Gündem, TUNCELİ21.03.2021 12:11 ~ 21.03.2021 12:12
Ege Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra sokaklarında türküler söylediği şehre “Senem Usta” olarak dönen Anadolu’nun bilinen ilk kadın bağlama yapımcısı Senem Arın, ANKA Haber Ajansı’na konuştu. Henüz 25 yaşında olan Arın, Tunceli’de kendisine ait bir enstrüman yapım atölyesi kurdu. Burada ağaçlara ses veriyor.
Ege Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra sokaklarında türküler söylediği şehre “Senem Usta” olarak dönen Anadolu’nun bilinen ilk kadın bağlama yapımcısı Senem Arın, ANKA Haber Ajansı’na konuştu. Henüz 25 yaşında olan Arın, Tunceli’de kendisine ait bir enstrüman yapım atölyesi kurdu. Burada ağaçlara ses veriyor.
Tunceli’de köy yaşantısı içerisinde doğup büyüyen Senem Arın liseden sonra Adıyaman’da konservatuvar eğitimi almaya başladı. Okulu yarıda bırakıp Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı Çalgı Yapımı ve Onarım Bölümü sınavlarına hazırlanmaya başladı. Arın, bu bölüme girme kararını ve süreci şöyle anlatıyor:
“Adıyaman’da konservatuvar bölümünü kazandım. Orada 6 ay kadar kaldım. İşin aslını söylemek gerekirse batı müziği konservatuvarıydı ve hiç bana uygun değildi. Adıyaman’da Karapınar diye bir mahalle vardı. Okuldan arta kalan vakitlerimde bu mahalleye gidip geliyordum. Bir bağlama atölyesinin önünden geçiyordum sürekli, bir gün içeri girdim ve tanıştım. Atölyedeki usta, Abuzer Usta’ydı. Daha önce marangozluk yapıyormuş bu nedenle sol elindeki yüzük ve serçe parmaklarını kaybetmiş. Daha sonra bağlama yapmaya başlamış. Ve kendisi bir bağlama sevdalısıydı. Çocuklarının hepsini kurslara göndermiş, hepsinin bağlama çalmasına vesile olmuş. Kendisi de “Çalamıyorum ama yapıyorum” diyordu. Abuzer Usta ile tanışmam bağlama yapımına karar vermemde son derece etkili oldu. O zamana kadar yine İzmir’e gitmek, orada konservatuvar eğitimi almak istiyordum ama bu istek, temel bilimlere yönelikti. Abuzer Usta’yı gördüğümde ‘Ben bağlama yapacağım’ dedim ilk kez. Yeniden hazırlandım ve 2015 yılında Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı Çalgı Yapımı ve Onarım Bölümü’nü kazandım.”
“BİR KIZ ÇOCUĞUNU SINAVLARA HAZIRLAYABİLMEK İÇİN TUNCELİ’YE DÖNDÜM”
Ege Üniversitesi’nden 2019 yılında mezun olan Arın mesleki anlamda kendini geliştirmek için İstanbul’a gitti ve orada farklı bağlama ustalarıyla çalışma imkânı buldu. Aynı zamanda Haydarpaşa’da bir meslek lisesinin çalgı yapım bölümünde bir dönem öğretmenlik yaptı. Okul, pandemi nedeniyle kapanınca Tunceli’ye döndü ve atölye açmaya karar verdi. Arın, Tunceli’ye dönüşünün asıl gerekçesini, güzel sanatlar lisesine hazırlama sözü verdiği bir kız çocuğuna bağlıyor:
“Ovacık ilçesinin Koyungölü köyünden, yatılı bölge okulunda okuyan bir kız çocuğu vardı. Geçen sene kış aylarında, çocuklara moral olsun diye ufak bir konser vermeye gittik. Orada bu çocuğun ritim tuttuğunu gördüm ve ritimleri hiç şaşmıyordu. Sonrasında konuştum. ‘Seni güzel sanatlar lisesine hazırlayalım, ister misin?’ dedim (8. sınıf öğrencisiydi). İsterim, dedi. Daha sonra ben İstanbul’a gittim ama sürekli görüşmeye devam ediyorduk. Yaz ayları geldi, sınavlara bir ay kadar kalmıştı. Çocuk biraz korkmuştu haliyle. Pandemi dönemi, Senem Hoca gelmeyecek, beni hazırlayamayacak diye endişelenmeye başlamıştı. Ama geldim. Benim İstanbul’dan ayrılıp Tunceli’ye dönmemdeki asıl sebep budur aslında. Bu çocuğa söz verdim diye, onu sınavlara hazırlayabilmek için geldim. İki hafta kadar onların köyünde kaldım. Kendi köyünde ders verdim çocuğa. Daha sonra da okulu kazandı zaten. Şu an merkezde güzel sanatlar lisesinde okuyor.”
