Sanatla dolu atmosferi, butik şarapçıları ve muhteşem koylarıyla Ege’nin cennet köşelerinden Urla’yı ziyaret etmeye ne dersiniz?
Urla… Doğduğum büyüdüğüm ve sayısız güzel hatıramın olduğu yer. Hala ailemin yaşadığı ve çok sevdiğim birçok mekanın olduğu güzel ilçe. Bu hafta bir gezi yazısı yazmaya karar verdiğimde memleketim benden kendisini yazmamı istedi adeta. Hafta boyunca aklıma Urla ile ilgili sayısız güzel anı geldi. Son beş yıldır Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yerinden birçok turistin kalbini çalan Urla, özellikle pandemi sürecinde hemen herkesi tatil planları arasında ilk sırada yerini aldı.
Bu güzel Ege ilçesi hakkında fikirlerim ve önerilerim öncesinde, gelin Urla’nın tarihi hakkında size bazı bilgiler vereyim.
Urla’nın bilinen en eski adı Klazomenai’dir. On iki liman kentinden birisi olan Klazomenai, Limantepe mevkiinde yer almaktadır. Yapılan kazı çalışmaları ile ortaya çıkan sonuç, ilçenin dört bin yıllık bir tarihe sahip olduğunu göstermektedir. Ayrıca Klazomenai, Ege sahil şeridinin en eski yerleşim birimi olarak da kayıtlara geçmiştir. Burası sırasıyla Pers, Roma ve Bizans imparatorluklarının hakimyeti altında bulunmuştur. 1071 tarihinde Türklerin Anadolu’ya hakim olmasıyla birlikte Büyük Selçuklu Devleti toprakları arasına katılmıştır. Birinci Dünya Savaşı sırasında üç yıl süre ile işgal altında kalıp 12 Eylül 1922 tarihinde kurtarılmıştır.
Urla isminin nereden geldiği ise net olmamakla birlikte; Rumca ‘bataklık’ anlamına gelen ‘vurla’ dan türetildiği düşünülmektedir. Bir diğer görüşe göre, ki bu da Evliva Çelebi’nin Seyahatname’sinde geçiyor, Kıdafe Kralı’nın kızı bu güzel ilçeye ‘Urli’ adını veriyor. Zaman içerisinde bu isim ‘Urla’ olarak değişerek günümüze kadar geliyor.
Urla coğrafi konum olarak İzmir’e 35 km, Çeşme’ye 55 km uzaklıkta. Eskiden yaz aylarında tatilcilerin tercih ettiği bir lokasyon olan Urla, günümüzde on iki ay boyunca yerli ve yabancı turist akınına uğruyor. Urla’nın İzmir Adnan Menderes Havalimanına uzaklığı 57 km. Urla’da iklim yazlar sıcak, kışlar ılık ve yağışlı geçiyor, deniz sezonu ise Nisan ayı itibariyle başlıyor.
Şimdi gelelim Urla hakkındaki anekdot ve önerilerime…
• Urla, Nobel ödüllü ünlü Yunanlı şair Yorgo Seferis ve edebiyatımızın ölümsüz yazarlarından Necati Cumalı’nın yaşamını sürdürdüğü bir yer. Necati Cumalı adına açılan bir müze ve anı evi de Urla merkezde yer alıyor. Mutlaka ziyaret edin.
• Necati Cumalı’nın en önemli eseri olarak belirtilen ‘Susuz Yaz’ hem Urla’da yazılmış hem de Urla’da filme alınmış. Türk Sinemasının bu zamansız klasiğini izlerseniz eski Urla’ya dair eşsiz görüntüler yakalayacaksınız.
• Tarihinde ve günümüzde zeytin çok önemli bir yere sahip. Türkiye’nin en kaliteli ve leziz zeytinyağları bu bölgeden elde ediliyor.
• Yine üzüm bağları ve şarap üretimi olarak Urla, Türkiye’de yer alan en özel bölgelerden bir tanesi. Urla’da birçok şarapevi ve şarap markasına rastlayacağınızı şimdiden söyleyebilirim.
• “Urla’nın geçmişi geleceği olacak!” sloganı ile yola çıkan Urla Bağ Rotası’nda altı tane butik şarap evi bulunuyor. Bunlar URLA, MMG, Mozaik, Urlice, USCA ve Limantepe.
• Urla’ya bağlı birçok köy de günümüzde popüler ziyaret merkezleri oldu. Eğer Urla’ya gelirseniz bu köyleri görmeden sakın bu özel bölgeden ayrılmayın. Onlar neler mi? Dingin köy yaşamıyla Barbaros Köyü, eski bir Rum köyü olan Balıklıova, şirin bir balıkçı kasabası olan Özbek Köyü, ilk köy tiyatrosuna sahip oluşu ile ünlü Bademler Köyü ve Bizans hamamlarına ev sahipliği yapmış Gülbahçe.
