Arslan BULUT’un Yeniçağ Gazetesi’ndeki yazısı;
Türk çocuğuna Vahdettin aşısı!
Günümüzde Atatürk‘e yönelik sistematik saldırılar, Halide Nusret Zorlutuna‘nın “Türk çocuğu! İyice bak ve tanı” şiirini akla getiriyor:
“Türk çocuğu! İyice bak ve tanı:
İstiklâl güneşi bu baştan doğdu;
Salgından kurtardı güzel vatanı,
Bütün düşmanları yurdundan kovdu.”
Günümüzde ise Mersin’de Çamlıyayla İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü, Çamlıyayla Ülkü Ocakları’nın okullarda dağıtmak istediği Atatürk‘ün eseri Nutuk için izin vermedi.
Çamlıyayla İlçe Millî Eğitim Müdürü Mustafa Bakkal imzasıyla başvuruya verilen cevapta, kitapta “Osmanlı Padişahı Vahdettin’e yönelik ‘soysuzlaşmış, alçak’ ve dönemin Osmanlı Hükümeti’ne yönelik ‘aciz, haysiyetsiz ve korkak’ ifadeleri kullanıldığı… ‘Atatürk’ün elinde sigara gösterilerek’ öğrencilere olumsuz örnek teşkil edecek ögelere yer verildiği” gerekçesiyle ret kararı verildiği ifade edildi!
***
Şimdi Türk çocuğu sadece Atatürk‘e ve yaptıklarına değil, bu duruma da bakmalı ve Türkiye’nin neden bu hale geldiğini yani neden Atatürk‘ü değil de Vahdettin‘i sevenlerin eline geçtiğini görmelidir.
Öyle ya, bir Millî Eğitim Müdürü, Atatürk‘ün eserini, Vahdettin‘e hakaret etmiş gerekçesiyle okullarda dağıtmak istemiyorsa, bu durum sadece onun kararı değildir. Hakkında usulen bir soruşturma başlatılacak olsa bile Vahdettincilik artık bir kitlenin rehberidir.
Vahdettin, bir İngiliz gemisiyle vatanından kaçmıştır! Buna mı saygı gösteriyorlar?
Dolayısıyla, Türk çocuğunun ecdadına bakarak kendisini tanıması yeterli olmuyor; İngiliz işgalini savunanların, “Keşke Yunan galip gelseydi” diyenlerin nereden türediğini de görmesi gerekiyor!
***
Dikkat ettiyseniz, şiirde, Atatürk‘ün vatanı salgından kurtarması, düşmanları yurttan kovmasından önce geliyor! Çünkü Türk çocuğunun her şeyden önce var olması gerekiyor! Türk çocuğu olmayınca, vatanı kim koruyacak?
Bugünkü Türkiye ise nüfusuna oranla, salgında dünya birincisi! Şimdiki salgında üretilen ve bilimsel onaydan geçmemiş, üreten şirketlerin sorumluluk kabul etmediği aşıların, uzun vadede ne gibi sonuçlar doğuracağı belli değil! Genetik yapıya göre farklı aşı üretmenin mümkün olduğu da değerlendirilerek her ülkeye aynı aşının gönderilip gönderilmediği de dikkate alınmalıdır!
Zira şimdiki hedefleri Türk çocuğunu aşılamaktır! Anlaşılan Vahdettin aşısı yetmemiş, Türk tarihinin ve dolayısıyla Türk kimliğinin hakkından da gelememişler ki başka yollar denemeye çalışıyorlar! “Bunu nereden çıkarıyorsun, bunlar komplo teorisi” diyenler, bütün aşılara finans desteği veren Bill Gates‘in 2011 yılında, “Dünyada bugün 6,8 milyar insan var. Bunun 9 milyara çıkması bekleniyor. Eğer aşılar ve sağlık hizmetlerinde ilerlersek, bunu belki yüzde 10-15 kadar düşürebiliriz” dediğini de iyi biliyor!
***
Bu arada Türkiye İstatistik Kurumu, 2020 yılına ait çocuk istatistiklerini açıkladı. Buna göre Türkiye nüfusunun yüzde 27,2’si çocuk. Nüfusu 83 milyondan fazla olan Türkiye’de çocuk nüfusunun sayısı, geçen yıl sonu itibariyle 22 milyon 750 bin 657 olarak belirlendi.
“Amerika’nın Sesi” ise konuyla ilgili kapsamlı haberinde “Birleşmiş Milletler tanımına göre 0-17 yaş grubunu içeren çocuk nüfus, 1970 yılında Türkiye’nin neredeyse yarısını oluştururken (yüzde 48,5) bu oran giderek geriledi. Yıllara göre nüfus projeksiyonlarının yer aldığı TÜİK verileri, bu oranın giderek düşeceğini de gösterdi. Türkiye nüfusunun yaşlanması anlamına gelen bu projeksiyona göre, çocuk nüfus oranı 2025 yılında yüzde 26,6, 2030 yılında yüzde 25,6, 2040 yılında yüzde 23,3, 2060 yılında yüzde 20,4 ve 2080 yılında yüzde 19 olacak.” bilgilerini derledi.
Var olmak için daha uyanık olmak gereken bir dönemdeyiz… 23 Nisan uyarısı olsun…
Kaynak Yeniçağ: Türk çocuğuna Vahdettin aşısı! – Arslan BULUT
—————————————————————————————————–
Yüce Türk Milleti, 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı’n kutlu olsun.
Tanrı Türk’ü Korusun..