Marmara İlahiyat’ın aydınlık yüzü Prof. Dr. Mustafa Öztürk ülkeyi terk etti. Doktora tez danışmanlıklarımı Cübbeli ile Sakarya’daki tacizci Nurullah’a devrettim
Cemaat ve tarikatlara yönelik eleştirileri nedeniyle hedef haline getirilen Prof. Dr. Mustafa Öztürk, Almanya’daki Münster Wilhelm Üniversitesi’nin İslam Teolojisi bölümünden davet aldı. Akademik çalışmalarına devam etmek için bu sabah Almanya’ya giden Öztürk, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Artık gidelim… Yerli ve milli tımarhanede herkese ruh sağlığı dilerim.” ifadelerini kullandı.
ODA TV’de yer alan habere göre, Prof. Dr. Mustafa Öztürk, akademik çalışmalarını devam etmek için Almanya’ya gitti. Prof. Dr. Öztürk’ün uçağa binerken sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım ise dikkatleri çekti.
Prof. Dr. Öztürk’ün Instagram’a İstanbul fotosunun üzerine kalp emojileri koyup ‘Ah istanbul’ yazısıyla kente veda ettiği görüldü. Öztürk, “Artık gidelim… Yerli ve milli tımarhanede herkese ruh sağlığı dilerim. Doktora tez danışmanlıklarımı Cübbeli ile Sakarya’daki tacizci Nurullah’a devrettim. İlahiyat işleri artık onlara teslim.” dedi.
Sosyal medyada yayınlanan bir konuşması sonrasında yine hedef olup üniversiteden emekliye ayrılma kararı olan Prof. Dr. Öztürk o dönem Karar gazetesindeki yazısında şunları dile getirmişti: “Badecilik, çocuk tecavüzcülüğü, yanmaz kefen satıcılığı, peygamber terlikçiliği gibi rezilliklerle gündeme gelen karikatür gibi tiplerin linçe uğramak şöyle dursun, sayısız insan tarafından kellifelli şeyh/mürşid muamelesi görüp sahih Ehl-i Sünnet akidesinin en güvenilir temsilcisi olarak takip edildiği bu memlekette yapılacak en doğru şey, “sağlığı, özellikle de ruh sağlığını korumak”tan başka bir şey değildir.”
Mustafa Öztürk yazısının son bölümünde ise, “Sonuç olarak, bugün bu ülkede fikir, ilim ve akademik özgürlük adına deniz bitmiştir. Artık iyice anlaşıldı ki İlahiyat Fakültesi, dinî alanla ilgili farklı fikirler ve görüşlerin müzakere edilebildiği bir ortam değil, belli bir mezhep ve meşrebe göre sahih sayılan itikadi sistemin dogmatik şekilde ezberletildiği, dolayısıyla farklı görüş beyanlarına ilişkin hemen her girişimin “heretik” diye etiketlenip aforoz edildiği bir müessesedir. Bu yüzden, artık deniz bitmiştir” diye yazdı.