Pizza Kulesi, 198 yılda tamamlandı. Eğikliğini muhafaza için 20 milyon sterlin harcandı. Pisa kentinde Sinop’tan getirilen toprakların mimaride kullanılması ise dikkatlerden kaçmıyor
Pisa Kulesi, İtalya’nın Toskana Bölgesinin Pisa şehrinde yer alır. 8 katlı yapının yüksekliği 55 metre çapı ise 16 metredir. Kulenin yapımına 1174 yılında başlanmış ve savaşlar nedeniyle ara verilerek toplamda 198 yılda tamamlanmıştır.
Yapıldığı tarihten itibaren eğilmeye başlayan kulenin yapımı bittikten sonra toprak çökmesiyle eğilişi artmıştır.Kulenin eğriliği 4 metre 41 cm’dir. Dünyanın en çok ziyaret edilen turistik yapılarından olan Pisa Kulesi, dünya mirası listesinde yer alır.
Çan kulesi olarak düşünüldü
Kilisenin önemli isimleri tarafından,Pisa kentinin başarılarını ve zenginliğini temsilen Miracolli Meydanı’nda 3 anıt yapılmasına karar verildi. Bu yapılardan en büyüğü Duomo Katedrali, diğeri Vaftizhane ve sonuncusu ise Çan Kulesi oldu. 9 Ağustos 1173 yılında başlanılan Çan Kulesi ilk olarak yapıldığında 54 m olsa da kulenin mimarı, 100 m daha yükselmesini planladı. Bu nedenle 700 metreküp kırma taş ve harçtan oluşturulan spiral biçimindeki temelin duvar kalınlığı ise 3.57 metreyi buluyordu.
Kireçtaşı ve mermer kullanıldı
Kule konstrüksiyonunun ana malzemeleri olarak da kireç taşı ve mermer kullanıldı.Kulenin ilk katı, sağır kemerli ismi verilen duvarlardan ve klasik başlıklı sütunlardan oluşuyordu. 1178 yılında konstrüksiyon, 3. kata ulaştığında kule yavaş yavaş içeri doğru batmaya başladı. Bunun nedeni olarak da 3 metrelik temelin zayıf, ince kum, kil ve deniz kabuklarından oluşması öne sürüldü. Ayrıca iki nehrin birleştiği yerde lagün üzerine inşa edilen Pisa kentinin alüvyonlu toprağı da mimari yapılar için zayıf bir zemin oluşturmaktaydı. Bu da tasarımın henüz yapım aşamasından itibaren kusurlu olduğu gerçeğini ortaya koyuyordu.
Zayıf toprak kuleyi eğdi
Pisa Kulesi’nin bir kilisenin çan kulesi olarak yapılmaya başlandığı inanışları da bulunur.Her katı sütunlar üzerinde yükselen kulenin ilk katında 15, sonraki 6 katında ise 30’ar sütun bulunur. 8. katında ise 12 sütun kullanılmıştır.Kulenin ilk katının duvarları 4, sonrakilerin kalınlığı ise 2 metredir. Bu duvarların hepsi mermer ile kaplanmıştır.Kulenin derinliğine bakıldığında sadece 3 metre olduğu görülür.Kulenin eğrilme nedeni olarak toprak yapısının zayıflığı gösterilir.
Eğimi düzeltme çabaları
Herkesin inşasının tamamladığını düşündüğü Pisa Kulesi için eğimi dengelemek adına yeniden eklemeler yapıldı. Güneye doğru olan eğimi dengelemek için yedinci kornişten güney kısmına 6 basamak, kuzey kısmına ise 4 basamak eklendi. Çan odasına ise her biri bir notaya denk gelecek biçimde toplam 7 çan yerleştirildi. 8 katı ile yaklaşık 55 metreyi bulan Pisa Kulesi, 1372 yılında sonunda tamamlanmıştı.
7 çan 7 müzik notası
Galileo’nun, bütün cisimlerin aynı hızla ve aynı fizik kanununa uyarak düştüklerini farklı ağırlıklardaki iki top güllesini bu kuleden aşağı bırakarak gözlemlediği iddia edilmiştir.Yıkılma şamasına geldiğinde kule, 20 milyon sterlinlik projeyle kurtarıldı.Mimarı tam olarak bilinmediğinden ötürü kayıtlarda sadece Bonanno Pisano, Gherardo di Gherardo, Giovanni Pisano ve Giovanni di Simone isimleri geçmekte. Kule içinde yedi çan var. Her çan, bir müzik notasını temsil eder.
Pisa’da Sinop Müzesi’nin işi ne?
Pisa’da bulunan “Sinopia Müzesi”nin ilginç bir tarihi var….sinopbilke.com’da Pisa mimarisi ile ilgili anekdot dikkat çekici:
“Burada sergilenen yapıtların, Sinop’tan getirilen özel bir toprakla yapılmış olmasıdır. Bu yapıtlar ise daha sonra tamamlanacak fresklerin eskizleri, hazırlayıcı taslaklarıdır. Bunlar bu müzenin hemen yakınındaki “Camposanto”dan 1944 yangınından sonra getirilmiştir. Taslak ve tek renkle yapılmış olmasına rağmen ‘sinopia’lar, tarihsel belge olarak değil, yeni açığa çıkan, ilginç sanat verimi olarak değerlenmektedirler.
Sinop toprağıyla yama yapıldı
14. ve 15. yüzyıllarda, belki de uzun sürelerce Sinop toprağı Pisa’ya gelmiş, freskin en büyük ustalarınca kullanılmıştır. Temmuz 1944’te savaş süresinde Pisa’da Camposanto’ya düşen bir bomba yangına neden oluyor. Yangında damın alt yapısı olan tüm kurşunlar eridi. Bunlar duvarlara, yani o ünlü fresklerin üzerine aktı. Freskler duvarlardan sökülerek yere düştü. İşte onların sıyrıldığı bu yerlerden Sinop toprağı ile yapılmış taslaklar beliriyor. Duvarlarda kalıyor, onlara sinopia adı veriliyordu. Yangın sonunda harap olan, zarar gören kurtarılması gereken bu fresklerin ardından sanatçıların kullandıkları yöntemler, kullandıkları nesneler de belli oluyordu. Sinopia’lar tek, tek duvarlardan çıkarılarak panolara aktarıldı ve onlarla oluşan müzeye Sinop’un adı verildi…Sinop toprağının eşleştirilmesi, fresklerde kullanılan kırmızı mürekkep gibi olma özelliği taşıması,toprağın numunelerinin SİNOP’tan alınması dikkat çekicidir.”