Bülent TARHAN
Türkiye’nin kalkınma girişimlerinin hem dışardan hem de dışarının içerdeki kolları tarafından engellendiği artık gizlenemez bir gerçektir.
Romanya, Rusya, Azerbaycan, İran, Irak ve Suriye’de petrol varken, bu coğrafyaların ortasında yer alan Türkiye’de petrol olmaması mümkün müdür. Son yıllarda yapılan araştırmalar onu göstermektedir ki Anadolu her yönüyle yeraltı zenginlikleri olan bir yerdir. Türkiye’de petrol, altın, toryum, bor başta olmak üzere her türlü yeraltı zenginliğimiz vardır. Buna ilaveden mavi vatan dediğimiz denizlerimiz de yeraltı zenginlikleri ile göz doldurmaktadır. Bize yönelik bütün saldırıların altında bu zenginliklerden ülkemizin yararlanmasını önleme arzusu yatmaktadır. İçimizdeki bölücü terör de bu nedenlerden dolayı dışarısı tarafından beslenip, bize saldırtılmaktadır.
Yakın tarihte yaşanan önemli olaylardın biri de milli motor sanayiinin kurulmasıdır. Bu konuda girişimleri ile tanınan rahmetli Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın girişimiyle bir motor fabrikası kurulur. (PANCAR MOTOR, 1956 yılında Türkiye’ nin ilk dizel motor fabrikası olarak kuruldu. İlk Yönetim Kurulu; Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN, Süleyman İSHAKOĞLU, Zeki AYTAÇ, Adil SARAÇOĞLU, Enver APTİK ve Fehmi BİLGE’ den oluşmaktaydı.)
Bu fabrikanın kurulması ile birlikte ülkemizde de ağır sanayi kurulma fikri hayata geçirilir. O güne kadar hiçbir girişimde bulunmayan bazı çevreler de hemen harekete geçer. Yerli motor piyasaya o dönemin fiyatları ile 500 TL’den sürülür. Aynı dönemde yabancı menşeli bir firmanın Türkiye Temsilciliğini üstlenen ünlü bir holdingimiz de bu yabancı menşeli motorları 250 TL’ye piyasaya sürer. Serbest piyasa mantığına göre doğru gibi görünen bu girişimin yerli motorla aynı dönemde hem de yarı fiyatına piyasaya sürülmesi o kadar da masum bir hareket değildir. Doğrusu güçlü bir yapıya sahip olan holdingimizin yerli sanayiye öncülük etmesidir. Yabancı firmaların Türkiye temsilcisi olmak işin kolayına kaçmaktır. Bir diğer deyimle yerli sanayiyi baltalamaktır. Nitekim dış destekli rekabete dayanamayan yerli motor firmamız önce küçülmüş, 2019 yılında ise tamamen kapanmıştır.
Bu olayın bir benzerini daha yaşamaktayız. Yerli otomobil yapmak için bir girişim grubu kuran ve onu destekleyen Sanayi Bakanlığı bu yöndeki girişimi önemli bir aşama kat etmiştir. Elektrik enerjisi ile çalışacak böyle bir otomobil yerli piyasa ve ihracat piyasası için önemli bir yatırımdır. Tam da böyle bir zamanda ünlü holdingimiz de yabancı markalı bir otomobilin elektrikle çalışan türünün Türkiye’de de üretilmesi için 2,5 milyar TL yatırım kararı almış bulunmaktadır. Bu girişim yerli otomobil üretimine destek olmak mıdır, yoksa rekabetle onu engellemek midir? Maden böyle bir girişime ihtiyaç vardır, neden TOGG girişimi içinde yer alınmamıştır. Pancar Motor girişiminin benzeri mi yaşanılmaktadır. Amaç TOGG yi başarısız kılmak ve süreç içinde kapanmasına mı yol açmaktır.
Yaşayacağız, göreceğiz. Ancak unutulmasın ki görünen köy kılavuz istemez.