Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya korona virüs aşısı ile ilgili iktidar tarafından atılan adımları hatırlatarak, “Söylenen şu ki, her şey hazır, yani tedarikte, depolamada, izinde, gümrükte, hatta şişeleme bir yana bir seferde daha fazla gelmesini sağlayacak tıbbi damacana ile yollama da dahil hiçbir sorun yok… O zaman neden gelmiyor?” ifadelerini kullandı.
Sarıkaya’nın “Aşı gelişi neden durdu?” başlıklı yazısından ilgili kısım şöyle:
BİR haftadır aynı sorunun yanıtını arıyorum.
Sadece ben değil, konu ile ilgili tıp ve halk sağlığı alanındaki bilim insanlarının neredeyse tamamı aynı sorunun yanıtını arıyor.
Buna neden de Sağlık Bakanı’nın da Bilim Kurulu sonrasında yaptığı açıklama ile kamuoyu önünde açıkladığı durum.
Buna göre Mart ayında 50 milyon dozun tamamı gelmiş olacak, Nisan ayında da ikinci 50 milyonun önemli bir bölümü giriş yapacaktı.
Bunu ekranlarımızda yer alan programlarımızda bilim insanları da açıktan dile getirdi.
Yapılan bu açıklamanın perde arkası verileriyle birlikte anlamı şöyleydi.
İkinci 50 milyon doz anlaşması yapılırken, ilk paket anlaşması yapılırken ortaya çıkan boşluklar yeni bir anlaşmaya bağlandı.
Daha önce Çin hükümetinden alınması gereken tüm onay süreçlerdi ortadan kaldırıldı.
Aşı için hükümet onayı zorunluluğu yapılan anlaşma ve sözleşmeyle de kalktığı için fabrikadan çıktığı andan itibaren akışı gerçekleşecekti.
Hatta hedef gelen her uçağa 2 milyon doz koymaktı.
Bu da Türkiye’nin aşılama sürecinde önemli bir kazanım oluşturacaktı.
Bu konuda hiçbir açık bırakılmadığı, oluşabilecek tüm olumsuzlukların da önüne geçildiği Sağlık Bakanlığı’nın konuya ilişkin isimleri tarafından da söylendi.
HER ŞEY VAR NEDEN YOK?
Madem bunlar yapıldı, o zaman neden gelmiyor?
Atasözündeki gibi, “un, yağ, şeker var, pişirecek kap ocak var; helva niye yok?”
Söylenen şu ki, her şey hazır, yani tedarikte, depolamada, izinde, gümrükte, hatta şişeleme bir yana bir seferde daha fazla gelmesini sağlayacak tıbbi damacana ile yollama da dahil hiçbir sorun yok…
O zaman neden gelmiyor?
Tıkanmanın gerekçesi ne ve yapılan anlaşma gereği Türkiye buna karşı nasıl bir adım atacak?
Bu soruya şu aşamada verilen bir yanıt yok, çünkü bu hükümetin alacağı bir karar…
Ancak bu ay içinde sorunun aşılabileceğine ve 50 milyon dozun tamamının gelebileceğine yönelik de beklenti var.
NASIL AŞILACAK?
Bu noktaya gelmesinin nedeni bilindiğinde, gerisinde yatan nedenin diplomatik ilişkilerle çözüleceğini görmek sanırım daha gerçekçi…
Çünkü gümrükte şartları uygun ortamda bekleyen aşının gelmesi için “gönderin” talimatının çıkması Çin gibi ülkelerde bazen uzun zaman alabiliyor.
Anlaşmanız olsa da…
Sonuçta mahkemeye verseniz ne olacak, uluslararası mahkemenin sorunu çözmesi için bu kez bütün süreçler tıkanacak…
Bunun giderilme yöntemleri de bu gibi dönemlerde malum…
Bazen iki ülke ilişkileri tazeleyecek bir gezi veya bir diplomatik temas bütün sorunların ortadan kalkmasına yol açabilir…
Bakalım nasıl şekillenecek…