Dünya sanat tarihinin en önemli eserleriyle göz göze gelebileceğiniz üç ünlü müze.
Bu sıralar, yani pandemi döneminde en özlediğiniz şeyler nedir? Benim kendi adıma bu soruya ilk cevabım ‘müze gezmek.’ Bu haftaki yazı konumu da bu özlemim belirledi aslında. Daha önce ziyaret etme fırsatı bulduğum üç önemli müze ve sahip oldukları değerli koleksiyonlar bu yazıda huzurlarınızda olacak.
Belki sizin de gittiğiniz, belki de merak ettiğiniz bu üç görkemli müze için yolculuğumuz başlasın..
Prado Müzesi – Madrid – İspanya
Bu görkemli müze tam da Madrid’in kalbinde yer alıyor. Dünyanın en önemli ve özel sanat koleksiyonlarına ev sahipliği yapması açısından oldukça merak uyandıran bu müze her yıl milyonlarca sanatseveri ağırlıyor. Bu müzenin diğer müzelerden en önemli farkı ise; sahip olduğu eserlerin bizzat İspanyol Kraliyet ailesine ait olması. Müzede 12. yüzyıldan 19. yüzyılın ilk çeyreğine kadar yapılmış resim ve heykel koleksiyonları tüm görkemiyle yer alıyor. Prado koleksiyonunda 20 binden fazla resim, çizim ve baskı, binlerce heykel, antik eşya var. İspanya Kralı III. Charles mimar Juan de Villanueva’ya 1785 yılında bir müze binası siparişi veriyor. Savaşlar nedeniyle ise yapı 1819’da tamamlanıyor. Sahip olduğu koleksiyonun artması ve genişlemesi ise 1868 yılına tekabül ediyor. Binanın ilk adı ‘Kraliyet Resim ve Heykel Müzesi’. Müze binası oldukça ferah ve havadar. Her sanatçı için ayrı bir bölüm var. Kaybolmamak adeta olasılıksız. Bina girişinde size verilecek olan broşürler ise olmazsa olmazınız.
İçinde görmeniz gereken 18 adet eşsiz & önemli sanat eseri bulunuyor. Bunlar;
Bosch, The Garden Of Earthly Delights,
Dürer, Adam And Eve,
Tintoretto, Christ Washing The Disciples’ Feet,
Velazquez, Las Meninas,
Rubens, The Three Graces,
Goya, The Naked Maja,
Goya, Saturn Devouring His Child,
El Greco, Knight With His Hand On His Chest,
El Greco, The Holy Trinity,
Fra Angelico, The Annunciation,
Van Der Weyden, Descent From The Cross,
Mantegna, The Death Of The Virgin,
Titian (Tiziano), Danae And The Shower Of Gold,
Titian (Tiziano), Charles V At Mühlberg,
Ribera, Jacob’s Dream,
Raphael, The Cardinal,
Rembrandt, Judith At The Banquet Of Holofernes,
Murillo, The Immaculate Conception şeklinde…
Prado müzesi dünyanın en önemli ve kalabalık müzelerinden birisi olduğu için biletinizi online almanız ideal olacaktır. Müzenin internet sitesi www.museodelprado.es. Çok iyi yönetilen bir Instagram hesapları da var; @museoprado.
Prado; 1 Ocak, 1 Mayıs ve 25 Aralık resmi tatil günleri dışında her gün ziyarete açık. Müze 10:00 ile 20:00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor. Sadece Pazar günleri akşam 19:00’da ziyaret sonlandırılıyor. Giriş ücreti tam 15 € indirimli 7,5 € şeklinde. Kapsamlı tur ücreti ise 24 €.
Rijks Müzesi (Rijksmuseum) – Amsterdam – Hollanda
Bu müzeye aşığım. İmkanım olsa her yıl mutlaka ziyaret ederdim. Daha önce üç kez gitme fırsatı bulduğum Rijks’ı bu yazıda anmazsam tabii ki olmazdı. Hollanda sanatına ve tarihine önemli bir ışık tutan bu müze yine çok fazla sayıda ziyaret alan müzelerin başında geliyor. Müze büyük bir ana bina ve küçük bir ek binadan oluşuyor. Oldukça görkemli olan bu yapı üç katlı. Refah içindeki Hollanda toplumu tarafından 1800 yılında hizmete açılan Rijksmuseum daha sonra Kral Louis Bonaparte (Napolyon’un kardeşi) tarafından Amsterdam’daki Kraliyet Sarayı yerine taşınıyor. 1885’de Hollandalı mimar Pierre Cuypers, Gotik ve Rönesans stilleriyle yeni bir bina yapıyor. Müze son haliyle buraya konumlanıyor. 2013’de restorasyon çalışmaları bitince tekrar açılışı yapıldı. Müzenin adı Kraliyet Müzesi / Devlet Müzesi anlamına geliyor.
