Türk ! Kim için ne ifade ediyor ? Türk olmayanlar için pek bir anlamı yoktur.. Kelime anlamı bir yana, hissedenlerin anladıkları bizi ilgilendiriyor. Türk doğmak ! Benim için bir ayrıcalık. Tanrı’nın verdiği “olağan üstülük”. Bu kavramı bilirek ve isteyerek kullanıyorum. İsteyen istediği gibi gocunsun, hiç umurumda da değil. Ben bir Oğuz Türküyüm. Çepni boyundayım.
Şimdi gündem bu kadar dolu iken, bu Türkçülük nereden çıktı ? diyeceksiniz. Bizim genimizde “vuruşmak “var.. Şairin dediği gibi “gundağındakiler kalana kadar” vuruşmak var. Bu vuruşmak illa ki sıcak savaş anlamında değil tabii ki. Belki şu anda da “vuruşuyoruz”! Elimizdeki imkanlar çerçevesinde…
Son günlerde televizyonlara çıkan bazı “bilirkişiler” haykırıp duruyor. Yok şöyle, yok böyle.. Neymiş efendim “Yüce Türk Milleti” sözü darbeye teşebbüsmüş! Nedir bu Türklük antipadisi, anlamakta zorlanıyorum..
Yüce Türk Milleti kavramına gelince: İnsanın zoruna gidiyor! “ Yüce Türk “ kavramıyla yetişen bir nesil olarak!
Yıllardır kulaklarımın kimyası bozuldu. “Millet”, “millet” sözcüğü ile. Ya kardeşim bu milletin adı yok mu? Ne milleti? Arap milleti mi?, Kürt milleti mi? Emevi milleti mi? Bedevi milleti mi? Türk milleti olmadığı belli..
Politikacı olarak geçinen(!) hiç bir zevat da bu konuya değinmedi.. Söylenmek istenen Yüce Türk Milleti değil ya! Orası kesin.. Bari açıkça söyleyin. Mesela “İhvanı-ı Müslim Milleti” deyin. (Sizce kan bağının önemi yok ya..) Ya da baştacı edilen cemaat veya tarikatlardan birini söyleyin.. Ne olacak ki, bu halk ona da alışır. Nasıl olsa, kimse ses çıkarmaya cesaret edemez, merak etmeyin!
Bir de, “Hakimiyet Milletindir”, diye TBMM, adliyeler başta olmak üzere orada burada yaldızlı yazılar yazıyorlar. Ya kardeşim, bu milletin adı yok mu? Çıldırmak içten değil. Bu Türkler ne yaptı size? “ “Hakimiyet Kayıtsız Şartsız Yüce Türk Milletinindir” diyemiyor musunuz?
Acaba, hakimler hala, “Yüce Türk Milleti adına” karar verdiklerini açıklıyor lar mı? Veya …’in temel sloganı olan, “… Yüce Türk Milleti’nin Emrindedir” yazısı logoları veya birimlerin duvarlarını süslemeye devam ediyor mu? Ya da Polis Özel Harekat Dairesi ve şubelerinin duvarlarındaki ; “Ergenekondan Çıkış”, “İhtilalci Kürşad”, Türk milletinin sembolü “Bozkurt”, Atilla, Oğuzhan gibi yağlı boya “duvar resimleri” duruyor mu? Yoksa onlar da “modaya” uydu, TSK’daki yemek duasındaki Türkçe TANRI’yı kaldırarak yerine Arapca’sını tercih edenlere mi ayak uydurdu?
Dünya jeopolitik stratejinin yeniden dizayn edildiği günümüzde, her şeye rağmen kendine yakışır başarılı bir çizgide gidilirken, neden Türk Milleti’nin en derin noktasını incitiyor sunuz? Partiler üstü, politika dışı, tamamen varlığımızın nedeni olan Türklüğümüz’ü, alakasız yerlere çekerek küçük düşürme yarışına giren haysiyetsiz ve şahsiyetsizlere neden “yol” veriliyor ? Türk Milleti’nin birlik ve beraberliğe her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz bir dönemden geçtiğimizin farkında değil misiniz?
Bu topraklar, nasıl kanla sulanmış, atalarımız tarafından bizlere emanet edilmiş ise, en zor günlerde de bu ülkenin gerçek sahipleri yine gereğini yapacaktır. “Muhtaç olduğu kudreti damarlarındaki asil kandan alanlar”, bu vatana “zor günlerinde gerekli” olduklarının şuurundadır…
Nihat Genç’in “Yüce Türk Milleti” başlıklı yazısını okudum. Gerçi o konuyu , “amiraller bildirisiyle” bağlamış ama hiç fark etmez. “Hepsi aynı kapıya çıkıyor.” Vallahi neden yalan söyleyeyim; çok duygulandım. Moralim çok bozuldu. Biz Türkler ne duruma düşüyoruz, öz memleketimizde.. “Yüce Türk Milleti “demek suç mu oldu? Bu vatan için can alıp can verenlerin yıllarca gönül bağladığı siyasi yapıların “Gençliğe Hitabe”ye sadece sembolik sahip çıkmaları, “Ne mutlu Türküm” demekten kaçınmaları, Atatürk’ten uzak durmaları neye alamet? Siyaset koltuğu o kadar mı tatlı, vazgeçilmez ?
