Yenilenebilir teknolojinin doğuşuyla birlikte birçok kişi, Dubai’nin güney çölünde bulunan Muhammed Bin Rashid Al Maktoum Güneş Parkı gibi çabalarla iklim değişikliğinin etkisini tersine çevirmeyi umuyor.
Burası, güneş ışınlarını saatte yaklaşık 1000 MegaWatt’a dönüştürebilen ve 320 binden fazla eve güç sağlayabilen milyonlarca fotovoltaik panelle donatılmış dünyanın en büyük tek bölgeli güneş parkı.
Çoğunluğu Dubai Elektrik ve Su İdaresi’ne (DEWA) ait olan yapıyla, dünyanın en yüksek konsantre güneş enerjisi kulesi de dahil olmak üzere bir sonraki aşamasıyla enerji üretimini ikiye katlamayı planlanıyor.
Yaklaşık 260 metre yükseklikte, Eyfel kulesinden yaklaşık 60 metre daha kısa. Güneş ışınlarını termal enerjiye dönüştürmek ve yaklaşık 15 saat depolamak için aynalar gibi yaklaşık 70 bin heliostat kullanacak.
2013’te kurulan parkın önümüzdeki birkaç yıl içinde tamamlanması ve yılda 6,5 milyon ton karbon emisyonunu telafi etmesi bekleniyor.
Salim Essaid, Euronews: “Bu hedefe ulaşmak, erken bir yatırım stratejisi ve insan kaynakları oluşturmakla başlar. Öyleyse bana, yenilenebilir teknolojiye yatırımın neye benzediğini söyleyebilir misiniz? Sadece mali bir proje mi, yoksa daha fazlası mı?”
Dr.Aaesha Abdulla Alnuaimi, Direktör, Solar Innovation Center: “Gençleri erken yaşlardan itibaren eğittiğinizde, temelde şu andan itibaren güneş enerjisinin karşı karşıya olduğu zorlukların ne olduğunun farkına varırlar ve bu zorlukların üstesinden nasıl gelinmesi gerektiğinin de farkına varırlar.”
Salim Essaid, Euronews: “Gençliğin gelecekte neyle karşı karşıya kalacağından bahsetmişken, yenilenebilir teknolojiyi ileriye taşımakta karşılaştığınız en büyük zorluk nedir?”
Dr.Aaesha Abdulla Alnuaimi, Direktör, Solar Innovation Center: “Şu anda, örneğin teknolojinin tozu nasıl ele aldığına bakarsanız, robotik temizlik var, ancak robotik temizliğin uygulanmasında yüksek maliyet var. Nano teknolojiye dayanan kir önleyici kaplama var. Birkaçını test ettik. Ama ne yazık ki hiçbiri bu zorlu koşullarda etkili bir şekilde çalışmıyor ve bu yüzden bu konuda daha fazla araştırmaya ve daha fazla yeniliğe ihtiyacımız var.”
Elektrik enerjisi üreten ağaçlar gibi pratik çözümler geliştirerek, güneş enerjili sokak lambaları ve ayrıca kaldırımlar yapılabiliyor.
Euronews: “Dubai daha çok güneş enerjili ve düşük karbonlu bir geleceğe giden yolu inşa ederken, bir bütün olarak emirlik, hala geleneksel enerji kaynaklarına büyük ölçüde güveniyor.”
2019’da güneş parkı Dubai’nin toplam enerji talebinin yüzde üçünü karşıladı.Bundan önce Dubai neredeyse yüzde 100 doğalgaza bağımlıydı.
Yine de, elektrik üretiminden kaynaklanan karbon emisyonlarını yüzde 70 oranında azaltmayı hedefleyen “Enerji Stratejisi 2050” ile daha çevreci değişiklikler yapılmak isteniyor. Yenilenebilir sektörü ilerletmek için muhtemelen daha fazla yabancı yatırıma ihtiyaç duyulacak.
Dr. Jagannathan Ramaswamy,Bağımsız enerji ve sürdürülebilirlik analisti: “Enerji piyasasının düzensizliğinden dolayı çok sayıda oyuncunun enerji sistemine katılmasına izin veriliyor. Bu yüzden oyunculara izin verdiğimizde, onlar kesinlikle para yatıracaklar.”
Dubai’de, DEWA, kamu özel ortaklıklarına yapılan yatırımlarda şimdiden yaklaşık 9 milyar Euro çekti.
2015 Paris İklim anlaşmasına uygun olarak BAE, güneş enerjisi, nükleer ve diğer yenilenebilir enerjilerin bir kombinasyonunu kullanıyor. Bu da onları yönetmek için daha akıllı teknolojiye ihtiyaç duyacak.
Dr. Jagannathan Ramaswamy, Bağımsız enerji ve sürdürülebilirlik analisti: “Amaç, karbondan arındırma, sorumluluğun dağıtılması ve dijitalleşme. Dolayısıyla, büyük veri, veri analizi, yapay zeka ve belki de blok zinciri de karışıma dahil edecek”
Kaynak: Euronews: