Okan Can, Independent Türkçe için Genç Fenerbahçeliler Tribün Grubu Liderlerinden Cem Gölbaşı ile konuştu
Haber ve / Fotoğraf Alıntısı : Independent Türkçe
– Genç Fenerbahçeliler Tribün Grubu Liderlerinden Cem Gölbaşı ile beraberiz. Cem Bey öncelikle hoş geldiniz. Genç Fenerbahçeliler Tribün Grubu nedir, ne zaman kuruldu, hangi amaçla kuruldu, öncelikle bundan bahsedebilir miyiz?
Öncelikle Genç Fenerbahçeliler Tribün Grubu, bundan 20 sene evvelinde değişik bir tribün grubu vardı. O zaman rahmetli Sefa ağabeyimiz, reisimiz, liderimiz (Sefa Kalya); belli başlı arkadaşlarıyla bir araya gelerek “Bir oluşum altında toplanalım” düşüncesiyle Genç Fenerbahçeliler Tribün Grubunu kuruyorlar.
Tabi eskiden tribünlerde o zamanlar rantlar dönüyor, biraz sokak insanları vs. var; onları bu tribünlerden temizliyorlar, Genç Fenerbahçeliler adı altında bir oluşum kuruyorlar. Bu oluşum, zamanla –ben her yerde de söylüyorum bunu- dünyanın en iyi grubunu oluşturuyor.
Genç Fenerbahçeliler taraftar grubunun tribün lideri “Amigo Sefa” lakaplı Sefa Kalya, 13 Ocak 2016’da hayatını kaybetti / Fotoğraf: AA
Bunların hepsini yapan, kuran rahmetli ağabeyimiz, liderimiz Sefa Kalya’dır. Onun sayesinde kurulmuştur. Bizler de bu saatten sonra, ağabeyim rahmetli olduktan sonra, hep beraber onun sancağını, onun emanetini yaşatmak için her zaman çabalıyoruz. Hayır hasenatlara gidiyoruz.
Genç Fenerbahçelileri ben size şöyle anlatayım, sadece bir taraftar grubu değil, biz ilk öce bir aile olarak görüyoruz kendimizi. Çünkü bize ağabeyimiz büyük bir aile bıraktı.
Bizim ağabeyimizin yaptıkları neydi, örnek verelim size; hep yardımlar, hayır hasenatlar… Bizim bunlarla ilgili çok çalışmalarımız var. En basiti, en yakın dönemden size bahsedeyim; geçtiğimiz pandemi döneminde çokça işyeri kapandı, biz çoğu devlet kurumundan bile çok büyük bir yardım yaptık. Bütün Türkiye çapında, 10 bin üzerinde ihtiyacı olan ailelere…
Ağabeyimizin vefat yıl dönümünde, Sefa Kalya Yardımlaşma Haftası ilan ettik. Tüm Türkiye ve Avrupa çapında organize olarak her yere yardımlar yapıldı.
İzmir’de deprem oldu, 7 TIR eşya ile beraber oradaki depremzedelerin yanında olduk. İstanbul’dan ve çeşitli illerden GFB grubu ile beraber yola çıktık.
Yani Genç Fenerbahçeliler oluşumu olarak biz, artık tribün işine şöyle bakıyoruz; tribün işinde biz zaten profesyoneliz, orayı aşmışız. Ama bizim rahmetli ağabeyimizin bize bıraktığı en büyük emanetlerden biri de yardımlaşmadır.
Bu sivil toplum örgütü; tüm olaylarda, devletimizin, şehitlerimizin… Biz hep meydanlardayız, her yerdeyiz. Çok büyük bir aileyiz ve ondan da önemli olan tarafı, biz büyük bir sivil toplum örgütü olduk. Bunu da bir ömür yaşatacağız.
– Peki, gelirler nasıl oluşuyor? Bu yardımlar nasıl meydana geliyor?
Şimdi bizde şöyle bir şey var, herkes soruyor, “Bu tribün grupları filan yerden para alır, birinden nemalanır” vs. Bizim Genç Fenerbahçeliler, zaten ağabeyimizin zamanından beri, ağabeyimiz öyle bir sistem kurdu ki, bizim insanlarımız yürekten insanlar… Bizim içimizde, her zaman rahmetli ağabeyimin dediği gibi, fakir insanlar da var, iş adamları da var.
