Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, MİT’le birlikte yürüttüğü “Gara Operasyonu” (Pençe Kartal-2) 14 Şubat 2021 tarihi itibari ile tamamlandı. Başarılı, ancak hüzünlü bir zafer oldu. Altı yıldır PKK’nın elinde bulunan ikisi istihbarahçı, 13 polis ve askerlerimiz maalesef kurtarılamadı. Kahraman şehitlerimizin, muhtemeldir ki, bulundukları nokta belirlenmiş, operasyon ona göre planlanmıştı.
F – 16’larımız havadan nokta atışları ile hadefi “yumuşatırken”, özel kuvvetler “düşman ötesine” sızmak sureti ile güneyden harekete geçtiler. Ve çok başarılı bir şekilde hainlerin barındığı mağaraya girdiler.
Ancak, PKK’lı katiller ellerinde tuttukları kahramanlarımızı başlarına ateş ederek infaz ettiler. 53 örgüt üyesi eli kanlı hain PKK’lının, ele geçirildiği operasyonu gerçekleştiren timlerin karşılaştığı içler acısı manzara buydu! Haberin Ankara’ya ulaşmasıyla “herşey donmuş. Zaman durmuştu.” Bazen “sözün bittiği yer” işte böyle anlardı. Titreyen dudaklar adeta mühürleniyodu!
Toplumda beklenen ilgiyi görmeyen “uzaya gideceğiz” açıklamasını yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çarşamba günü mutlaka açıklamamı izleyin” diyerek, belki de sağ kurtarılması planlanan bu kahramanlarımızın müjdesini verecekti. Ama olmadı, evlere ateş düştü!
Silahlı Kuvvetler olsun, istihbarat birimleri olsun bunun intikamını mutlaka alacaklardır. Bundan kimsenin kuşkusu yok. Devlet, “intikam hissi”ni iliklerine kadar hissetmiş olmalı! Bakan S. Soylu’nun açıklaması, bunun dışarı yansımasına bir örnekti.. Bakan Süleyman Soylu Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Murat Karayılan’ı yakalayıp bin parçaya bölmezsek bu Millet ve Şehitlerimiz yüzümüze tükürsün” dedi. Bir bakanın bu şekilde açıklama yapmış olması, yüreklerin ne denli yangın yerine döndüğünün kanıtıdır. Aşağıdaki şiirde de söylendiği gibi, “insanın göz pınarları kurur.”
Bir de şehitlerimizi istismar eden “şerefsizler” var ki; TSK’nın bombalaması sonucu bu olayın meydana geldiğini yayıyorlar. O vatan haini işbirlikçilere söyleyecek bir lafın yok! Ancak, Atsız’ın sözüne yine de değinmeden geçemeyeceğim;
“Kürşat’ın narasıyla indik Tanrı Dağı’ndan
Ruhumuzu kandırdık Orhon’un kaynağından
Bu kaynaktan içenlerin yürekleri tunç olur
Türk’e kefen biçenin ölümü korkunç olur”
….
Netice itibari ile bir türlü bitmeyen hainler, canımızı yakmaya devam ediyorlar. Şehitlerimiz uçmağa varırken, her birinin ruhu şad olsun. Tanrı yakınlarına sabır versin..
Türk soyu için, vatanın ne kadar kutsal bir değer olduğunu dost düşman herkes bilir. 12 Eyül öncesi verilen şehitler için (Gün Sazak anısına), bilahare PKK ile mücadelede başta olmak üzere toprağa düşen “ölümsüz kahramanlarımız” için Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu’nun şiirini, besteleyen Esat Kabaklı’dan (“Kurudu Göze Pınarlar”) dinlemenizi tavsiye ederim..
Kurudu gözde pınarlar, canım içre canım gitti
Devrildi iri çınarlar, nice gül fidanım gitti
Bölünmesin diye millet, baki kalsın diye devlet
Dağlar gibi kemikle et, seller gibi kanım gitti
Param parça idi ruhum, ellerinde bir gürühun
Tufanı bumudur Nuh’un, diye arşa ünüm gitti
Hey yakınlar uzaklar, bekler pusular tuzaklar
Tayfuna dönsün Sazaklar, göz ışığım Gün’üm gitti
Yetim kaldı körpe çağam, feryadımı nice boğam
Gün doğmak üzere ağam, gün batarken inim gitti
Bu bir nesildir sürekli, gözü pek çatal yürekli
Zor günlerimde gerekli, tuğ gibi beş binim gitti
Sakarya, esti yiğitler, bağrı kan süslü yiğitler
Süphan göğüslü yiğitler, gittiyse benim gitti