Selçuk Şağban sağolsun, Küçükpazar Karakolunu yazınca aklıma İstanbul’un en eski ve ünlü dolandırıcısı Eyüp’lü Halit geldi.
İstanbul’un en ünlü dolandırıcısı kim? diye sorsanız hemen Sülün Osman veya Raki gelir akla. Sülün Osman’ı tanıtan ve medyatik yapan Beyoğlu muhabiri Halit Çapın, ballandıra ballandıra Sülün’ün anlattıklarını yazmış. Adı Sülün Osman kandırmış Çapın’ı da, Eyüp’lü Halit’in eylemlerini kendisinin- miş gibi anlatmış.
1923 yılı Eylül Sonu, Ekim başı İstanbul işgalinin son günleri tahliyeler başlamış 4-5 gün sonra Türk Ordusu gelecek, Halit hızlı davranıp Rumların yoğun olduğu Feridiye semtinde, yardımcısı Arap Abdullah ile birlikte metruk bir bina ayarlayıp, FERİDİYE KARAKOLU tabelasını asmış. Sinirli komiser rolünü oynayan Halit; mahallede varlıklı Rumların evlerine yardımcısı Abdullah’ı gönderip karakola davet etmeye başlamış. “Masum insanları ihbar ettiniz yaşatmam sizi” deyip nezarethane dekoru olan arka odaya kapatıyor. Abdullah “Komiser çok sinirli ben size yardımcı olurum” diyerek iyi polisi oynamış, otorite boşluğundan kimse yadırgamamış. Sinirli Halit “siz işgalcilerle işbirliği yaptınız, ihbarcısınız, elimizde belgeler var” diyerek yıpratıyor, Abdullah’ta para karşılığı çözüm buluyor. 6 Ekim’de Türk Ordusu İstanbul’a girince tabela iniyor ve Eyüp’lü Halit iyi bir sermaye ile Cumhuriyet dönemine başlıyor.
Halit Keskiner, 1894 Eyüp doğumlu, köken Girit, çok güzel Rumca ve Fransızca konuşuyor. Osmanlıca okuma yazması yok. Babası Eyüp’te ki Hz. Halit türbedarı. 1952 yılına kadar, bol hapis giriş çıkışlı yaşamış.
Halit’in esas ünü zengin kadın avcısı olmasıymış. Beyoğlu’nda 1867’de açılıp 1970’e kadar varlığını sürdüren MAYER mağazalarının, üçüncü kuşak sahibi George MAYER Beyoğlu anılarını içeren kitabında uzun uzun Halit’i anlatmış. 68 genç hanımı evlilik vaadi ile kandırıp dolandırdığı yazılır.
“60 yaşlarında, iyi giyimli, ufak tefek bakımlı bir adam. Jilet gibi ütülü pantolon ve gömlek, kravatında inci ve pırlanta iğne takılı, daima gümüş kabzalı dandy bir bastonla dolaşır” diye anlatıyor son dolandırıcılığının şahidi. Hoş bir bayanla Beyoğlu’nda lüks bir mağazaya geliyor. Şık ve pahalı ipek bir gömlek alıp 1000 Lira veriyor. Mağaza sahibine “içeride ki hanım kız kardeşim biraz aksidir, bu kadar pahalı bir gömlek aldığımı anlamasın, ben bunu eve bırakıp 5 dakikaya dönerim, siz onu oyalayın” deyip gidiyor. Gidiş o gidiş, uzun süre gelmeyince kadın daralıyor ve olay anlaşılıyor. Halit bir gün önce tanışıp evlenme vaat ettiği kadından bankalar kapalı, açılınca iade ederim diye 1000 Lira borç almış ve ara ki bulasın.
Sık sık hapse giren Halit, Mussolini’yi bile dolandırmış. 1935 yılında, cezaevinde tanıştığı İtalyan kasa hırsızı ile arkadaş olmuş ona Mussolini’ye göndermek üzere bir mektup yazdırmış“. Antalya sizin hakkınızdır. Sizin hayranınızım, sizi savunduğum için hapis cezası verdiler” demiş. Mektuptan bir ay sonra İtalyan Başkonsolosu cezaevine Halit’i ziyarete gelmiş. Yüklüce bir parayı Mussolini adına Halit’e vermiş. Yine başka bir hapishane macerasında tahliyesine bir gün kala kış günü, yeni gelen bir mahkumu kömürlüğe götürüp, “bak kardeşim, bu koğuşun sobası bana ait. Ama ben yarın tahliye oluyorum. Sobanın yanmasından ben sorumluyum ve koğuştaki mahkumlardan her gün 5 kuruş alıp yolumu buluyorum. Seni sevdim, sobayı taşımam da zor, istersen 15 lira ver sobayı sana satayım” demiş ve satmış, ertesi gün de tahliye olmuş.
Saat kulesini, Galata kulesini, Galata köprüsünü satan Halit; 1952 yılında hapiste öldü (öldürüldü).
Osmanlıdan devrolan bu dolandırıcının kahramanlık hikayeleri, 1923- 1984 yıllarında yaşayan Osman Ziya Sülün’e kısmet oldu. İşte bir Eyüp’lü Halit de İstanbul’dan geldi geçti.
Bir de 1951 de Muammer Karaca tarafından yazılan ve Refik Kordağ’ın sahneye uyarladığı, CİBALİ KARAKOLU vardı. 16 yılda, 3000’den çok sahnelenen oyunu ben de 1963’te izlemiştim. 1966 Haldun Saner, filmini yaptı. Daha sonra Zihni Göktay başrolü ile günümüze ulaştı. Ben Cibali Karakolu’nun Eyüp’lü Halit’ten esinlendiğini sanıyordum. Meğerse 1904’te Fransız Henri Keroul ve Albert Barre’nin yazdığı “Une Nuit de Noces” (Bir Zifaf Gecesi) oyunundan adapte edilmiş. İki döner, iki kola karakola.
Sevgiyle kalın,
Unvan Atlı
Not: Feridiye Mahallesi, Cihangir Beyoğlu’nda.