Biz iş adamlarıyla beraber, bir havuz oluşturuluyor. Herkes gönlünden kopanı ortaya bırakıyor. Ve mesela üniversite öğrencileri; sadece yardımlar değil yani, diyelim deplasmana maça gideceğiz, otobüsü var, bileti var, yemeği var; olanı var olmayanı var… Olan insan kendini karşılıyor, herke bir arkadaşını karşılıyor.
Bizim zaten misyonumuz bu yani. Ben de yoksa arkadaşım, o onu karşılıyor, diğeri ötekini karşılıyor. Hep beraber organizasyon böyle tamamlanıyor. Zaten bunun sağlamlığı, temeli de buradan geliyor; yardımlaşmadan, birbirine sıkı sarılmadan… Aile olmanın anlamı budur yani.
Bize yoksa başka bir yerden bir destektir, odur budur, kesinlikle yok. Biz hepimiz, durumu olan insan, olmayana bu şekilde yardımcı olarak, bu sancağı, bu emaneti zaten ilerletiyoruz, götürüyoruz.
– Peki, kaç kişilik bir gruptan bahsediyoruz?
Bizim İstanbul’daki bütün semtlerde, ilçelerde temsilciliğimiz var. Ayrıca tüm üniversitelerde temsilciliğimiz var, bütün illerde, ilçelerde ve Avrupa’da.
Belki biraz basit gelebilir, ama biz Avrupa’da, Amsterdam’da Dam Meydanı’nda sadece Genç Fenerbahçeliler olarak –tüm Fenerbahçeliler olarak değil- sadece bizim grup olarak bin üzeri kişi toplanıyoruz. Otobüslerle… Almanya’da, Kanada’da, Amerika’da bile temsilciliğimiz var. Bunların hepsi bize ağabeyimizden kalan emanettir.
Bütün Türkiye’nin il ve ilçelerinde, her temsilcilikte 30’ar 40’ar kişiler en az. Mesela ben buradan çıkıyorum Diyarbakır’a gidiyorum, hemen bir evin kapısı açılıyor bize. Veyahut da Almanya’ya gidiyorum, nerede kalacağız diye bir düşünce yok, hemen bir kardeşimiz kapısını açıyor.
Onlar da aynı şekilde İstanbul’a geldiklerinde, ben olurum ya da başka bir kardeşimiz olur, onlar da kendi kapılarını herkese açıyorlar. Anlatmak istediğim bu; çok büyük bir aile dediğimiz budur yani. Dışarıdan bazen “bunlar nasıl” gibi düşünceler geliyor, ama iş icraata, organizasyona döküldüğünde, şaşırıp kalıyor herkes.
– Peki, rakamsal olarak tahmini bir üye sayısı var mı?
500 bin, 1 milyonlarca diyelim… Mardin’in Kızıltepe ilçesinde bile 100 kişilik grubumuz var. Bunların sayısı ölçülmüyor yani, herkes gönülden… Maç günlerinde toplanıyoruz zaten.
Diyelim ki Antep deplasmanı var, oranın çevre illeri toplanıp geliyor, biz buradan İstanbul’dan kafa tayfa olarak, bir otobüs, iki otobüs… artık imkan el verdikçe, çıkıp gidiyoruz. Böyle bir oluşumuz var. Sayısını şu an ölçemiyoruz yani.
– Peki, Cem Bey bu çok büyük bir organizasyon. Yani sayılar, çok yüksek rakamlar; iller, ilçeler, yurt dışı… Bu organizasyon nasıl yönetiliyor? Bir yönetici kadro mu var, kararlar nasıl alınıyor?
Bizim belli başlı insanlar var tabi, bunlarla istişareler yapılıyor, konuşuluyor, konular masaya getirilip tartışılıyor.
Fakat asıl mesele, illerde mesela, illerde maça gidildiğinde….
Mesela Hatay’dan örnek verelim. Geçen Hatay Genç Fenerbahçe, takıma muhteşem bir karşılama yaptı. Meşalelerle yol boyu yaktılar, dronelarla çekimler oldu vs. Bizim bunun öncesinde tabii ki bir konuşmuşluğumuz oldu, ama sonradan internetten görüp beğenmek kaldı bize.