, Türkiye bir kere daha gelemez. Sizler Türk evlatları olarak, Türk gençleri olarak bunu sizle samimiyetle paylaşmak istiyorum. Gelemez. Burası şimdi Avrupa Birliği olacak, burada Yunanistan’ı, Rumları, Fransa’sı da burada. Bilmem o da, bu da hepsi burada. Türkiye’ye füzeleri dikecekler burada, Türkiye’yi Anadolu’ya hapsettiler, ’Doğu Akdeniz’de çoğu bizimdir’ diyecekler ve bir takım oyunlar ve masallar… Biz de bu oyuna gelmeyeceğiz diyorum. Seçimle geldim, seçimle kaybedersem giderim. Ama asla bu duruşumdan vazgeçmem. Bu heyecanımdan, bu doğru yoldan vazgeçmem.”
ABD Başkanı Biden’ın sözde ’soykırım’ tanımlamasına ise, “Şimdi onu orada seçtiler. O seçenlerin içerisinde herhalde o gruplardan insanlar var. Onları memnun ediyor. Yani aklı başında kimse bu kadar büyük bir ülkeye Türkiye Cumhuriyeti öyledir, bu kadar hakaret etmez, aklı başında olsa. Trump zamanında tweet yazar bilmem ne yapardı bilirsiniz” şeklinde konuştu.