• Urla kıyılarında denize girip arkadaşlarınızla sayısız güzel anıya imza atacağınız birçok şahane plaj da mevcut. Bunlar; Demircili, Altınköy, Çeşmealtı Mavi Plaj ve Aydilek Koyu. Ayrıca Çeşmealtı Sahili, Kalabak Sahili, Deniz Yıldızı Plajı, Bodrum Koyu ve Kum Denizi Plajı’da bu ilçenin tertemiz diğer plajları.
• Vehbi Koç Vakfı, TINA Türkiye Su altı Arkeolojisi Vakfı ve Urla Belediyesi’nin işbirliğiyle, Ankara Üniversitesi Mustafa Vehbi Koç Deniz Arkeolojisi Araştırma Merkezi de Urla’da bulunuyor. Burası yakında ziyarete açılacak bir müzeye dönüşmek üzere.
• Türkiye’nin en iyi ve lezzetli enginarları da Urla’da yetiştiriliyor. Her yıl Nisan ayında ‘Uluslararası Enginar Festivali’ düzenleniyor. Ziyaret planınızı bu eşsiz festival tarihine denk düşürürseniz harika zaman geçireceğinizi düşünüyorum.
• Urla’da yine her yıl “Mart Dokuzu Ot Festivali” de düzenleniyor.
• Üzüme ve incire balın, zeytine yağın düştüğü gün olarak kabul edilen Bağbozumu Şenliği her yıl 14 Ağustos’ta Urla’da kutlanıyor.
• Cumartesi ve Pazar günleri Urla’da olursanız İskele Pazarı’na uğrayıp sayısız organik ürün çeşiti arasında kaybolmanızı ve alışveriş yapmanızı tavsiye ediyorum.
• Instagrammer’lar için harika bir yer önerisinde bulunacağım. Osmanlı Devleti döneminde Fransızlar tarafından bulaşıcı hastalıkları önlemek maksadıyla kurulmuş olan ‘Karantina Adası’. Burası Urla’ya geldiğinizde mutlaka gitmeniz gereken yerlerden birisi. Şanslı olup içeriye de girebilirseniz eşsiz kareler yakalayacağınızı şimdiden söyleyebilirim.
• Ve Urla’nın kalbi, Sanat sokağı olarak geçen Zafer Caddesi. Yan yana dizilen tasarım butikleri, konsept mekanlar, sahaf, seramik ve antika tezgahları sizi mest edecek. Bir diğer olmazsa olmaz Instagram durağınız ise ‘Urla Sanat Sokağı’ olmalı.
• Sanat Sokağı sonrası diğer istikamet ‘Malgaca Pazarı’. Urla merkezde yer alan bu pazar meydanı hediyelik el işi ürünler arayanların durağı olmalı. İsminin pazar alışverişi sırasında söylenen ‘Mal kaça?’ cümlesinden geldiği rivayet ediliyor. Bu meydanda mutlaka koruk suyu ve limonata içmelisiniz. Türk kahvesi de inanılmaz leziz.
• Urla Çeşmealtı gece pazarında mutlaka bir alışveriş turuna çıkın. Hem ekonomik ve hem eğlenceli bu pazar, gününüze keyif katacaktır.
• Urla – Çeşmealtı Güvendik Tepesi’nde gün batımını izlemeniz şart. Böyle bir güzellik olamaz.
• Urla’da mutlaka gitmeniz gereken cafe ve restaurantlar ise; Urla’nın meşhur katmerini tadacağınız ‘Ünal Kardeşler’, Geleneksel Urla yemeklerini eşsiz yorumlayan ‘Beğendik Abi Lokantası’, deniz ürünlerinde adeta bir manifesto sunan ‘Özbek – Akın’ın Yeri Restaurant’, şahane kahvaltıları ve özel günlere uygun hazırladığı konsept yemekleri ile ‘Fırın Vourla’ , İtalya’daki ‘forneria’ tarzında sokak pizzacılarını andıran müthiş leziz pizza evi ‘Pizzeria Luna Romana’, yeni nesil üçüncü dalga kahveci ‘Baristocrat’, Urla’nın gastronomi alanında en görkemli ve şöhretli restaurantı ‘OdUrla’ ve son olarak Urla lezzetlerini füzyon mutfağı ile sunan ‘Teruar Urla’.
• Bölgede ayrıca harika bir bakery de hizmet veriyor. Adı ‘Mia Co’. Genç pasta şefi Güliz Kavurmacı ve eşi Ozan Kavurmacı’nın sahip olduğu Mia Co, beş yıldır ciddi bir hayran kitlesi edinmiş durumda. Balçova ve Narlıdere sonrası üçüncü şubeleri Mia Co Yelki ile tatlı alanında fırtına gibi esiyorlar. Buraya mutlaka yolunuz düşsün ve Güliz Hanım’ın muazzam San Sebastian Cheesecake’ini deneyimleyin. Instagram adresleri ise @miacoizmir.
Memleketim Urla’ya dair daha sayısız şey sıralayabilirim fakat bu haftaki yazımın sonuna gelmiş bulunmaktayım. Dilerim en kısa sürede Urla’da olur ve bu güzellikleri yerinde deneyimlersiniz.
Kaynak: Brandlife / Doğuş Bengi