Hollanda için önemli eserler Rijks’ın birinci katında sergileniyor. Müzede, 1400-1900 yılları arasındaki dönemi kapsayan bir milyondan fazla sanat eseri ve tarihi değer taşıyan eser var. Fakat bunların sadece sekiz bin adeti sergi salonunda bulunuyor. Bu eserlerin iki bin tanesi ise Hollanda’nın altın zamanlarında yapılan eserler olarak işaretlenmiş. Müzenin giriş katı ‘Onur Galerisi’. Burada 17. yüzyıl sanatçılarının eserleri var. Birinci katta ise Rembrandt ve Jan Vermeer’in eserleri ön plana çıkıyor. Birinci katta ayrıca Avrupalı sanatçıların eserlerinin sergilendiği “Avrupa Resim Bölümü” de var. Müzenin ikinci katı ise tamamıyla 20. yüzyıl sanatçılarına ait.
Müzede mutlaka görülmesi gereken eserler ise;
The Night Watch, Rembrandt,
The Milkmaid, Johannes Vermeer,
Celebration of the Treaty of Münster,
The Singel Bridge, George Hendrik Breitner,
The Threatened Swan, Jan Asselijn,
Marten and Oopjen, Rembrandt,
Hendrick Avercamp’ın ‘Kış Manzarası’ ve The Cuypers Kütüphanesi.
Müze, Amsterdam’ın Van Gogh Müzesi’nden sonra ikinci en çok ziyaret edilen müzesi. Giriş için online bilet yöntemini seçmeniz şart. Yoksa uzun kuyruklarda günün yarısını kaybedebilirsiniz. İnternet sitesi; www.rijksmuseum.nl/nl.
Yine çok sevdiğim bir Instagram hesapları var @rijksmuseum. Takip etmeniz önerilir. Müze tüm yıl tüm günlerde sabah 9, akşam 5 arası saatlerde açık. Hatta yılın ilk günü, bayramlar hatta Christmas dahil! Müzenin en yoğun günü ise Cuma. Giriş ücretleri yetişkinler için 19 € , 18 yaş altı için ise ücretsiz. Ayrıca ‘Museumkaart’ ve ‘I Am Amsterdam City Card’ sahibi iseniz yine ücretsiz.
Louvre Müzesi – Paris – Fransa
Gelelim Louvre’a. Bu müthiş müze dünyanın en büyük ve ünlü sanat müzesi. 72 bin metrekarelik dev bir alana yayılmış olan bu müze ölmeden önce ziyaret etmeniz gereken yerlerin başında geliyor.
Burası başlangıçta bir kale olarak inşa edilmiş, sonra Kraliyet Sarayı olarak kullanılmış ve Fransız devrimini takip eden 1793 yılında müzeye dönüştürülmüş. İlk devlet müzesi olarak anılıyor. İçinde yüzlerce sayıda paha biçilemez eser ve birbirinden değerli antika koleksiyonu var. Günümüzde 35.000’e yakın eser ve 380.000’den fazla objeyi ziyaretçileri ile paylaşıyor.
Bu müze haftalarca gezilse bile bitiremeyeceğiniz büyüklükte olarak tasvir ediliyor. Bazı yerlerde ise Louvre Müzesi sadece ansiklopedilere sığabilir şeklinde betimleniyor. Kral I. François tarafından Michelangelo, Leonardo Da Vinci, Rosso, Raphael gibi ustaların eserleriyle temelleri atılan Louvre Müzesi Koleksiyonu, bugün İtalyan, Fransız, İspanyol ressamlar olmak üzere dünyaca ünlü birçok sanatçının eserleriyle donatılmış. Müze binası Sully, Richelieu ve Denon isminde 3 ayrı kanat ve 8 ana departman ve onlarca bölümden oluşuyor.
Louvre’da mutlaka görülmesi gereken on eser şu şekilde belirtiliyor;
Mona Lisa, Leonardo da Vinci,
Les Noces De Cana (Cana’da Düğün),
Le Radeau de la Méduse (Medusa’nın Salı),
La Liberté Guidant le Peuple (Halka Yol Gösteren Özgürlük),
The Winged Victory of Samothrace (Semadirek Kanatlı Zaferi),
Pallas de Velletri (Velletri Athenası),
Le Sacre de Napoléon (Napolyon’un Taç Giyme Töreni),
The Dying Slave and the Rebellious Slave (Ölmekte Olan Köle),
Cupid’in Öpücüğü ile Hayata Döndürülen Psyche,
Venus de Milo (Milo Venüsü).
Louvre Müzesi ziyaret saatleri Pazartesi, Çarşamba, Perşembe, Cuma, Cumartesi ve Pazar günleri 09:00-18:00 saatleri arasında, müze Salı günleri kapalı. Biletinizi online almanız yararınıza olacaktır. İnternet sitesi www.louvre.fr/en Instagram adresi ise @museelouvre. Çok keyifli… Takip etmenizi öneririm.
Müze ile ilgili vereceğim son bilgi ise 2019 yılında müzeyi 10.4 milyon kişinin ziyaret ettiği. Bu kesinlikle bir rekor. Müzenin butiğini de mutlaka ziyaret edin. Sayısız güzellikteki hediyelikler size keyif verecek. Giriş ücreti yetişkinler için 17€ – 18 yaş altı AB vatandaşları için ise ücretsiz.
Umarım bu yazı sizin için mini bir müze rehberi olabilmiştir. En kısa sürede sağlıkla ve özgürce seyahat planı yapacağımız zamanların gelmesini hepimiz için temenni ederim.
Kaynak: Brandlife / Doğuş Bengi