Cenaze merasimleri her ailede olduğu gibi, sevdiklerimize veda etme zamanıdır. Kraliyet ailesi için ne kadar farklı olduğunu St. George’s Şapeli’nde düzenlenen törende bir kez daha gördük. Kraliçe II. Elizabeth’in 73 yıllık eşi Edinburgh Dükü Prens Philip son yolculuğuna uğurlanırken, Windsor Şatosu’nda düzenlenen pek çok etkinlik gibi bir kez daha dünyanın gözleri üzerlerindeydi.
Covid -19 kısıtlamalarına rağmen, muhtemelen Edinburgh Dükü Prens Philip’in arzu ettiği türden bir cenaze töreni anlamına geliyor. Basına yansıdığı detaylara girme arzusunda değilim. Kraliçe’nin dikkatini dağıtmaktan kaçınmak ve ilgi odaklarını başka alanlara çekmemek adına, tören sırasında askeri üniforma giymeme kararı bile verildi.Diğer ince detayı zaten yarın sabahtan itibaren medya haftalarca yazacak çizecek ve meraklılarına konuşacaktır.. Kraliyet Ailesi son yıllarda bilindiği gibi çeşitli aile içi zorluklar yaşadı.
Kraliyet cenaze töreninde ek odak noktasının; Kraliyet ailesinin yaşamları boyunca bu kadar etkili bir varlık olan, Edinburgh Dükü Prens Philip olması istendi.
Prens Philip’in istekleri doğrultusuna sağdık kalındı, askeri bağları ve yaşamının kişisel unsurları yansıtıldı.
Kraliyet Denizcileri ve Grenadier Muhafızları başta olmak üzere, 730’dan fazla silahlı kuvvet üyesi katıldı, ancak koronavirüs kuralları uyarınca St George Şapeli’nde 30 yaşlı aile bireyi sınırı vardı. 94 yaşındaki Kraliçe eşi Prens Philip ile birlikte oturduğu kendine ait bölümde bu kez tek başınaydı. Birleşik Krallık’ta ve Cebelitarık’ta dokuz yerde törenle yapılan top atışı, ulusal bir dakikalık sessizliğin başlangıcı ve bitişini işaret etti. Sessizliğe denk gelmek için Heathrow’da altı dakika boyunca hiçbir uçak inmedi veya kalkmadı ve tüm önemli spor etkinlikleri cenazeyle çatışmayı önlemek için yeniden planlandı. BBC “Kraliyet Ailesi, Dükün ‘mizahını ve insanlığını’ onurlandırıyor” yorumunu yaptı. Buckingham Sarayı, cenaze planlarının halk sağlığı kurallarını dikkate alacak şekilde değiştirildiğini söyledi. Cenaze töreni tamamen Windsor Şatosu arazisi içinde yapıldı ve halktan orada veya diğer kraliyet konutlarında toplanmamaları istendi. Kraliçe II. Elizabeth’in 73 yıllık kocası ve tarihteki en uzun süre hizmet veren eşi Edinburgh Dükü Prens Philip, 99 yaşında Windsor Kalesi’nde öldü. Dük kısa süre önce hastanede bir ay geçirmiş ve önceden var olan bir kalp rahatsızlığı nedeniyle ufak bir operasyon geçirmişti.
YUNAN VE DANİMARKA KÖKENLİ
Asla kral unvanı verilmemiş olan Prens Philip potansiyel olarak Kraliçe unvanını geçeceği için ya da İngiliz vatandaşı olmadığı için -1947’de o zamanki Prenses Elizabeth ile nişanlanmadan çok önce kraliyet köklerine sahipti.
O ve Kraliçe II. Elizabeth de doğrudan Kraliçe Victoria aracılığıyla aile bağı vardı..
İngiliz kraliyet ailesi kayıtlarında belirtildiği gibi, Prens Philip Yunanistan Prensi Andrew ve İngiliz asıllı Battenberg Prensesi Alice’in beşinci çocuğu ve tek oğluydu. Babasının Yunan ve Danimarka kökenleri nedeniyle Philip, Yunanistan ve Danimarka Prensi Philip olarak biliniyordu.
Philip’in babası Prens Andrew – Yunanistan Kralı I. Konstantin’in küçük erkek kardeşiydi. Danimarka Kralı Christian IX’un torunu. Kayıtlara bakınca Prens Andrew her ne kadar yalanlasa da Yunan ordusu ile birlikte geri çekilirken Türk sivil halkına yaptığı zulüm özellikle Türk tarihçiler tarafında iyi bilinir. Prens Andrew Yunan ordusunun girdiği Türk köylerinde evlerin yakılması emrini veren kişidir. Bu sebeple askerler tarafından ‘kapsokalivas’ diye adlandırıldığı bizzat o tabur içinde görev alan Yunan askerleri tarafından, esir alındıklarında anlatılmıştır, memleketlerine döndüklerinde ise ifadeleri yayınlanan kitaplar içinde detaylarıyla yerini almıştır.
