Oyuncu Hale Soygazi, Tarık Akan ve Cüneyt Arkın’ın başrollerini paylaştığı “Maden” filminin bugün çekilmesinin mümkün olmadığını dile getirdi.
Oyuncu Hale Soygazi, Tarık Akan ve Cüneyt Arkın’ın başrollerini paylaştığı “Maden” filminin bugün çekilmesinin mümkün olmadığını dile getirdi.
Posta’dan Alev Gürsoy Cimin’e konuşan Hale Soygazi, “Bugün ‘Maden’ filmi çekilemez. O günkü koşullar bugün mevcut değil. İşçi meselesi, bugün farklı bir bakışla çekilebilir. ‘Maden’ filmi çok önemli bir sanat eseridir” dedi.
İşte o röportajdan bir bölüm…
Nasılsınız Hale Hanım? Hayat, her şey yolunda mı?
Her şey yolunda, teşekkür ederim. İyiyiz, iyi olmaya çalışıyoruz.
Pandemiden dolayı hepimiz zor bir süreçten geçiyoruz. Siz, psikolojik olarak nasıl etkilendiniz?
Çok zor bir süreçten geçtik. Dünya zor bir süreçten geçti, geçiyor. İp üstünde yürümek gibi. Maske, mesafe, hijyen… Galiba bu dönemi anlatan en doğru kelime kaygı. Kaygıyla baş etmeye çalıştık hepimiz. Ben de çok çeşitli psikolojik süreçlerden geçtim. Sıkıldım, bunaldım, sonra alıştım, rahatladım. Duruma uyum sağlamaktan başka bir seçenek olmadığını düşündüm. Herkes gibi okudum, seyrettim, yürüdüm, eşimle, dostumla görüntülü sohbetler yaptım.
Sizce Yeşilçam bitti mi?
Yeşilçam, 60’lı yıllardan 80’li yılların sonuna kadar bir dönemi kapsıyor. Sonrasında Türk sineması farklı filmlere yöneldi. Fakat Yeşilçam dönemindeki filmler, bugün de hâlâ keyifle seyrediliyor. Bu adeta çocukluk albümüne bakmak gibi bir keyif veriyor. Yeşilçam birikimi, bugünkü sinemamızı döşeyen temel taşlardan biri. O dönemin sinema birikimi olmasaydı, bugünkü diziler çekilemezdi. Bitti ama başka bir şeye evirildi. Bugün keyifle seyrettiğimiz dizilerin, filmlerin temelini oluşturdu.
Sizce bugün kadının adı var mı?
Bugün kadının adı var ama bunu kabul etmek istemeyen erkek zihniyeti de var. Kadınları kendi varlıklarının uzantısı gibi gören, malı gibi, kölesi gibi gören erkek zihniyeti hakim. Diğer yandan bunu kabul etmeyen, baskılara boyun eğmeyen, hayatının sahibi olmak isteyen kadınlar şiddete uğruyor. Kadın cinayetleri hiç olmadığı kadar yaygınlaştı. ‘Eşitlik İçin Kadın Platformu’, bir kampanya başlattı. Yasaların etkin uygulanmasını talep ediyor. Kadına yönelik şiddete dur demek için bir yol haritasının çizilmesini istiyor.
Yeterli desteği görüyor mu sizce?
Bu kampanyaya toplumun her kesiminden oyuncular, yazarlar, avukatlar, hak savunucuları, kadınlar ve erkekler katıldı. Tabii en önemlisi, zihniyet değişikliği için mücadele verilmesi. Burada da aileden başlayarak tüm kurumlara iş düşüyor. Cinsiyet ayrımcılığı ile mücadele çok önemli.
Peki, sinema ve dizi sektörüne bu açıdan bakınca nasıl bir tablo görüyorsunuz?
Dünyada da bizim sinemamızda da erkek kahramanlara ağırlık verilir. Kadın adeta erkek kahramanın uzantısıdır ve edilgendir. Tabii ki farklı bakış açısına sahip filmler de var. İlk aklıma gelen ‘Thelma&Louise’.
BUGÜN ‘MADEN’ FİLMİ ÇEKİLEMEZ O GÜNKÜ KOŞULLAR BUGÜN YOK
Sizce bugün, ‘Maden’ filmi gibi bir film çekilebilir mi? O dönemin ruhu yakalanabilir mi?
Bugün ‘Maden’ filmi çekilemez. O günkü koşullar bugün mevcut değil. İşçi meselesi, bugün farklı bir bakışla çekilebilir. ‘Maden’ filmi çok önemli bir sanat eseridir. Bugün bile ilgiyle seyrettiğimiz çok güzel bir filmdir. Bugün, başka bir bakış açısıyla maden işçilerinin, özellikle Soma maden işçilerinin filmleri yapılabilir. Eminim ileriki yıllarda yapılacaktır.
Hep çok cesur rollerde izledik sizi. ‘Kadının Adı Yok’ filminin son sahnesinde tamamen çıplaktınız…
‘Kadının Adı Yok’, Duygu Asena’nın romanından uyarlama. Roman, çocukluktan başlayarak kahramanın tüm hayatını anlatıyor. Normalde filme uyarlarken bunu yapmak imkansız. Romanın özünü bozmadan kısaltmalarla yapılabilir. Atıf Yılmaz’ın büyük emek verdiği bir senaryo çıktı ortaya. Final sahnesi romanda yoktu. Kahramanın çıplak olarak pencere önünde yeni bir hayata başlama kararlılığını gösteren bir resimdi o sahne. Aslında çıplaklık yoktu. Bir siluetti. Bir nü tablo gibiydi. Loş bir ışık kullanıldı. Sonuç o kadar iyiydi ki, o kare filmin afişi oldu.
Bugün olsa aynı sahnede oynar mıydınız?
O gün senaryo, yönetmen ve kahramanın yolculuğu neyi gerektiriyorsa onu yaptım. Yapılan da çıplaklık sergilemek değildi. Evet cesur bir yorum. Ekip olarak incelikli bir iş yaptık. Başarılı olduk. Yani bugün olsa yine çıplaklık olmazdı. Konu çıplaklıksa “Hayır” derdim.
Odatv.com