MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ‘Yeni Anayasa’ gündemi ile özel bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Bahçeli, yeni anayasa çalışmalarına yeni yılın başı itibarıyla başladıklarını belirtti, “100 maddelik metin yazımını tamamladık” dedi. Bahçeli, metnin öncelikle AK Parti ve Başkan Recep Tayyip Erdoğan’a sunulacağını da ifade etti. Bahçeli, yeni bir anayasa hazırlamanın milli bir görev olduğunu da vurguladı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yeni anayasa metni için hazırlıkları tamamladıklarını, 100 maddelik taslağı tamamladıklarını belirtti. Bahçeli, AK Parti ve Başkan Recep Tayyip Erdoğan ile metni paylaşacaklarını bildirdi. Bahçeli, toplantının sonunda anayasa taslağının yer aldığı dökümanı basın mensuplarına gösterdi.
Bahçeli, metni hazırlayan bilim insanlarına da teşekkür etti.
KORONAVİRÜS AÇIKLAMASI: KARAMSARLIK AŞILAMALARI AHLAKEN SORUMSUZLUKTUR
Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Sağlık altyapımız güçlüdür. Kovid-19’a karşı aşılamayla birlikte bayram ve ertesini umutla karşılayacağımıza inanıyorum.
Salgından siyasi rant için fırsat kollayan siyasi zihniyetler bize göre art niyetlidir. Kim ne derse desin, salgın yönetimi doğru bir şekilde yapılmaktadır. Bu odakların karamsarlık aşılamaları ahlaken sorumsuzluktur.
YENİ ANAYASA AÇIKLAMASI: BİR ANAYASA YAZILMASI KAÇINILMAZ GÖREVDİR
Mazisi 145 yılı bulan anayasa tartışmaları toplum ve devlet hayatımıza ambargo koymuştur. İstisnai dönemler haricinde bu amaç gerçekleşememiştir. Devlet ile millet arasındaki sorumlulukları esas alan anayasalar değişmez metinler değildir. Gerektiğinde, şartlar el verdiğinde zamanın ruhuyla müsemma bir anayasa yazılması kaçınılmaz bir görevdir. Masa başında devlet teşkilat düzenlemelerini hazırlamak demokrasi ile izah edilemeyecektir. Yeni anayasa yapmak demek, milletin ihtiyaç ve hedeflerini idrak etmek demektir. Her anayasa teklifinin Türk Milleti’nin ruh kökünden doğması, Türk Devleti’nin payidarlığının temin edilmesi asıl olmalıdır. Yamalı bohçaya dönen, tutarsızlığı aleni olan darbe anayasından memnuniyet duyduklarını kimse öne sürememiştir. Herkes ittifak halinde yeni bir anayasadan bahsetmektedir. Bu müsait bir zeminin varlığına işarettir ancak sıra “Nasıl bir anayasa yazılsın?” sorusuna cevap aramaya geldiğinde ne yazık ki potansiye anlaşmazlıklar kuvveden fiile geçmektedir. Önce uzlaşmanın erdemine bağlanmamız gerekecektir. Sıkılı yumruklarla anayasa yapmak ne bugün ne de tarihte mümkün olmuştur. Siyaseti gladyatör arenasına dönüştürmek akıl harcı değildir. Daha iyiyi bulmak, daha güzele ulaşmak ütopya olarak görülmemelidir.