Avrupa Süper Liginde İspanyol devleri Real Madrid – Barcelona ve İtalyan Juventus .
Ayrılıkçı Avrupa Süper Ligi’nin kurucu kulüplerinden Juventus başkanı Andrea Agnelli projenin artık devam edemeyeceğini söylemesi gündemi değiştirdi.. Agnelli, altı İngiliz kulübünün çekilmesinin ardından ligin artık geçerli olmadığını sözlerine ekledi. Agnelli’nin açıklamasından kısa bir süre sonra, İspanyol kulübü Atletico Madrid ve İtalyan tarafları AC Milan ve Inter Milan artık ayrılık liginde yer almayacaklarını açıkladılar. Avrupa Süper Lig’de sadece üç kulübün kaldığı anlamına geliyor İspanyol devleri Real Madrid – Barcelona ve İtalyan Juventus.
Projenin ayrılanlar sonrasında gerçekleşip gerçekleşmeyeceği sorulan Agnelli, Avrupa futbolunun değişmesi gerektiğine ikna olduğunu ve ayrılık girişiminin nasıl yapıldığına dair hiçbir pişmanlığının olmadığını söyledi. Bu projenin güzelliğine inanıyorum ifadesiyle açıklamasını bitirdi.
Tartışmalı Avrupa Süper Ligi projeden ayrılan ilk takım Manchester City oldu ve City’yi daha sonra Chelsea, Manchester United, Liverpool, Tottenham ve Arsenal izledi. Premier Lig’in ‘büyük altılısı’ planlanan ayrılıktan çekilirken, Avrupa Süper Lig detayları adeta “Süper ayrılık” başlığı altında toparlandı.
The League Managers Association – İngiliz kulüplerinin önerilen ayrılıkçı Avrupa Süper Ligi’nden çekilme kararını memnuniyetle karşıladı ve ani girişimi “Futbolun tarihi ve bütünlüğü böylesine bariz şekilde göz ardı edilerek, oportünizm tarafından yönlendirilen gizli gizli anlaşma” şeklinde nitelendirildi. Bu sabah Atletico Madrid, Inter Milan ve AC Milan da uzaklaştıklarını doğruladı ve 12 kurucu üye kulübünden geriye sadece Real Madrid, Barcelona ve Juventus kaldı. Bu üç kulüpten şu satırları yazdığım dakikalara kadar henüz konuyla ilgili bir açıklama gelmedi.
Spor hukuku uzmanı Dr Katarina Pijetlovic, Sky Sports’a Kulüplerin kasıt için yaptırım gerekçeleri var mı? sorusunu şöyle cevapladı: “Kulüplerin yerel maçlarda oynamasını yasaklamak açısından, evet. Bu hem yasal hem de pratik olarak geçerli bir tehditti. UEFA ve FIFA’nın bunu yapmak için düzenleme yetkisi var. Ön onay, yaptırımlar olacaktır. Özellikle yükselme ve küme düşme sistemine dahil etmeyen kapalı bir ligde. Oyuncuların Dünya Kupalarında veya Avrupa Şampiyonalarında oynamasının yasaklanması açısından bu daha tartışmalı bir konu olurdu. Gereğinden daha ileri götürülebilir. Yasal olarak, oyuncuların kulüplerin yaptıkları üzerinde hiçbir kontrolü olmadığı için bunun orantılı olmayacağı iddia edilebilir. Onların koruyuçu sözleşmeleri var.”dedi. İkinci Premier Lig’in Big Six – Büyük altılıyı ayırt edebilir miyiz? sorusuna ise Dr Katarina Pijetlovic şöyle cevap verdi ; “Siyasi olarak işe yaramayacağı için olacağından şüpheliyim. UEFA başkanı Aleksander Ceferin’in bu kulüpleri ‘kollarını açarak’ karşılayan tepkisini gördük. Bu açıkça UEFA’nın da rahatlamasının bir işaretiydi. Benim fikrim, Avrupa Süper Ligi’nin UEFA’ya hiçbir zaman yasal bir tehdit olmadığı yönündeydi. Eğer bunu gerçekleştirmiş olsaydı, Avrupa Komisyonu önerilen formatta asla yasal incelemeden sağ çıkamazdı.”