Habertürk yazarı Nagehan Alçı, Montrö bildirisinin ardından 10 emekli amiralin gözaltına alınmasını, “Bu amirallerin gözaltına alınmasını yanlış buluyorum. Bu tür uygulamaların Türkiye’ye hiçbir faydası olmadı geçmişte” sözleriyle yorumladı.
Habertürk yazarı Nagehan Alçı, ‘Amiraller bildirisi çok yanlıştı, amiral gözaltıları da çok yanlış‘ başlığıyla yayımlanan yazısında Montrö Boğazlar Sözleşmesi’yle ilgili 104 emekli amiralin imzaladığı bildiri sonrası yaşananları değerlendirdi.
Bu konuyla ilgili Türk medyasında çıkan en ağır yazılardan birinin kendisinin olduğunu belirten Alçı, “Kenan Evren tarzı ‘Yüce Türk milletine…’ diye başlayan böyle bir gece yarısı bildirisi aynen Meral Akşener’in dediği gibi baştan sona zevzeklikti. Fakat dün sabahın köründe 10 emekli amiralin evine paldır küldür yapılan polis baskınını da büyük bir yanlış olarak görüyorum” dedi.
“Yaşları 70 üstünde olan Atilla Kıyat gibi birkaç isim ifadeye çağrıldı. Güzel güzel avukatlarıyla beraber adliyeye gidip ifadelerini verecekler. Neden diğer 10 amirale de bu usul uygulanmasın? Sabahın kör karanlığında polis baskını asla doğru değil” görüşünü dile getiren Alçı, şöyle devam etti:
“Bu amirallerden hiçbirinin kaçma ihtimali yok. Bunu hepimiz biliyoruz. Soruşturma açılmasını ve Türkiye’yi kilitleyen bu saçma bildirinin kaynaklarını öğrenmemiz iyi olacaktır. Ama hepsi de 60 yaş üstü amirallere polis baskını, gözaltı ve tutuklama asla Türkiye’ye faydalı değil.
Bakın ben askeri vesayet rejiminin tasfiyesi sürecinde çok sert anti-militarist tavır almış bir gazeteciyim. Sırf bu sebeple şu an gözaltında tutulan amiraller de dahil eski rejimin generalleri benden pek hazzetmezler hatta maalesef hakkımda yazmadığım şeylerden, uydurma capslerle kara propaganda da çok üretmiştir bu kesim.
Fakat tüm bunlara rağmen bu amirallerin gözaltına alınmasını yanlış buluyorum. Bu tür uygulamaların Türkiye’ye hiçbir faydası olmadı geçmişte. Şimdi de olmayacaktır. Elbette bu bildiriye en sert şekilde karşı çıkalım. Nitekim ben dün bu amirallere çok sert tepki veren Devlet Bahçeli ve Meral Akşener’i ayakta alkışladım.
Hatta Devlet Bahçeli ile yaptığım telefon görüşmesinde bizzat tebrik duygularımı Sayın Bahçeli’ye ilettim. Kesinlikle o bildiriye karşı tavizsiz sert tavır koymak demokrasi açısından mecburiyet. Diğer yandan bu polis baskınlarına karşı çıkmak da aynı şekilde geçmişte yaşadıklarımızın muhasebesi bağlamında bir vicdani mecburiyet.”