Yurt içi ve çevremizdeki gelişmelere şöyle bir bakınca, karamsal olmamak elde değil. Kendimizden vazgeçtik, çocuklarımızın, torunlarımızın geleceği aydınlık mı? Bu ülkeye ne oluyor? Nerede ise artık, “ Türküm” denmenin yadırgandığı bir ülkede yaşar olduk. “Birileri” üzülmesin, yanlış anlaşılmasın diye, dağlardaki “Ne mutlu Türküm” yazılarını dahi kazıtırlar! Ama, savaşa gelince, Bozkurt işaretiyle cepheye giden Mehmetcik’lerden de vazgeçemezler. Hatta başımıza kırk yıllık Turancı kesilirler.. “Sıkışınca kıçları – Adımız anılmasın” diyen ozan, ne kadar da haklıymış…
İstanbul sokaklarında, vapurda, tramvayda Türkçe ’den çok Arapça konuşulur, oldu.. Türkçe öğrenmeye ihtiyaç dahi duymuyorlar. Benim semtim Fatih. Dağ-taş Arapça yazıyla dolu. Güya Türkçe yılı ilan edildi! Bu ne iştir ? (Bu gidiş ile Araplar’ın gelecekte kesinlikle meclise de gireceklerinden ve HDP gibi hak iddia edeceklerinden kimsenin şüphesi olmasın. Bu belanın daha bir şeyini görmedik. Şimdilik yemeyelim yedirelim. Nasılsa yer yüzünde böyle bir çiftlik yok!) Türk milletinin iyiliği için, gelecek nesillerimizi düşünüyorsak, bu ülke Türklerindir diyorsak; Vatandaşlık alanların, vatandaşlığını iptal edilerek (Türkiye’de doğan 700 bin çocuğunkiler dahil), 5 milyon Suriyeli Araplar başta olmak üzere, tamamı gerekirse zorla sınır dışı edilmelidir. Gidişat iyiye gitmiyor. Bunların “misafirlikle” alakaları yok.. Kutsal vatanı bizler emanet eden, canlarını veren atalarımızın ruhuna olan saygımız için bu şarttır.
Nasıl bir proje uygulanıyorsa, Türklük “öcü” gibi bir şey olmuş. Sanki kovit! Yakın çevremde görüyorum, yıllardır hızlı milliyetçi olan emniyet müdürleri Orhun Türkçesi ile yazılan TÜRK yazısından dahi uzak duruyorlar. Emekli olmaları , insanların korkularını yenemiyor. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün Vatan Caddesi’ndeki ana binasının üzerinde bulunan, “akan ışıklı” panodaki “Ne Mutlu Türküm Diyene“ sloganını kaldırılıp, yerine “İstanbul Emniyet Müdürlüğü” Türkçe ve İngilizce yazıları konulunca, emniyet müdürlerinin tutumuna kızmamak gerekir. Anlamak mümkün değil, Türk polisi, “ben Türküm” demesin mi ? Bu mu isteniyor ?
“Biz Türküz, Türk” diye haykırıyordu rahmetli Ozan Arif. Böyle bir nesilden geliyoruz.. Bizim için “yüce” kelimesi dahi her zaman söylenmezdi. Çünkü Türk zaten “yüce” dir. Dolayısıyla genelde, “Tanrı Türkü Korusu” denir. “ Ve yüceltsin” denmez. Çünkü Türk zaten yücedir. Ancak bu ortamda, Yüce Türk Milleti’ni birilerine hatırlatmamız gerekiyor. İnadına “Yüce Türk Milleti”, İnadına “Ya Sev, ya terk et”, inadına “Türk isen gurur duy, değil isen biat et”, inadına Ne mutlu Türkün Diyene”…
Kulakları çınlasın, Artvin Dağları’nın kükreyen Bozkurt’u “Arap Sarı” ; Sen doğru söylersin. Umudumuzu yitirmedik. Yüce Türk Milleti, ne zorluklara göğüs gerdi… “Mustafa Kemal Atatürk hangi şartlardan bu ülkeyi kurdu” değil mi? Hatırlattın, kendime geldim. Sağolasın..
***
İnadına;
TANRI TÜRK’Ü KORUSUN VE YÜCELTSİN