“BURADA KADIN GİRİŞİMCİLERE CİDDİ BİR DESTEK VAR”
Arın Tunceli’ye döndükten sonra Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu ile görüştüğünü, bir atölye açmak istediğini ve başkanın desteğiyle Moğultay Mahallesi’nde belediyeye ait bir dükkânın kendisine tahsis edildiğini belirtiyor. Tunceli halkının da kendisine son derece destek olduğunu söyleyen Arın, “Burada kadın girişimcilere ciddi bir destek var.” diyor.
“BAĞLAMA YAPIMINI ANNELİK DUYGUSUYLA BENZEŞTİRİYORUM”
Kurduğu atölyede ağaçlara ses veren Arın, bağlama üretim sürecini şöyle anlatıyor:
“Ağaca korkmadan, sevgiyle yaklaşıyorum. Bir yandan da annelik duygusuyla benzeştiriyorum. Bir bağlamanın yapım süresi 3-4 ayı buluyor. Ve onu bekleye bekleye yapıyoruz. Aylar boyu onunla zaman geçiriyorum. Onu yaparken radyodan müzik açıyorum, kendim söylüyorum. Ona sadece bir tahta, bir ağaç gözüyle bakmıyorum. Çünkü sonrasında o dilleniyor. Birçok duyguya tercüman oluyor. Daha sonra da ondan ayrılmak benim için çok güç oluyor. Ve belki de bir yapımcı olduğumdan dolayı böyle düşünüyorum ama o bir ağaç ve ben bu anlamları yüklemezsem, yine o bir ağaç. Bu anlamları yüklediğim zaman benim için canlı bir varlık oluyor.”
“İLK OLDUM AMA TEK OLMAK İSTEMİYORUM”
Hayatının geri kalanında da bu işi yapmak istediğini belirten Arın; yurt dışında eğitim almak istediğini, farklı enstrümanların yapımını da öğrenmek istediğini söylüyor. Aynı zamanda Tunceli’nin ilk konservatuvarlı bağlama yapımcısı olan Arın, bu konuyu bir dava haline getirdiğini de belirtiyor:
“Türkiye’de bağlama atölyesi açan ilk kadın benim. Zannediyorum ki bu, insanlar için örnek teşkil ediyor. Ama tek olmak istemiyorum ve bunun devamını getirmem gerektiğine inanıyorum. Çünkü kadınların yapabileceğine inanıyorum. Neticede bu bir yük ve ben bunu farkında olmadan omuzlamışım.”
Kendisini konservatuvar sınavlarına hazırlayacak kimsenin olmaması Arın’ı bu konuda da harekete geçirmiş. Belediye bünyesinde kurduğu çalgı yapım kursunda, lise son sınıfta okuyan ve konservatuvar eğitimi almak isteyen öğrencileri, konservatuvar sınavlarına hazırlıyor. Aynı zamanda bağlama çalmak isteyenlere de kurslar veriyor.
“KADINLARIMIZ KENDİLERİNİ KİMSEDEN AŞAĞI GÖRMESİNLER. HER ŞEYİ BAŞARABİLİRİZ”
Tunceli’de kadın taksi şoförünün, kadın ayakkabı boyacısının olduğunu; kendisini kadın bağlama ustası olduğunu söyleyen Arın sözlerini şöyle noktalıyor:
“Bizim burada bir ablamız var, çarşıda ayakkabı boyacılığı yapıyor. Yine kadın taksi şoförümüz var. Bir ara haberde görmüştüm, kadın lastik tamircisi vardı. Yani kadınlar her işi yapabilir. Ben de bunlardan sadece biriyim. İstiyorum ki hayatın her alanında kadın aktif olabilsin. Kadınlarımız kendilerini hor görmesinler, kimseden aşağıda görmesinler, her şeyi başarabiliriz.”