Philip’in babası Prens Andrew biyografisinde gaddarlığı dışında kısaca şu detaylar yer almakta ; Prens Andrew Küçük yaşta askeri eğitime başladı ve Yunan ordusunda subay olarak görevlendirildi. Komutanlık pozisyonları fahri olmaktan çok gerçek atamalardı ve Balkan Savaşlarında hizmet gördü. 1913’te babası suikasta kurban gitti ve Andrew’un ağabeyi Konstantin kral oldu. Kardeşinin Birinci Dünya Savaşı sırasındaki tarafsızlık politikasından duyduğu memnuniyetsizlik, kardeşinin tahttan çekilmesine yol açtı ve Andrew da dahil olmak üzere kraliyet ailesinin çoğu sürgüne gönderildi. Birkaç yıl sonra geri döndüklerinde, Andrew Yunan – Türk Savaşı’nda (1919 -1922) hizmet gördü, ancak savaş Yunanistan için kötü bitti ve Andrew kısmen Yunan topraklarının kaybından sorumlu tutuldu. 1922’de ikinci kez sürgüne gönderildi ve hayatının geri kalanının çoğunu Fransa’da geçirdi.
Edinburgh Dükü Prens Philip 1921’de Yunanistan ve Danimarka prensi Philippos Schleswig – Holstein Sonderburg – Glucksburg olarak Yunanistan’ın Korfu adasında doğdu.Prens Philip çok uzun süre Yunan adası Korfu’da ikamet etmedi.
Yunan – Türk Savaşı sırasındaki siyasi istikrarsızlık Yunanistan Kralı I. Konstantin’in tahttan çekilmesine neden oldu ve Prens Andrew ve Prenses Alice, Aralık 1922’de aileleriyle birlikte Korfu’dan ayrılmak zorunda kaldılar.
İngiltere Kralı V.George, aileyi Korfu’dan taşımak için bir Kraliyet Donanması gemisi gönderdi. O zamanlar 18 aylık olan Prens Philip, İngiliz kraliyet ailesinin web sitesine göre “turuncu kutudan yapılmış bir bebek karyolasında güvenli bir yere taşındı”. Prens Philip ve Kraliçe II. Elizabeth, Kraliçe Victoria aracılığıyla kuzenlerdi. Town & Country’ye göre, Philip’in annesi Prenses Alice, büyük büyükannesi Kraliçe Victoria’nın huzurunda 1885’te Windsor Kalesi’nde doğdu. Prens Philip’in annesinin 19. yüzyılda doğduğu Windsor Kalesi, Edinburgh Dükünün öldüğü yerdir.
Prens Philip, anne tarafından Kraliçe Victoria ile ilişkiliydi ve gelecekteki karısı, aynı kraliçeyle baba ailesi aracılığıyla akrabaydı.
Kraliçe II. Elizabeth ve Prenses Margaret’in babası Kral George VI, Kraliçe Victoria’nın büyük torunuydu. Bu sonuç Prens Philip ve Kraliçe Elizabeth’i üçüncü kuzenler yapar. Ardından, bu sebeple Prenses Elizabeth ve Philip çocukken ilk kez tanıştı .Gelecekteki Kraliçe ve Dük ilk kez 1934’te Yunanistan Prensesi Marina ve Danimarka’nın Kent Dükü Prens George düğününde bir araya geldi. O zamanlar Prenses Elizabeth 8 yaşındaydı ve Philip 13 yaşındaydı. Elizabeth 13 yaşındayken ailesiyle birlikte Kraliyet Deniz Koleji’ni ziyaret etti ve tekrar Prens Philip ile tanıştı. BBC’ye göre, o sırada eğitim gören bir öğrenciydi. Karşılaşmanın ardından birbirlerine mektup yazmaya başladılar. Town & Country’ye göre Philip o dönemde basında “sarışın bir Yunan Apollo”, “bir Viking” ve “herhangi bir film yıldızı kadar yakışıklı” olarak tanımlanmıştı.
İkili, Elizabeth 21 yaşına girdikten kısa bir süre sonra, Temmuz 1947’de nişanlandıklarını duyurdular. Aynı yıl, Philip, kraliyet ailesine göre, vatandaşlığa kabul edilen bir İngiliz vatandaşı oldu ve Yunan ve Danimarka Kraliyet ünvanından vazgeçti. Philip ayrıca, Mountbatten soyadını da benimsedi. Amcası Prens Louis, I.Dünya Savaşı sırasında aile adını Battenberg’den Mountbatten’e değiştirdi.
Prens Philip ve daha sonra Prenses Elizabeth, 20 Kasım 1947’de Westminster Manastırı’nda evlendi ve Prens Philip, Edinburgh Dükü, Merioneth Kontu ve Baron Greenwich unvanlarını kazandı.